Alevi Haber Ajansi

Reklam

‘Günümüzün masum-u pakları Berkin’dir, Ali İsmail’dir, Ethem Sarısülük’tür’-VİDEO

PİRHA- Ankara Yenimahalle PSAKD tarafından cemevinde Yass-ı Kerbela için Şah-ı Şehidan Hüseyni Hüdavendigar aşkına muhabbet cemi düzenlendi. Cemde bir konuşma yapan HDP Milletvekili Kemal Bülbül, günümüzün masum-u pakları Berkin elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülüktür, katledenler ise Yezid’tir” dedi. 

Ankara’da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Yenimahalle Şubesi, cemevinde Yass-ı Kerbela için Şah-ı Şehidan Hüseyni Hüdavendigar aşkına muhabbet cemi düzenledi.

Muhabbete, ABF Genel Başkan Yardımcısı Müslüm Metin, PSAKD Genel Sekreteri Onur Şahin, PSAKD Yenimahalle Cemevi yönetim kurulu üyeleri, SHP’nin Eski Ankara Milletvekili Kamil Ateşoğulları, PSASKD Mamak Şube önceki başkanı Mustafa Demirtaş ve Batıkentte oturan Alevi yurttaşlar katıldı.

Reklam

Yas-ı muharrem orucunun 2 gününde HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül tarafından verilen lokmada, dedelerin gülbanglarıyla canlar oruçlarını açtılar.

Bülbül, daha sonra cemevine geçerek muhabbete mihman oldu. Dede Hasan Şener, Cemal Şahin ve Zakir Haydar Bektaş ve Ozan Uluçınar’ın yer aldığı muhabbete; Dede Hasan Şener’in gülbnegi ile başlandı.  Zakir Haydar Bektaş ve Ozan Uluçınar’ın deyiş- duaz-imamlarından sonra muhabbete mihman olan Kemal Bülbül bir konuşma yaptı.

Bülbül, tarihte bazı vakalar, bazı durumlar, haller, biçimler ortaya çıkıyor. Herkes bundan kendine pay çıkarıyor. Tarihte Kerbela’dan mazlumların da çıkardığı pay var, zalimlerin de çıkardığı pay var. Bugün o zalimler de yaşıyor, bugün o mazlumlar da yaşıyor. Dolayısıyla Kerbela 1338 yıl önce olup bitmiş değil” dedi.

“BERKİN ELVAN, ALİ İSMAİL KORKMAZ, ETHEM SARISÜLÜK MASUM-U PAKTIR”

Bülbül konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda Türkiye’nin Yezid zihniyeti ile yönetildiğini Türkiye’nin bir bütün olarak Kerbelalaştırılmak istendiğini, örneğin Dersim’de sistematik olarak ormanların yakıldığını, Sivas’ın Alevi köylerinde maden araması adı altında bir tür Kerbelalaştırma projesinin olduğunu ifade ettik. Bakırtepe’de Mursal’da, aynı zamanda Türkiye tarihi zaten 1920-1921 Koçgiri ile başlayan Dersim’de devam eden Kırıhan’da Hatay’da Hekimhan’da, Elbistan’da Maraş’ta 4 Eylül 1978 Sivas’ta Madımak katliamıyla, Çorum, Gezi katliamıyla devam eden bir süreç var.
Burada özellikle şunu belirtmek isterim ki; biz bazı şeylerin kıymetini anlayabilmek için o şeyin üzerinden yüzyılların geçmesi gerekmiyor. Biz anında kıymetini biçip, değerini biçip, adını koymamız lazım. O da şudur: Kerbela’da masumu pak dediğimiz katledilen canlar kimdi? Çoğunlukla çocuklardı değil mi? 6 Aylık çocuktan 7 yaşındaki çocuğa kadar birçok çocuk katledildi orada. Günümüzün masumu paklarından biri kimdir? Berkin Elvan’dır, günümüzün masumu paklarından biri Ali İsmail Korkmaz’dır, günümüzün masumu paklarından biri Kızılay meydanında canlı yayında polis kurşunu ile katledilen ve katlettiğinde de gelip amirine vurdum da geldim dedikleri Etem Sarısülük’tür. Bunlar günümüzün masumu paklarıdır. Kerbeladakiler hiç kimseden maddi manevi istemediği gibi Berkin de, Ali İsmail Korkmaz da, Etem Sarısülük de kimseden maddi manevi bir şey istemedi. Dolayısıyla bizim bunu böyle algılamamız lazım. Bunlara masumu pak dememiz için üzerinden 1338 yıl geçmesi gerekmiyor. Hemen anında anlayalım, kıymetini biçelim, niyazını yapalım. 16 yaşında, 15 yaşında çocuk, ekmek almaya giderken polisin hedef gözeterek ateş ettiği, başından vurduğu, birkaç ay komada kalan çocuk masumu pakın ta kendisidir. Masumu pak olarak algılanması gerekir. Eskişehir’de kuytu bir sokakta polisler ve ırkçı gerici kişiler tarafından linç edilerek katledilen Ali İsmail Korkmaz günümüzün masumu pakıdır.”

“Böyle idrak edersek hakikati anlayacağız” diyen Bülbül, “O zaman Yezid’inde kim olduğu ortaya çıkıyor. Ali İsmail Korkmaz’ı, Etem Sarısülük’ü Berkin Elvan’ı katledenlerde Yezid’tir, Yezid’in ordusudur. Bunlardan bir tanesi yargılanıp ceza aldılar mı? Bunların Türkiye’de işkencede katledilen, polis kurşunu ile katledilen, sokakta katledilen kişiler için bir cezasızlık uygulaması var. Bu cezasızlık uygulaması devam ediyor” diye konuştu.

Dersim Katliamı’nı yapanlara altın madalyalar verildiğini belirten Kemal Bülbül, “Katliamın anısında madalyalar basılmıştır. Evladı Kerbela’yı, ettiği hatayı, ayıptır, günahtır, yazıktır diye dara giden Pir Seyit Rıza’nın katilleri için madalya yapılmıştır” hatırlatmasında bulundu.

“DEVLET ELİYLE YAKILIYOR”

Milletvekili Kemal Bülbül konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bugün o topraklar, cayır cayır orman yakılıyor, sular kirletiliyor. Ana Fatma ocağı var, Ana Fatma Dergâhı var orada. Dersim ocakların yurdudur, Dersim erenlerin, evliyaların, Dersim şehidi şühedanın, Dersim Düzgün babanın, Dersim Munzur babanın yurdudur. Munzur babanın, Düzgün babanın yurdu şu an cayır, cayır yakılıyor. Ve bu sistematik yapılıyor, devlet eliyle yakılıyor, güvenlik güçleri eliyle yakılıyor.
Biz oraya gittiğimizde de bizi yangın yerine göndermemek için bin bir türlü önlem aldılar, bin bir türlü engelleme yaptılar, hakaret ettiler, tartakladılar. 11 arkadaş gittik oraya, 20 Km mesafedeki yangın yerine gidip yangına müdahale etmeye bırakmadılar, kendileri de yangına müdahale etmiyor, yakıyorlar.

“GAZAL DEDEYİ UNUTMAK İHANETTİR”

Ortadoğu’da Türkmenler, Araplar Ezidiler, Süryaniler, Ninova’da yaşayan Suryaniler, Kerbela’nın yanı başındadır Ninova. Şengal’de yaşayan Ezidiler, Suriye’nin çeşitli yerlerinde yaşayan Türkmenler. Gazal dedeyi unuttuk mu? Kaçırılıp işkence ile katlettikleri 70-80 yaşındaki Arap Alevi’si Gazal dedeyi unutmak ihanettir.
Bunları kaçırdılar kadınları hala kadın pazarlarında satıyorlar. Ve bunların ortaklarının kim olduğunu biz biliyoruz.

“GAR KATLİAMI BİR KERBELA DEĞİL Mİ?”

Gar katliamı bir Kerbela değil miydi? Suruç’ta savaş travmasından acıyla kıvranan annesini, babasını kaybetmiş çocuklara oyuncak götürmek için bir tek amaç için topladıkları oyuncakları götürmek için Suruç’a giden canları katledenler kimdi? Yezid’in kendisiydi. Göz yumanlar kimdi? Yezid’in ortaklarıydı. Yezid’in kendisi ve ortakları şu an bizleri yönetiyor. Gar Katliamı’nın olacağını devlet erkânının tamamı biliyordu. Güvenlik güçleri biliyordu. Meydana polisler gelmedi, engelleme yapmadı, önlem almadı, neden? Orası Kerbela olsun, kan gölüne dönsün diye yapmadılar. Hal böyle iken biz bunun hikâyesini anlatıyoruz, hikâyesini anlatıp dövünüyoruz, hikâyesini anlatıp acılara gark oluyoruz, hikâyesini anlatıp ağlıyoruz. Eyvallah acıya gark olmak ağlamakta insani, ahlaki vicdani bir şeydir. Lakin biz çaresiz değiliz. Alevilikte çaresizlik yoktur, Türkiye halkları için çaresizlik yoktur, bir çare vardır. O çare 800 yüzyıl önce hünkârın bizim daima düsturumuz olsun diye ifade ettiği bir olalım, iri olalım diri olalım düsturudur.”

Cebrail ARSLAN/ANKARA

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak