Alevi Haber Ajansi

Reklam

İzmir’de 8 Mart Paneli: Kadın düşmanı bir model inşa ediliyor – VİDEO

PİRHA – İzmir’de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlenen panelde konuşan kadınlar, kadınların kazanımlarının önemine vurgu yaparak, AKP iktidarının kadın düşmanı bir model inşa etmeye çalıştığına dikkat çekti. 

İzmir’de Mor Dayanışma’nın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle düzenlediği panel İzmir Eğitim Sen 2 No’lu Şubede gerçekleşti. Salona ‘Karanlığa karşı umut kadınlarda’ dövizi asıldı. Çok sayıda kadının katıldığı panelde konuşmalardan sonra soru cevap şeklinde devam etti. Kadınların hukuksal olarak kazanımları, neler yapması gerektiği, yaşadığı hak ihlalleri konuları işlendi.

İlk olarak İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi’nden Av. Funda Erkin konuştu. Kadınların hukuksal olarak kazanımlarını anlatan Erkin, 6284 sayılı yasanın önemine vurgu yaptı.

Reklam

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDE KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖNLEME YASALARI VAR”

6284  sayılı yasanın kadına yönelik şiddetin engellenmesine karşı maddeler içerdiğini kaydeden Erkin, bu maddenin şiddete uğrayan bir kadının başvuracağı ağları genişlettiğini kaydetti.

Erkin bu yasanın 1998’den beri olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“6284 sayılı yasada ise büyük bir mücadele verildi. Yasanın yapım aşamasında yüzden fazla kadın örgütü katılımı sağlandı. Bu yasayı iktidar vermedi kadınların mücadelesi ile kazanıldı. Uluslararası bir sözleşme var, İstanbul Sözleşmesi adı altında bu sözleşmede kadına yönelik şiddeti önleme yasaları var. 2002’de bu yasa imzalandı ve bu yasada  şiddet tanımına çok kapsamlı bir şekilde yer verilmiş.

Kadınların yaşadığı her şeyde ciddi anlamda cinsiyet eşitsizliği var. Bir kadının evi ayırdığı süre 4 buçuk saatken erkeklerin ise 53 dakika. Neden eşitsizlik var kısmından bakmamız lazım. Yaşanan herşeyde işte işte, nafakada, şiddette, cinayette herşeyin temelinde bu cinsiyet eşitsizliği var. O yüzden kadınlar ikici konumda. İş bulmamız ev kadını olduğumuz için çok zor.”

“AKP KADINLARI EVE KAPATMAK İSTİYOR”

Erin, AKP hükumetinin yapmak istediği şeyin kadınları eve kapatmak olduğunu belirtti. Türkiye’de neredeyse her kadının fiziksel yada psikolojik olarak şiddet gördüğünü vurgulayan Av. Funda Erkin, YÖK’ün bir hafta önce cinsiyet eşitliği ile ilgili bir projeye üniversitelerden kaldırmasına tepki gösterdi.

Erkin, son olarak adaletsizlik nedeniyle şiddete uğrayan kadınlar olduklarını bu nedenle direnmeye ve bu haklara sahip çıkmaya devam edeceklerini belirtti. İktidarın ayak oyunlarına karşı ise yasal zeminleri korunması gerektiğini vurgulayan Erkin, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması halinde ise sokaklarda mücadele edeceklerini söyledi.

“KADIN EVE HAPSEDİLMEK İSTENİYOR”

Daha sonra OHAL döneminde KHK ile işinden ihraç edilen Dilek Kanlıbaş Demir konuştu. Demir de çok sayıda kadının bir araya gelmesinden dolayı duyduğu mutluluğu aktardı.

Tekçi otoriter rejimin özellikle son 16 yılda tüm muhalif kesimleri kendine benzetmek için bakı uyguladığını kaydeden Demir, bu saldırıların temel hedefinde ise kadınların olduğunu belirterek, “Amaç kadını yaşamın tüm alanlarından el çektirmek eve hapsetmek evinin kadını çocuklarının anası ve erkeğin kölesi olması boyutuyla tüm uygulamalarını bu şekilde devam etmektedir” dedi.

Kadınalrın emeğine, kimliğine ve bedenine yönelik yoğun bir saldırının olduğunun altını çizen Dilek Kanlıbaş Demir, kadınların özelikle istihdam alanlarından el çektirilmeye çalışıldığını belirtti.

Ekonomik olarak kadınların yıpratılmaya çalışıldığını söyleyen Demir, Türkiye’de yarı açık cezaevi koşullarının yaşandığını ve bu tecridin herkesin farkında olması gerektiğini belirterek mücadele çağrısında bulundu.

“KADIN CİNAYETLERİ YÜZDE 1400 ARTTI”

Demir’den sonra söz alan Mor Dayanışma Üyesi Deniz Uslu ise ülkenin içinde bulunduğu politik durumu ve kadın mücadelesinin konumunu anlattı. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi koşulların kadınların hayatını belirlediğini belirten Uslu, yıllardır devam eden bir ataerkil sistemin Türkiye’de vücut bulduğunu aktardı.

Türkiye’de yerel seçimlere değinen Uslu, “2007 seçimlerinde ülkede birazcık demokratik bir rüzgarın estiğini gördüm fakat seçim sonuçlarını hiçe sayılıp 1 Kasım’da seçim darbesi ile 1 Kasım seçimlerini yaşadık. Bu arada ülkede bombalar patladı tutuklamalar yaşandı çok sayıda eylem ve etkinlikler yasaklandı ve ekonomik kriz yaşandı” diye konuştu.

Türkiye’de son 17 yılda kadın cinayetlerinin yüzde 1400 oranında arttığını şiddetin ise sayılamayacak rakamları ulaştığını kaydeden Deniz Uslu, AKP iktidarının kadın düşmanı bir model inşa etmeye çalıştığını, “Başkanlık rejiminde kadın düşmanı bir başbakandı ve iktidarda kadın düşmanı bir Cumhurbaşkanı oldu ve şimdi başkanlık rejimini tek adamlığını da kadın düşmanlığı üzerinden temellendirmeye uğraşıyor” şeklinde konuştu.

“TOPLUMDA BİR ÇÜRÜME HALİ VAR”

Toplumda bir çürüme halinin söz konusu olduğunu kaydeden Uslu, “Çocuklar rahatlıkla istismar edilebilir halde, hayvanlara rahatlıkla tecavüz edilebilir, şiddet uygulanabilir. Kadınlar göz göre göre öldürülebilir halde. böylesi bir süreçte insan olma değerlerinin de çürüdüğü ve yozlaştığı bir durum söz konusu” dedi.

Uslu, son olarak 8 Mart’ın önemine vurgu yaparak, dünya tarihinde politik olarak da önemli olduğunu ve kadınların sorunlarını ortaklaştırarak çözüme kavuşturulması gerektiğini aktardı.

PİRHA /İZMİR

 

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak