PİRHA-Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi, Munzur Vadisi Milli Parkı’nın insan etkileşimine kapatılması yönünde çağrı yaptı.
Havaların ısınmasıyla birlikte çok sayıda insan adeta Dersim’e akın etti. Kent nüfusunun hızla artması sonucu Munzur Vadisi Milli Parkı’nın fauna ve florası da olumsuz etkilenmeye başladı.
Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi, konuya dikkat çekmek amacıyla milli park alanının başlangıç noktasında basın açıklaması yaptı.
“BÖYLE BİR MİLLİ PARK YÖNETİMİ OLMAZ”
Grup adına konuşan Avukat Barış Yıldırım, Munzur Vadisi yaban ekolojisinin çok güçlü olduğuna işaret ederek şu konuşmayı yaptı:
“Ülkemizin de taraf olduğu Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunması hükümlerine göre Dünya Kültür Mirası listesinde yer alması gerekiyordu. Nitekim Munzur Üniversitesi akademisyenleri tarafından da bu doğrultuda hazırlanmış rapor var. Biz de buranın Dünya Kültür Mirası listesine alınması için dava açtık. Yine bölgemizin 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda birinci derece doğal sit alanı ilan edilmesi için hukuksal süreç yürüttük. Buradaki flora çeşitliliği kıyas bakımından söylüyorum Hollanda’dan fazla, İngiltere’ye eşdeğer. Bu anlamda son derece zengin bir milli park.
Buna rağmen, mutlak koruma zonu olmasına rağmen gördüğünüz gibi son derece yoğun bir insan etkileşimi var. Tam bu noktada Munzur Vadisi Milli Parkı’nın resmi görevlilerinin bulunması gerekiyor. Türkiye’deki ve dünyadaki bütün milli parkların korunması için görevliler gerekli kontrolleri yapar. Fakat milli parka gelişi güzel herkes kolayca girip çıkıyor. Bu buradaki yaban hayatı ekolojisinin tahrip olmasına yol açıyor. Biraz daha ileriye gidin ülkemizin de taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Alanlarını Koruma Sözleşmesi yani Bern Sözleşmesi Ek 2 listesinde kesin koruma altında olan yaban keçileri su içmeye inemiyor. Araç trafiğinden kaynaklı. Bu çok korkunç bir şey. Ekosistemin önemli canlıları, karayolu boyunca tanık oluyoruz. Bern Sözleşmesi’ne göre koruma altında olan su samurları araç çarpması sonucu hayatlarını kaybediyorlar. Yine Bern sözleşmesine göre koruma altında olan ayı türleri, vaşak türleri; yaban hayatının temel türleri araç çapması sonucu telef oluyorlar. Böyle bir milli park yönetimi olmaz.”
ENDER MİLLİ PARKLARDAN BİR TANESİ ANCAK KORUNMUYOR!
Dersim Kültürel ve Doğal Miras Koruma Girişimi Sözcüsü Barış Yıldırım, yakın zamanda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un Dersim ziyaretine de değinerek şöyle devam etti:
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 56. Maddesi, Çevre Kanununun 1,3 ve 30. Maddesi, Milli Parklar Yasası, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler, bunlar bu milli parkın insan etkileşimine karşı korunmasını zorunlu kılıyor. Munzur Vadisi Milli Parkı aynı anda 5 ekosistemi ihtiva eden ender milli parklardan bir tanesidir. Akarsu, orman kaya, mera bozkır ekosistemi. Biyolojik çeşitlilik çok güçlü burada. Korunması gereken habitat alanını, yaban hayatı ekolojisin, florasını insan etkileşimine açmak açıkçası hukuku bir yana bırakalım vicdana da aykırıdır.
İnsan etkileşiminin çok yoğun olduğu bir sürece tanık oluyoruz. Yasak olmasına rağmen alabalık avlanıyor, insanlar rahatça her tarafı kamp alanı olarak kullanıyor. Bu konuda devletin temel kurumlarının gerekli önlemleri alması lazım. Aksi halde biz bu biyolojik çeşitliliği koruyamazsak burası milli park olma vasfını kaybeder. İnsanlar her yerde yasak olmasına rağmen piknik yapıyorlar, ağaçları kesiyorlar bu çok vahşi bir durum.
Biz buradan yetkili makamlardan, Munzur Vadisi Milli Parkı’nın korunması için başta 2873 sayılı Milli Parklar Kanununda belirtilen önlemler olmak üzere mevzuatta belirtilen tüm önlemlerin alınmasını istiyoruz. Şayet Munzur Vadisi Milli Parkı için önlemler alınmazsa geçmişte yaptığımız gibi gerek idari gerekse adli girişimlerde bulunacağımızı buradan ifade etmek istiyoruz.”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.