Alevi Haber Ajansi

12 Eylül Darbesi protesto edildi: 12 Eylül bu ülkede çıkarcı bir tip yarattı-VİDEO

PİRHA – 12 Eylül Askeri Darbesi’nin yıl dönümü sebebiyle sivil toplum örgütleri ve siyasi partiler, “Darbeciliğe karşı demokrasi için mücadele” sloganıyla İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde bulunan Kazancılar Yokuşu’nda biraraya geldi. 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, 12 Eylül döneminin bitmediğini belirterek, 12 Eylül’le hesaplaşılmadığı için 15 Temmuz yaşandı. Türkiye hala demokrasiye dönemedi” dedi.

Eyleme, 78’liler Girişimi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SKYP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Karşı Sanat Çalışmaları, Kürecikliler Dayanışma ve Kültür Derneği, İşçilerin Sesi Gazetesi, Sosyalist Meclisler Federasyonu ve Demokratik Alevi Dernekleri’nin aralarında bulunduğu kurumlar ve partiler katıldı.

 “12 EYLÜL BU ÜLKEDE ÇIKARCI BİR TİP YARATTI”

Eylemde ilk konuşan 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, 12 Eylül döneminin bitmediğini belirterek, “12 Eylül bu ülkede çıkarcı bir tip yarattı. Bu tip toplumda içselleşti. 12 Eylül’le hesaplaşılmadığı için 15 Temmuz yaşandı. Türkiye hala demokrasiye dönemedi” dedi.

“AĞIZLARINDA ÇIKAN HER EMİR KANUN OLDU”

Açıklamayı 78’liler Girişimi İstanbul Sözcüsü Yunus Bircan yaptı. Bircan, “Demokrasinin neredeyse tümden ortadan kaldırıldığı yeni bir rejimle yönetilmeye başladığımız bu karanlık günlerde tarihimizin başka bir karanlık sayfası olan 12 Eylül Askeri Darbesinin üzerinden 38 yıl geçti. Bugünkü rejimin kendi sistemini kurduğu gibi 12 Eylül darbecilerinin de ilk yaptıkları iş, Anayasal Parlamenter Düzeni ortadan kaldırmak oldu. Kendilerinden oluşan beş kişilik Mili Güvenlik Konseyi adı altında ülkeyi üç yıl anayasasız, parlamentosuz, yargısız yönettiler. Ağızlarından çıkan her emir kanun oldu” dedi.

“MİLYON GÖZALTI, SAYISIZ İŞKENCE…”

12 Eylül Askeri Darbesi’nin bilançosunun vahşet boyutunda ağır olduğunu dile getiren Bircan, şöyle devam etti:

“Milyon gözaltı, sayısız işkence, işkencede ölümler, 50 idam, hâlâ bulunamayan gözaltında kayıplar. Yasaklanan ve yakılan milyonlarca kitap, dergi ve gazete, işinden, okulundan atılan on binlerce işçi, memur, öğrenci, öğretim görevlisi, pasaport verilmeyen, vatandaşlıktan çıkartılan, fişlenen ve yaşamları paramparça edilen milyonlarca insanımız ve cezaevlerindeki katliamlar…1970’li yılların özgürlükçü, eşitlikçi, hakkını ve hukukunu arayan toplumsal özgürlük ruhunu tasfiye etmeye yönelik ağır insan hakları ihlallerinin mimarı olan 12 Eylülcüler, yaşadığımız coğrafyanın vicdanı olan solu ve özgürlükçü düşünceyi ülkenin gündeminden silmeye çalıştılar” şeklinde konuştu.

“TOPLUMUN İNANCINI ZEDELEDİLER”

Toplumun öz güvenini, bir şeylerin değişebileceğine dair inancını, inisiyatifini ve kişiliğini zedelediklerini belirten Bircan, “Türkiye’yi Ortadoğu’da ABD emperyalizminin ve İsrail’in çıkar bekçisi yaptılar. Esasen tüm bu uygulamalar, Türkiye toplumunun aydınlık geleceğinin önünü kesme çabasıydı. Bunu bugün de halklara yaşatılan zulümde, antidemokratik uygulamalarda yaşıyoruz, görüyoruz” dedi.

1983’den 2000’li yıllara kadar kurulan sözde sivil hükümetler, Milli Güvenlik Rejimi çerçevesinde iktidarı darbe rejimiyle bölüştüklerine dikkat çeken Bircan,” şunları kaydetti:

“Muhalif kesimlerin parçalı ve birbirinden bağımsız olarak geliştirmeye çalıştıkları yeni örgütlülükler, ölçüsüz ve yok edici şiddet ile karşılaştı.12 Eylül rejiminin kapattığı partilerin mirasçıları 1991’de hükümet oldu. “Demokratikleşme” programıyla iktidar olmalarına karşın, Demokrasi programını askıya aldılar. Sivil hükümetler, askerin MGK üzerinden bir nevi hükümet ortağı konumuna itiraz etmemekle, 12 Eylül rejiminin kalıcılaşmasına en büyük katkıyı sundular.”

” ARTIK REJİM TÜRKÇÜ VE İSLAMCI”

Sivil hükümetlerin demokrasiye ihanetinin bedeli ağır oldu; sistemden umudunu kesen seçmenler Siyasal İslam’a yöneldiklerini ifade eden Bircan, şunları kaydetti:

“Siyasal İslam’ın önü 1980’lerin başında Sovyet sistemini kuşatma stratejisini uygulayan ABD tarafından açılmıştı. 12 Eylül Cuntası ise, tüm “çağdaş” ve “Atatürkçü” söylemine karşın, gerçekte ABD’nin “Yeşil Kuşak” politikasına eklemlendi. “Türk-islam Sentezi” ismi verilen ve özünde milliyetçi ve islamcı bir dokuya sahip ideolojiyi bütün topluma dayattı. Artık rejim; cumhuriyetçi, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti değildi. Türkçü ve islamcıydı.”

“DEMOKRASİ MÜCADELESİNİ YÜKSELTELİM”

Başta Latin Amerika halkları olmak üzere, dünya halkları kendi darbecileriyle hesaplaşarak demokratik topumun koşullarını hazırlarken, Türkiye halkı 12 Eylül darbeciliğiyle hesaplaşma iradesini geliştiremedi. Böylece 12 Eylül temel kurumlarıyla 2000’li yıllarda da sürdü.”

38 yıldır Darbe rejimi ve devamla tekçi rejim, halklarımızı ağır insan haklarıyla baskı altına almakta, yaşamın tüm alanlarındaki düzenlemelerle, sindirme, yok etme politikası izlemektedir” diyen Bircan şu çağrıda bulundu:

“Artık yeter! İnsanlarımızın yıllardır baskı altında kararan yüzleri aydınlansın! Vicdanları uyansın! Bu metni birlikte hazırlayan ve destekleyen kurumlar ile mücadele tarihlerinin 40. yılındaki 78 kuşağının çağrısıdır: Darbeciliğe, faşizme ve siyasal gericiliğe karşı demokrasi mücadelesini yükseltelim!”

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak