Gezici Festival, 22’nci yolculuğunda da uluslararası yankı bulan filmlerin, festivalin kentlerindeki “ilk” gösterimleri ile izleyicisinin karşısına çıkacak. Festivalde İran sinemasının usta yönetmeni Kiarostami ise ‘Yarım Kalan Sözler’ ile anılacak.
Gezici Festival, 25 Kasım – 7 Aralık günlerinde düzenleyeceği 22’nci yolculuğunda, “Dünya Sineması” bölümü ile bu yıl da farklı ülkelerden en yeni ve çarpıcı filmleri beyazperdeye taşıyacak. 4 Temmuz günü hayata veda eden dünyaca ünlü İranlı yönetmen, senarist ve yapımcı Abbas Kiarostami de “Yarım Kalan Sözler” bölümü ile anılacak.
Bu özel gösterimde izleyiciyle buluşacak film “Abbas Kiarostami ile 76 dakika ve 15 saniye (76 Minutes and 15 seconds with Abbas Kiarostami) ismini taşıyor. Film, Kiarostami’nin çalışma ortağı ve yakın arkadaşı, görüntü yönetmeni Seyfullah Samadian imzalı. Samadian, on yılı aşkın bir süre boyunca, dostu Kiorastami’nin farklı evrelerini filme almış. Kiarostami’nin ölümünün ardından bu zengin arşivin içinden, fotoğraf gezilerinden, dostlarıyla paylaştığı özel anlara kadar, 76 dakikalık büyüleyici bir özet çıkarmış. Şiirsel diyalogları, belgesel tarzı hikaye anlatımı ile öne çıkan İranlı yönetmenin çok yönlü bir sanatçı ve insan olarak portresi, Gezici Festival’de ücretsiz olarak izleyiciyle buluşacak.
İLK KEZ GÖSTERİLECEKLER
Türkiye’deki “ilk” gösterimini Gezici Festival’de yapacak filmlerin başındaysa Hayvanat (Zoologiya) yer alıyor. Rusya yapımı bu heyecan verici filmin yönetmeni Ivan I. Tverdovsky. Karlovy Vary başta olmak üzere pek çok uluslararası festivalden ödüllerle dönen Hayvanat’ta, “öteki” olmanın orta yaşlı bir kadına neler hissettirdikleri, sürprizli bir öyküyle beyazperdeye taşınıyor.
Thomas Bidegain’in, evden kaçan kızını arayan bir ailenin yaşadıklarını anlattığı filmi Kovboylar(The Cowboys) da Türkiye’de “ilk kez” Gezici Festival’de gösterilecek. Film, klasik western ile günümüz dünyasının sorunlarını buluşturuyor.
JARMUSCH’TAN SIRADAN BİR KAHRAMAN
Usta yönetmen Jim Jarmusch’un Cannes Film Festivali’nde gösterilen son yapıtı Paterson, Gezici Festival izleyicisiyle buluşacak filmlerden bir diğeri. Jarmusch, amatör şair olan sıradan bir kahramana odaklanıyor. Yaşadığı şehirle aynı adı taşıyan otobüs şoförü Paterson, son derece tekdüze bir hayat sürdürür. Her sabah aynı saatte kalkıp işe gider, aklına düşen şiir dizelerini defterine aktarır, otobüs sürerken yolcularının konuşmalarına kulak misafiri olur, akşamları köpeğini gezdirip hep aynı bara uğrar… Jim Jarmusch izleyiciyi iniş çıkış içermeyen bu olay örgüsüne bağlayıp sürüklüyor.
ALMANYA’NIN OSCAR ADAYI
Yılın sinema olayı Toni Erdmann da 22’nci Gezici Festival’de. Yönetmen Maren Ade’nin Cannes’da ilk gösterimini yaptığından bu yana çok ses getiren bu filmi, 2016 Fipresci Ödülü sahibi ve Almanya’nın bu yılki Oscar adayı. Film, yaşlı müzik öğretmeni Winfried’in büyük bir şirkette çalışan işkolik kızı Ines’le yakınlaşmak ve onu değiştirmek için gösterdiği çabaları anlatıyor. Mayıs ayından bu yana uzun festival yolculuğuna devam eden film, izleyiciyi yer yer kahkahalara boğan bir komediye dönüşüyor.
Yılın kaçırılmaması gereken filmlerden biri olan Yarden İsveçli yönetmen Mans Mansson imzalı. Berlin ve Göteborg film festivallerinde ilgiyle karşılanan ve ödülle dönen filmde, orta yaşlı bir şair-yazarın işini kaybedip kendi çevresinden dışlandıktan sonra geçinmek için çalışmaya başlaması; kurallarına tamamen yabancı olduğu yeni iş yerinde yaşadıkları ve içine girdiği mülteci topluluğuyla ilişkileri anlatılıyor.
CLARA’NIN SAVAŞI
Brezilyalı yönetmen Kleber Mendonça Filho’nun Cannes Film Festivali’nde yarışan filmiAquariusise kentsel dönüşümün vurduğu evini yıktırmamakta kararlı Clara’nın mücadelesini konu ediniyor. Clara’nın savaşına, eski anıları, bu anılara eşlik eden müzikler ve eski aşkları eşlik ediyor.
Mısır’ın Oscar adayı Çatışma(Clash), Mohamed Diab imzasını taşıyor. Farklı gruplardan eylemcilerin, bir polis kamyonetinde geçirdikleri gözaltı süresi boyunca yaşadıklarının anlatıldığı film, sadece yönetmenin dar alanda yarattığı mizansen için bile izlenmeye değer.
Festivalin animasyon ve vampir öyküleri sevenlere bu yıl bir hediyesi var: Seul İstasyonu(Seoul Station). Koreli yönetmen Sang-ho Yeon’un yakın zamanda izleyiciyle buluşan filmi Train to Busan’ın önbölümü olarak gerçekleştirdiği bu animasyon, Seul’de bir vampir salgınının başlamasıyla gelişen olaylar üzerine kurulu. Yönetmenin ilk filmi King of Pigs de Gezici Festival’de gösterilmişti.
Yoruma kapalı.