PİRHA-Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, cemevleri ile ilgili bugün Meclis’te görüşülecek torba yasa tasarısına tepki gösterdi. Sancar, “Alevi sorununu, elektrik, su, beton meselesine indirgeyecek torbalar getiriyor. Alevilerin talepleri bu torbalara sığmaz. Alevilik, folklorik ve gösteri nesnesi değildir, kim böyle bakarsa on yılların mücadelesine hakaret etmiş olur” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AKP tarafından Meclis’e getirilen cemevleri ile ilgili düzenlemeleri içeren torba yasa teklifine tepki gösteren Sancar, “Alevilik folklorik bir gösteri nesnesi değildir. Alevilerin kendini tanımlama ve yaşama hakkı vazgeçilmez ve dokunulmazdır. Aleviliğin ne olduğuna, ibadethanelerinin neresi olduğuna kendileri karar verir” dedi.
“KİMSENİN BİRLİKTE MÜCADELEDEN KAÇMA HAKKI YOKTUR”
Cumhuriyetin ikinci yüzyıla girerken sorunların demokratik programlarla çözülebileceğini belirten Sancar, şunları söyledi:
“Ülkenin ve toplumun içinde bulunduğu sorunlar ağırlaşıyor ve çözümsüzlük siyaseti ülkeyi ve toplumsal yaşamı kilitlemeye devam etmektedir. İktidarıyla, muhalefetiyle -bizleri ayırıyoruz- siyaset eğer çözümün değil sorunun parçası haline dönüşüyorsa, çıkmazlar büyür, geleceğe dair umut ve güven yıkılır. Bir toplumun yaşayabileceği en büyük facialardan biri budur. HDP’yi diğer partilerden ayıran temel özellik burada yatıyor. Biz demokratik seçeneklere dayanan, halkı esas alan, çözüm odaklı bir politik mücadele yürütüyoruz. Temel sorunları inkar eden, derinleştiren bir iktidar anlayışı var. Bu iktidar; yalan, talan ve kan üzerine bir siyaset oluşturmuştur. Bu siyaset toplumu bu felaketlere, sürükleyen temel faktördür. Bizim dışımızdaki muhalefete bakıldığında tablo çok aydınlık görünmüyor. Kalıcı çözümler üretmekte gerekli cesareti ve iradeyi ortaya koyamayan bir muhalefet bloğu ile karşı karşıyayız.
Cumhuriyet’in 2. yüzyılına girerken tüm sorunların cesaretle, demokratik bilinç ve programla çözüleceğini söylüyoruz. Çözebileceğimiz gücün bu toplumda mevcut olduğuna inanıyoruz. Yeter ki bu güçleri birleştirelim. Gücümüzü birleştirdiğimizde çözüm vardır, mümkündür ve yakındır. İktidarın neler yaptığını, yapmak istediğini her vesile ile anlatıyoruz. Ortada faşizmi kurumsallaştırmaya azmetmiş, sömürüyü ekonominin temeline oturtmuş, kutuplaşmayı ilke edinmiş bir anlayış var. En kararlı, tutarlı, samimi mücadeleyi yürüten yine bizleriz. Bu sorunları çözümsüz kılan anlayışları bu ülke taşımak zorunda değil. Bu gidişatı değiştirecek güce sahiptir.
HDP’nin mücadelesi ve öncülüğünü yaptığı siyaset, temel sorunların çözümü için bir güç merkezi yaratacaktır. Her geçen gün bunun örneklerini topluma sunuyoruz. Çözümün güç merkezi olmaya ant içtik, bu yolda yürüyüşümüze kararlılıkla devam ediyoruz. Uzun yıllardır çözüm arayan ülke sorunları, iktidarın inşa etmeye çalıştığı yeni rejimle birlikte daha da büyümüş, çöküş noktasına gelmiştir. Siyasal, toplumsal, ekonomik anlamda yaşanan bu çöküşten kurtulmanın yolu, halk kesimlerinin dahil olduğu demokrasi ittifakıdır. Çoğulcu, ortak ilkelere odaklanmış geniş demokrasi birliktelikleri oluşturulduğunda, yıllardır ülkelerin başına musallat olan otoriter rejimler çöküyor. Burada da aynısını yapacağız, Latin Amerika’dan esen rüzgarı Avrupa ve Orta Doğu’ya taşıyacak bir merkez yaratacağız. Bu sorumluluğun bilincindeyiz.
Türkiye’yi kuşatmaya çalışan bu tekçi yapıya alternatif olarak yine çoğulcu, tam demokratik katılımı yansıtmayarak, kriz üreten sistemi restorasyonla ayakta tutmak isteyen politikalar var diğer muhalefet partilerinin ürettiği. Bizler büyük demokrasi yürüyüşü ittifakı çalışmalarımızı yürütüyoruz. Gerçek alternatif, sahici seçenek ve hakiki umut inşa ediyoruz. Zaman daralıyor, kimsenin bu sorumluluklardan kaytarma lüksü, birlikte mücadeleden kaçma hakkı yoktur.”
“DEMOKRATİK CUMHURİYET İSTİYORUZ”
Sancar, demokratik bir cumhuriyet istediklerini söylerken, şöyle konuştu:
“Bizler, demokratik cumhuriyet istiyoruz. Özgür ve eşit bir toplum hedefliyoruz. Gelin, cumhuriyeti ve demokrasiyi kopmaz bağlarla birbirine yapıştıralım. Bütün güçlerin ilk hedefi özgürlükleri yok etmektir ama en başta basın ve düşünce özgürlüğünü kaldırmaktır. Bu iktidar da bunu yapıyor. Savaş politikaları, kaynakların talanına, canların yitimine sebep oluyor. Bu, bizleri daha fazla acıya sürüklüyor. Militarist yöntemlerden vazgeçilmesi gerekiyor.
Savaş uygulamalarına, nefret diline, ayrıştırma zihniyetine karşı bütünlüklü bir tavır ortaya koymak zorundayız. Enflasyon almış başını gitmiş, açlık derinleşiyor, İSİG verilerine göre 30 binin üzerinde işçi can verdi. 20 yıl içinde AKP iktidarında en az 800, 900 gazeteci tutuklandı. 5 ayda Diyarbakır ve Ankara merkezli özgür basın çalışanlarına yönelik yapılan operasyonda 26 kişi tutuklandı. Kadınlara şiddet iktidar döneminde katlanarak devam ediyor. Cezaevindeki hukuksuzluklar, tecrit…
Çöküş her alanda çok derin. Ama umutsuzluğa yer yok. Bu kara tabloya bakıp kimse karamsarlığa kapılmasın. Gücümüz var, başaracağız. Biz diyalog ve müzakereyi Kürt sorunu için değil, bütün sorunları çözüm yolu olarak öneriyoruz. Toplumsal mücadele ve siyasal müzakere, birlikte yürütülmesi gereken değerli iki yöntemdir. Kürt sorunundan Alevi sorununa, tüm alanlardaki meselelere verinceye kadar çözüm için toplumsal mücadeleyi büyütmek, siyasal müzakere kanallarını genişletmek hedefindeyiz.”
“ALEVİLİK, FOLKLORİK BİR GÖSTERİ NESNESİ DEĞİLDİR”
AKP tarafından torba yasa içerisinde Meclis’e getirilen cemevleriyle ilgili düzenlemelere de değinen Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün, Alevi canlar, eşit yurttaşlık haklarını haykırmak için Meclis’teydiler. Bu iktidarın oyunları bitmiyor. Alevi sorununu, elektrik, su, beton meselesine indirgeyecek torbalar getiriyor. Alevilerin talepleri bu torbalara sığmaz. Bütün Alevi canlarının ilk talebi, cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve bunun Anayasal güvence altına alınmasıdır. Alevilik, folklorik ve gösteri nesnesi değildir, kim böyle bakarsa on yılların mücadelesine hakaret etmiş olur. Alevilerin kendini yaşama hakkı vazgeçilmezdir, dokunulmazdır. Hiçbir güç ve iktidar, Alevilerin ve Aleviliğin ne olduğuna, ibadetlerinin ve ibadethanelerinin neresi olduğuna karar veremez. Eşit yurttaşlık diyorsak, cemevlerinin ibadethane olarak tanınması ve bu statünün güvence altına alınması gerekiyor. Özgürlükçü, laik eğitim talep ediyorlar… Bizler de diyoruz. Din derslerinin Alevilerin çocuklarına zorla okutulmasına karşıyız. AİHM’den AYM’ye kararlar ortada ama bu iktidar bu kararları uygulamak yerine çeşitli oyunlar çevirerek Alevi mücadelesini nasıl bölebiliriz, kendime nasıl bir yandaş Alevi camiası yaratırım diye uğraşıyor. Nafile… Bugün Alevi canların bu çok meşru ve haklı etkinliğine yine polis saldırdı. Celal Fırat Dedemiz, Meclis hastanesine kaldırılmış darbe aldığı için. Alevilerin sorunlarını böyle mi çözeceksiniz? Biz iyi tanıyoruz bu iktidarı.”
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.