Alevi Haber Ajansi

Gazeteci Bayar: Aleviliğe en büyük zararı ‘Yol yıkım ekibi’ veriyor-VİDEO

PİRHA – Gazeteci Yahya Kemal Bayar, Alevi inancının içerisinde olduğu tartışmalara dikkat çekerek “Yola, erkana en büyük zararı Alevi kurumları verir hale geldi. Makam mevki sahipleri Aleviliği karartıyor” dedi.

Alevi-Bektaşi dünyasını yakından izleyen Gazeteci Yahya Kemal Bayar, Alevi inancı içerisinde süre giden tartışmaları Yazar Ayhan Aydın’a değerlendirdi.

Aleviliği var eden esas ilkenin; yaşamın bir bütün olarak ele alınmasından geçtiğini söyleyen Bayar, 68 Kuşağının Alevilikteki rolüyle birlikte, inancın yaşamaktan çok tartışılır hale getirilmesine ve kurum temsiliyeti olanların rollerine dair birçok başlıkta değerlendirme yaptı.

“ALEVİLİK TOPLUMSAL BİR ERKANDIR”

Gazeteci Bayar, Aleviliği var eden esas ilkelere dikkat çekerek, “Yolda bazı problemler gündeme gelebilir. Ancak kendi içinde sorunsuz yaşayan bir hayatı mevcuttur” diyerek şunları aktardı:

“Alevilerin cemleri, talipleri, pirleri, görgüleri, sorguları ve esasları var. Bunlar yüzyıllarca devam etmiş ve türlü bedeller ile taviz verilmeden korunmuş. Bu şekilde sahip çıkıldığı için bugüne kadar gelinmiştir. Dış faktörlerden karşı saldırılar olabilir. Yine de bu onları yollarından vazgeçirmiyor çünkü bu toplumsal bir erkandır. Ulularına, taliplerine, pirlerine sahip çıkıyorlar ve yolu sürüyorlar. Bundan dolayı da Alevi’ler ‘Yol cümleden uludur’ cümlesini esas alıyor. ‘Gönül kalsın yol kalmasın diyorlar.’ Yani kişilerin problemleri yola yansımıyor.”

“68 KUŞAĞI ALEVİLERİN İNANCINA SİRAYET ETTİ”

Gazeteci Yahya Kemal Bayar, “68 Kuşağı, Alevilerin ilkelerini esas alarak inanca dair birtakım olumsuzluklara da sebep oldu” diyerek söz konusu dönemin inanca yansımasını da şu sözlerle aktardı:

“Esas kırılma 1960’lardan sonra oluyor. Alevilerin yolunda ciddi bir problem, iç tartışma sürmeden geliniyor. 1960’tan sonra 68 kuşağı dediğimiz furya özellikle Anadolu’da Alevilerin inançlarına bir şekilde sirayet ediyor. Aslında bu benim gözlemim ve çok dillendirilmiş değil. Ben 68 kuşağına eleştiri getirmek için söylemiyorum. Ancak o kuşağın aktörleri ekseriyetle Alevilerin içinden çıktı. Bu bir tesadüf müydü? Hayır. Yolun kendisi adalet arayan bir yol ise dünyanın huzurunu arayan bu yolda aktörler de; sosyalizm söylemlerini, özgürlük, barış, eşitlik, kardeşlik ilkelerini esas alarak Alevilerin felsefesini de ortaya koymuştur. İşte bu kuşağın Aleviliğe getirdiği olumsuzluk şuydu: Alevilik erkanını bırakarak daha çok kendi görüşlerini Alevilerin önüne dayamak. Bu noktada Aleviliğin inanç sistemini, dedelerini, ritüellerini küçümsediler. Bilerek veya bilmeyerek bozulmaya yol açtılar. Bu yol bir şekilde karşılık buldu ve Alevilerin inançları ile dalga geçilir hale gelindi. O zaman kendilerine “devrimci, sosyalist” diyen bazı unsurlar veya çevreler bu inanç sistemini batıl inanç olarak addettiler. Bir dini faktör gibi düşünerek talipleri, dedeleri, erkanı görmezden geldiler. 12 Eylül darbesinden daha farklı etkilenildi. Dönemin Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ, geçtiğimiz günlerde askeriyedeki Alevilerin tasfiye operasyonuna hedef olduklarını açıkladı. Devletin, özellikle Demokrat Parti ile gelen İslamcı- Ortodoks kesim Aleviliği zaten devre dışı bıraktı. Dolayısı ile Aleviler en fazla rahat edecekleri zamanda en fazla asimilasyon ile karşılaştılar. Dedeleri, pirleri, ocakları itibarsızlaştırma ile yolun taşıyıcıları arasındaki köprüler koptu.”

“ALEVİLİĞİ YAŞAMAK YERİNE TARTIŞILIR HALE GETİRDİLER”

Alevilerin, Madımak Katliamı sonrasında yeni bir örgütlenme yoluna gittiğini söyleyen Yahya Kemal Bayar, “İnancımızı tamamen ameliyat masasına yatırdılar” diyerek, gündemin artık Alevilik olduğu vurgusunu şu cümlelerle anlattı:

“Alevilerin 1993’teki yenilenişi ile şöyle bir tablo ortaya çıktı; 68 kuşağının aktörleri yenilgiye uğradı, darbe yaşadı, devre dışı kaldı. Aktörler kendi yapıları dağıldığı için Alevilerin içinde, cemevlerinde görev aldılar. En büyük makamlarda söz sahibi haline geldiler. Alevilerin sıkıntıları burada gündeme geldi. Geçmişte dış faktörlerden tehdit alan Aleviler bu tehlikeyi atlatsa da bitmez tükenmez iç tartışmalara maruz kaldı. Bu aktörler bugün Alevilerin içerisinde ‘Alevilik bu mu, şu mu? İslam içinde mi dışında mı? Ali taraftarı mı Veli taraftarı mı?’ demekten Aleviliği tamamen ameliyat masasına yatırdılar. Aleviliği yaşamak yerine tartışılır hale getirdiler. Bugün nereye giderseniz gidin Alevilik tartışılıyor. Alevilik nedir, kimse yaşamak istemiyor çünkü zor bir yol. Önce nefisten, çıkar ve menfaat ilişkisinden arınmak lazım. İşte bu aktörler, evvela o çıkar ve menfaat ilişkisinden kurtulamadıkları için Aleviliği bitmez tükenmez tartışmaların içine sürüp tartışmaları normalleştirdiler.”

“MAKAM MEVKİ SAHİPLERİ YOLU VE ERKANI KARARTIYOR”

Gazateci Yahya Kemal Bayar, Aleviliğin büyük bir tahribat içerisinde olduğunun da altını çizdi. “İnancımızı Alevilerin kendisi bozuyor” diyen Bayar, sözlerine şöyle sürdürdü:

Yol bir defa yara alınca yola uymayan görüşler, aktörler monte oldu. Bu dedelerden, yazarlardan kaynaklı olmak üzere herkes Aleviliği kendi esasıyla yorumlar hale geldi. Oysa Alevilik yorumlanacak bir şey yerine tamamen yaşanılması gereken bir erkandır. Dedem ve babamdan şunu duydum; ‘ne olursa olsun hiç kimse Aleviliğe zarar veremez, Aleviliğe bir tek Alevilerin kendisi zarar verir. Eğer bu yol, bu erkan bozulursa buna bir tek Aleviler sebep olur’ Şimdi bugünkü görüntü de o. Dışarıdan kimse Aleviliğe bir şey yapamaz. Geçmişte örnekleri var. Aleviler belki bir dönem canları ve malları ile bunu ödediler ama şimdi yolunu kurban verir hale geldiler.

“YOL YIKIM EKİBİ CESARETİ NEREDEN ALIYOR?”

Birtakım batın adı altında; Zerdüştlük, Şaman adı altında bir takım ezoterizm söylemleri ile Aleviliğin tamamen içini boşaltır hale geldiler. İşte bunlar kim? Alevilerin cemevlerinde konuşan kitlesi. Yani Aleviliğe en büyük zararı Alevi kurumları verir hale geldi. Mesela biri konuşacak: “Niye kırk?” diyor. Çünkü “bilmem neredeki kırk buraya girmiş” diyor. Beşler, yediler… Niye üç, beş, yedi? Çünkü bunlar Hristiyanlıktan gelme, diyor. Aleviliğin kendisini ortadan kaldırıyor ve bunu kendi eliyle yapıyor. Kaba bir benzetmeyle hırsız evin içindeyse kilit bir işe yaramıyor. Ben bu tür insanlara “yol yıkım ekibi” diyorum. Çünkü onlar Alevilik adına konuşup, anlatıyorlar. İtiraz noktam şu: Cemevlerinin bu tarz kişileri buralara sokmaması lazım. Böyle söylediğim zaman arkadaşlar alınganlık gösteriyor. Ben bozgunculuğa karşıyım. Aleviliğin içini boşaltıp esasında bir şeylerin toplamı ve kandırılmışlık olarak lanse etmeye hakları yoktur. Yol yıkım ekibi, şu anda başarılı bir şekilde çalışıyor ve elini güçlendirerek devam ediyor. Peki bu cesareti nereden buluyorlar? Çünkü oraların başındaki aktörler de kendilerine ‘dedeyim’ diyen dernek veya vakıf başkanları… Makam mevki sahibi olarak yolu erkanı karartıyorlar. Karartmadıkları zaman zaten orada duramazlar. Çünkü yol onları asla kabul etmez.”

Ayhan AYDIN/PİRHA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak