PİRHA- Alevi Bektaşi Federasyonu Ege Bölgesi Temsilciliği adına yapılan açıklamada, yerel seçimlerde İzmir’de Alevilerin cemevleri sorununu çözmek için meclis üyesi taleplerinin karşılıksız bırakıldığı vurgulandı. Öte yandan Alevi kurumlarının adayı olmayanların Alevilerin adaylarıymış gibi gösterilmesine de tepki gösterildi.
Alevi Bektaşi Federasyonu Ege Bölge Temsilciliği adına Yaşar Aydın imzalı bir açıklama yayınlandı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir konuşmasında Ozan Arif’i Pir Sultan Abdal, Aşık Veysel ve Aşık Daimi ile aynı kefeye koymasına da tepki gösterildi. Kılıçdaroğlu’na, “Ozan Arif bizim katillerimizi övdü, sen ise Ozan Arif’i övdün, ne farkınız var?’’ diye sorulan açıklamada, ülkede demokrasi ve hukuktan uzaklaşıldığı bir dönemde demokrasiden, hukuktan ve adaletten söz eden bir partinin liderinin böyle bir söylemde bulunmasının manidar olduğu belirtildi.
Siyaset dilinin önemine vurgu yapılan açıklamada, “Ötekileştirmeyi ve ayrımcılığı tahrik eden bu anlayış, siyasetin ne yazık ki dili olmuştur. Bizler bu dilin ortadan kaldırılması gerektiğine inanıyoruz” denildi.
İZMİR’DE ALEVİLERİN MECLİS ÜYELİĞİ TALEPLERİ KARŞILIK BULMADI
Alevi Bektaşi Federasyonu İzmir bileşenleri olarak İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nde, İzmir’deki Alevi toplumunun talepleri için 8 meclis üyesinin yerel yönetim kadrolarında görev alması talebinde bulunduklarını belirten Alevi Bektaşi Federasyonu Ege Bölgesi Temsilciliği, buna olumlu bir cevabın gelmediğini aktardı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Sizler de hak verirsiniz ki ibadetini yapabilmek adına, devlet kurumlarından izin almanın ne kadar üzücü ve ‘aşağılayıcı’ olduğunu. Tam da bu bağlamda, Alevi Bektaşi Federasyonu İzmir bileşenleri olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde, İzmir’deki Alevi toplumunun ve cemevlerinin sorunlarını, taleplerini çözmek ve takip etmek münasebetiyle 176 meclis üyeliğinden 8 ilçeden 8 adayın, kurumumuz adına yerel yönetim kadrolarında görev almasını istedik.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sayın Tunç Soyer’den bu husus için istekte bulunduk. Kendisi de bunun makul bir istek olduğunu ve elinden gelen tüm çabayı göstereceğini tarafımıza beyan etmiştir. Yaklaşık olarak 1.5 milyona yakın Alevinin yaşadığı kentimizde, bu talep sizlerde hak verirsiniz ki çok kabul edilebilir, makul bir istektir. Ancak bu bağlamda basiretsiz ve iş bilmez il ve genel merkez yöneticilerinin ahbap/çavuş ilişkileri ile belediye başkan adayı gösterilen adayların da aynı anlayışın taşıyıcıları olmasının sonucudur ki, yerel yönetimlerde ki görev isteğimizin olumlu bir sonuca vardırılmadığı inancındayız. Bizler bu istekte bulunurken, kimseden bir lütuf beklemiyoruz. Hiç bir siyasi yapı veya kişi bizim adımıza karar verme ve söz söyleme, bizim rızamız olmadan bizleri temsil yetkisini alamaz (!) Sizlerle siyaset yapan, yönetme noktasında olanlar dahi bizim toplumumuzu temsil edemezler. Bu bakış açısını asla kabul etmediğimizin bilinmesini isteriz.
“ALEVİ ADAY GÖSTERİLİYORMUŞ GİBİ YAPILIYOR”
Siyasi partilerin “Alevilerden aday gösteriyoruz’ adı altında kurumsal olmayan adayların Alevi kurumlarının adaylarıymış gibi gösterilmesinin doğru olmadığı belirtilen açıklamada, “Alevi toplumu olarak hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmadığımızı açıkça ifade etmek istiyoruz. Ayrıca toplumsal tavır ve tepkimiz ile de gerekmesi, gerektiren bir durum söz konusu olursa da, geçmiş tarihsel süreçler incelendiğinde nasıl olduğu ve hangi sonuçlar ortaya çıktığını çok iyi bilinmektedir” denildi.
“BİZİM DE SÖYLEYECEK SÖZÜMÜZ VAR”
Türkiye’de demokrasi güçleri açısından yerel seçimlerin büyük önem taşıdığı belirtilen açıklamada şunlar belirtildi:
“Demokratik bütün kanalların kapatıldığı Türkiye’de, tüm demokrasi güçleri açısından da bu seçimler büyük önem taşımaktadır. Eşitlik,demokrasi ve laiklik bizim temel isteğimiz olmakla beraber, vazgeçilmezimizdir. Çünkü 73 millete bir nazarla bakan, tercihini her zaman demokrasiden, laiklikten yana kullanan toplumumuz, her şeyin tekleştirildiği ve farklı inançların yok sayıldığı bir ülkede, yaşamın zor olduğuna inanıyoruz. Bizler, cumhuriyet tarihinden bugüne kadar baskıcı yönetimlere karşı demokrasi güçlerinin yanında yer aldık. Sivil toplum kuruluşlarımız ve toplumumuz, içlerine sindirmedikleri birçok adaya ülkenin siyasi atmosferi değişsin diye bugüne kadar ‘kerhen’ destek vermiştir. Her şeyin giderek birbirine benzetildiği, farklı inançların ve düşüncelerin yok sayılarak silikleştirildiği ve önemsiz hale getirildiği bir sürece izin vermeyeceğiz. Bizim de söyleyecek sözümüz var!”
PİRHA/İZMİR
Yoruma kapalı.