PİRHA- Diyarbakır’da demokratik kitle örgütleri 7 kişinin hayatını kaybettiği Konya’daki katliama ilişkin basın açıklaması yaparak ırkçı saldırıyı kınadı. Eylemde yapılan açıklamada; “Yaşanan nefret söylemli ve ırkçı saldırıların salt adli vakalar olarak gösterilmesini eleştiren, yaşanacak daha vahim olaylara dair kaygı paylaşan, alınması gereken tedbir ve önlemleri hatırlatan ve etkin bir soruşturma talebinde ısrarcı olan STK’ların bu talepleri her defasında görmezden gelindi” denildi.
Konya’nın Meram ilçesinde Karslı Kürt aileden 4’ü kadın 7 kişinin katledildiği ırkçı saldırıya ilişkin tepkiler devam gelmeye devam ediyor. Diyarbakır’da da 25 kurum ve STK’nin katıldığı bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamada sık sık ‘Faşizme karşı omuz omuza’, ‘Hak hukuk adalet, direnerek gelecek’ sloganları atıldı.
Koşuyolu Parkı İnsan Hakları Anıtı önünde yapılan açıklama Türkçe ve Kürtçe olarak okundu.
Türkçe yapılan açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Genel Başkanı Abdullah Zeytun okurken, Kürtçe metni ise Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Sorgül Aytek Avşar okudu.
“ETKİN YARGISAL FAALİYETTE BULUNULMAMIŞTIR”
İHD Diyarbakır Şubesi Genel Başkanı Abdullah Zeytun okuduğu açıklamada saldırıyı gerçekleştirenlerin serbest bırakıldığını hatırlatarak şunları ifade etti:
“Bu saldırganlar daha önce tutuklanmış ve tutuklanan şüphelilerden 4’ü değişik tarihlerde bırakılmıştır. 12.05.2021 tarihli saldırıdan sonra, saldırının mağduru Kürt aileye yönelik koruma kararı alındığı halde, 30.07.2021 tarihinde kamuoyuna yansıdığı üzere ırkçı saiklerle gerçekleştirilen saldırıda maalesef 7 kişi katledilmiştir. Son zamanlarda Kürt kimliği ve Kürtçe dilinin kullanımı gerekçe gösterilerek gerçekleşen saldırılara daha önce Sivil Toplum Örgütleri olarak dikkat çekmiş, yaşanan saldırıların; yıllardır süregelen toplumsal, ekonomik ve siyasi politikalardan bağımsız olmadığı, toplumsal kutuplaşmaya sebep bu saldırıların münferit ve salt adli olaylar olarak görülemeyeceği, şiddet dili ve politikalarına eklenen ayrımcı uygulamaların, saldırılar karşında kolluk güçlerinin önlemler hususunda zaafiyet göstermesinin etkin yargısal faaliyette bulunulmamasından kaynaklandığı defaaten kamuoyuyla paylaşılmıştı.”
“IRKÇI SALDIRILAR ADLİ VAKALAR OLARAK GÖSTERİLEMEZ”
Özellikle de son yıllarda ülkeye ve siyasi hayata kutuplaştırıcı dilin hakim olduğunu dile getiren Zeytun şunları kaydetti:
“Bu yönlü nefret söylemli ve ırkçı saldırıların oluşumuna etki ettiği, kullanılan bu ayrımcı dilin, toplumda telafisi olmayan olaylara zemin sunacağı her fırsatta dile getirilmiştir. Maalesef bütün bu uyarılara rağmen ısrarlı bir şekilde yaşanan bu vahim hadiseler, gerek mülki amirler gerekse adli makamlarca münferit birer adli vaka olarak görülmeye/gösterilmeye çalışılmış ve bütün resmi açıklamalarda bu yönde yapılmıştır. Yaşanan nefret söylemli ve ırkçı saldırıların salt adli vakalar olarak gösterilmesini eleştiren, yaşanacak daha vahim olaylara dair kaygı paylaşan, alınması gereken tedbir ve önlemleri hatırlatan ve etkin bir soruşturma talebinde ısrarcı olan STK’ların bu talepleri her defasında görmezden gelinmiş ve hatta STK’lar hedef haline getirilmiştir. Yaşanan son olayla Türkiye’de yaygınlaşan nefret söyleminin, kolluk güçlerinin bu tür olaylardan sonra gerekli güvenlik önlemlerini alma konusundaki yetersizliği ve etkin yargısal faaliyette bulunulmamasının bu katliamlara davetiye çıkardığını bir kez daha görmüş bulunmaktayız.”
“BİR ARADA YAŞAMA KÜLTÜRÜNÜ ZEDELEYEN SÖYLEMLERDEN VAZGEÇİLMELİ”
Aşağıda imzası olan kurumlar olarak öncelikle bu katliamda yaşamını yitiren aileye ve yakınlarına baş sağlığı dilediklerini belirten Zeytun son olarak şunları aktardı:
“Kürtlere yönelik yaşam hakkı başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine yol açan bu saldırıları kınıyoruz. Kürt kimliği ve Kürtçe dilini kullanmaktan kaynaklı her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan toplumsal barışı ve bir arada yaşama kültürünü zedeleyen politikalardan ve söylemlerden vazgeçilmesini, ırkçı saldırıların önüne geçmek için herkesi ortak tepki koymaya davet ediyor, etkin bir şekilde bütün yönleriyle soruşturmanın yürütülerek faillerin cezalandırılmasını, ihmali olan kamu görevlileri hakkında da idari ve adli soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.”
Basın açıklamasında imzası bulunan kurumlar:
Diyarbakır Barosu
Diyarbakır Ticaret Ve Sanayi Odası (DTSO)
Diyarbakır Ticaret Borsası (DTB)
İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi (İHD)
TMMOB Diyarbakır İl Kordinasyonu
Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilciliği
Diyarbakır Tabip Odası
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD)
Doğu ve Güneydoğu İş Kadınları Derneği (DOGUNKAD)
Ortadoğu Sanayici ve Girişimci iş İnsanlar Derneği(OSGİAD)
Diyarbakır Serbest Muhasebeci Mali Müşaviler Odası (DSMMMO)
Güneydoğu Tekstil, Sanayi ve İş İnsanları Derneği (GÜNTİAD)
Diyarbakır Kadın Meclisi TOBB Kadın Girişimciler Kurulu
Amed Kesk Şubeler Platformu
Disk Bölge Temsilciliği
Türkiye insan Hakları Vakfı Diyarbakır Temsilciliği (TİHiV)
Özgürlük için Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi
Diyarbakır Eczacı Odası
Diyarbakır Diş Hekimleri Odası Diyarbakır Veteriner Hekimler Odası
Sosyal Hizmetler Uzmanı Derneği
Rosa Kadın Derneği
Rengarenk Umutlar Derneği
Mezopotamya psikologlar inisiyatifi
PİRHA/DİYARBAKIR
Yoruma kapalı.