PİRHA- Suriye’yi yöneten HTŞ’ye bağlı güçler, IŞİD ve SMO’lu çetelerin Alevilere ve diğer inançlara yönelik soykırım saldırılarını yerinde inceleyen Dr. Kemal Sido, “Evler yakılmış, insanlar katledilmiş ve insanlar günlerce dışarıda kalarak açlık ve susuzluk çekmişler. Çok üzücü hikayalerdi” dedi. Sido, Alevilerin örgütlü olmadığı sürece katliamlarla karşı karşıya kalmaya devam edeceğine vurgu yaparak, Alevi örgütlerine bir komisyon kurarak bu suçları uluslararası mahkemeye taşımaları çağrısında bulundu.
Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin çökmesinin ardından yönetimi Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütünün devralmasıyla birlikte Aleviler başta olmak üzere diğer etnik ve dini topluluklara karşı soykırım saldırıları devam ediyor. Özellikle Alevi nüfusunun fazla olduğu Lazkiye, Humus, Hama ve çevresindeki kentlerde yoğunlaşan şiddet vakaları ile işkenceler sebebiyle Aleviler yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalıyor. Darp, yaralanma, cinayet, kaçırılma, konutların basılıp yakılması, işkence gibi olaylarla karşı karşıya kalan Aleviler tüm bunların yanında açlık krizi ile boğuşuyor.
6 Mart’ta başlayan saldırılardan hemen sonra Nisan ayında Suriye’ye geçen ve katliamın yaşandığı sahil kentlerindeki durumu yerinde inceleyen Dr. Kemal Sido, izlenlerini PİRHA’ya aktardı.
Sido, 61 yıllık Baas rejiminin ve Esad ailesinin Alevi kökenli olmalarına rağmen Alevileri baskıladığına, örgütlenmesine engel olduğuna işaret etti. Örgütsüz ve öz savunmasız bırakılan Alevilerin bu yüzden kolayca hedef olduğunu ifade eden Sido, katliamın yaşandığı yerlerde Alevilerin büyük sıkıntılar içerisinde olduğunu kaydetti.
“HEM HAFIZ HEM BEŞAR ESAR DÖNEMİNDE ALEVİLERE BASKI UYGULANDI”
PİRHA: Aleviler iktidarın bir parçasıdır propagandası özellikle Esad iktidarı düşüşünde sıkça dillendirildi, ardında da katliam başladı. Bu tesadüf olmayan durum bölgede nasıl hissedilmedi? Yada bu kadarını da yapmazlar mı denildi?
Dr. Kemal Sido: Beşar Esad’ın ailesi Suriye’de Arap Alevisi olarak biliniyor. Esad ailesinin babası Hafız Esad ve Beşar Esad hiç birgün Alevi olduğunu söylemedi, sadece Arap milliyetçisi olduklarını söylemekle yetindiler. Hafız Esad 1970 yılında iktidara geldiğinde Sünniler gibi camide namaz kılıyordu. Her cuma bunu tekrarlıyordu. O yüzden Esad ailesi gerçekten Alevi bir aile diyemiyoruz, öyle bahsediyoruz.
Hem Hafız hem de Beşar Esad Alevilerin pozisyonuna baskı uyguladı. Birçok tanıdığım Alevi öncüler yıllarca hapishanelerde kaldı, bir kısmı da öldürüldü. Alevilerin şeyhleri kalmadı. Buda Aleviler için kötü bir durumdu. Alevilerin ne örgütlenmesi, ne partisi ne de silahlı grupları vardı. Rejim düştüğünde ise radikal grupların Alevilerin bölgelerine saldırması, insanları öldürmesi ve kadınları kaçırması bu yüzden çok kolaydı. Alevilerin Suriye’deki genel durumu böyleydi.
“CİHATÇI ÇETELER BÜTÜN BÖLGEDEKİ EVLERİ YAKMIŞTI”
Siz Alevi bölgesine gittiniz ne gördünüz, izlenimlerinizi aktarır mısınız?
Nisan ayında Suriye’de Dürzi bölgelerine ve Şam’a gittim. Alevilerin yaşadığı bölgelere de gitmek istedim, lakin birçok kişi durum sıkıntılı olduğu için gitmemi istemedi. Yine de gideceğimi söyledim. Arapça biliyordum. Tek başıma otobüse binerek sessizce kimseye söylemeden Humus’tan geçerek Tartus, Banyas, Ceble, Lazkiye, Kadmu, Şeyh Bedir, Musyaf’a gittim. Gözlerimde gördüm. Cihatçı çeteler bütün bölgelere dağıldığını ve birçok evin yandığını gördüm. Çok üzücü hikayeler anlattılar.
GÜNLERCE DIŞARIDA AÇ VE SUSUZ KALMIŞLAR
Şeyh Bedir köyünden Alevi bir kadın bahsetti; çetelerin saldırması sonrasında günlerce çocuklarıyla dışarıda kaldığını, yiyecek ve su olmadığını anlattı. Durumları çok zahmetli ve kötüydü. Çokça fotoğraf aldım. Onlara Almanya’ya döndüğümde Alevilerin sesi olacağıma dair çaba içerisinde olacağıma dair söz verdim.
Kimse Alevilere yardım etmiyor. Alevi kurumlarından istediğim bu katliama sessiz kalmasınlar. Türkiye’de 15 milyon Alevi olduğu söyleniyor ve bu çetelere yardım eden Türk devletidir. Türkiye’deki Aleviler buna karşı seslerini yükseltmeli ve Suriye’de kardeşlerini yalnız bırakmamalı.
“ALEVİLERİN ÖRGÜTLÜ YAPILARI OLMALI”
HTŞ SMO ve IŞİD denkleminde Aleviler ne yapmalı, nasıl bir yol izlemeli?
Alevilerin genel durumu iyi değil. Başta da bahsettiğim gibi şeyhleri, pirleri kalmamış, toplumsal yapıları kalmamış. Partileri ve örgütlü yapıları yok. Bu yüzden çetelerce katledilmeleri kolay oldu. Alevilerden İstenilen tek şey örgütlenmeleri, organizasyonlarını yapmaları. Silahlı grupları olmadığı sürece çeteler bir gece kolayca katliam yaparak, kadınları kaçırırlar. Ayrıca kendilerini korumak için Suriye Demokratik Güçleri, Dürziler, demokratik Sünniler iletişimleri olmalı. Merkezi bu Suriye değil federal bir Suriye istemeliler. Aleviler evlerinde, köylerinde, şehirlerinde kendilerini yönetmeli, kendi yerel asayiş güçleri (polis) olmalı.
ALEVİ ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI: ULUSLARARASI KOMİSYON KURULMALI VE SUÇLAR MAHKEMEYE TAŞINMALI
Şu anda güncel olarak Suriyede durum nedir? Ne yapılmak isteniyor, nasıl değerlendiriyorsunuz?
Suriye’deki Aleviler Almanya’dan Amerika’ya, Balkanlar’dan Türkiye’ye kadar ilişkilerini güçlendirmeli. Almanya’da Alevi inancının mensup parlamenterler var. Şimdiye kadar büyük işler yapmadılar, şimdiden sonra yapmalılar. Suriye’de ne olduğunu bilmeleri gerekiyor. Suriye hükümetinin Alevilere karşı işlediği suçlar saklanıyor. 1500 insanın öldürüldüğü söyleniyor fakat bana göre öldürülen Alevilerin sayısı çok daha fazla. İslami rejim olan Şam hükümeti Alevilerin öldürülmesine dair karar vermiş durumda. Uluslararası bir komisyonun oluşmasını talep etmeliyiz. Bu komisyon bir araştırma yaparak Şam hükümeti ve Colani’nin işlediği suçları mahkemeye taşımalı.
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.