Alevi Haber Ajansi

DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB: İşçi sağlığı ve güvenliği, piyasa koşullarına terk edildi-VİDEO

PİRHA- DİSK, KESK, TMMOB, TTB ve TDB, yaptıkları ortak basın açıklaması ile 6331 sayılı işçi sağlığı yasasını protesto etti. Kurumlar yaptıkları ortak açıklamada, “Yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı taşeronlaştırılmış, piyasa koşullarına terk edilmiş, işçi cinayetleri artarak devam etmiş, meslek hastalıkları görünmez bir kader olmaya devam etmiştir” dedi. 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türk Diş Hekimleri Birliği (TDB), yaptıkları ortak basın açıklaması ile 6331 sayılı işçi sağlığı yasasını protesto etti.

Kurumlar, AKP iktidarının yasanın hazırlanış sürecinde işçi sağlığı ile ilgili bütünlüklü-temel bir yasa hazırlamadığını, yasanın ayrımsız tüm çalışanları kapsamadığını, bu yasa ile iş kazalarının en aza indirilemeyeceğini ve meslek hastalıklarının görünür kılınmayacağını dile getirdi.

Hazırlanacak yasayla ilgili TTB, TMMOB, TDB, DİSK, KESK başta olmak üzere emek ve meslek örgütlerinin, alandan birçok bilim insanının uyarı ve önerilerinin de dikkate alınmadığını belirten kurumlar, tartışmalar sürerken, AKP iktidarının AB çerçeve direktifini esas alarak 6331 sayılı yasayı çıkarttığını ve bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.

“AKP İKTİDARI HAZIRLAMIŞ OLDUĞU YASANIN ARKASINDA DURMADI VE DENETLEMEDİ”

Kurumlar adına hazırlanan ortak basın metnini TTB İşçi Sağlığı ve İş Yeri Hekimliği Kolu Başkanı Metehan Akbulut okudu.

Akbulut, “30 Haziran 2012 tarihinde yayımlanan 6331 sayılı yasanın hükümlerinin yayım tarihini izleyen altı ay ila iki yıl içinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştü. Aradan geçen on yıla rağmen, 6331 sayılı yasa ve uygulamaları henüz oturmamıştır. Sürekli değişiklikler ve ertelemeler yapılmaktadır. Kabulü sırasında bile kimi maddelerinde kademeli geçiş öngörülen yasa hükümleri sonrasında birçok kez yine kademeli şekilde ötelendi ve değişikliğe uğradı. AKP iktidarı hazırlamış olduğu yasanın arkasında durmadı ve denetlemedi.

6331 sayılı yasada yapılan değişikliklerin yasanın uygulamasını geciktirme, etkisini azaltma gibi olumsuz etkilerinin yanında bir diğer boyutu da yasa yapma tekniği ile ilgilidir. Bu kadar kısa sürede çalışma hayatı ile ilgili temel bir yasada çok sayıda değişiklik yapılması ‘yasama kalitesi’ ilkesiyle bir diğer ifadeyle, öngörülebilirlik, izlenebilirlik ve şeffaflık ilkeleriyle de çelişmektedir” dedi.

“BU İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ YASASI DEĞİL, TAŞERONLAŞTIRMA YASASIDIR”

6331 sayılı yasayı, iş sağlığı güvenliği yasası diye tanımlamak yerine, ‘İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Taşeronlaştırma Yasası’ olarak tanımlamanın daha doğru olacağını kaydeden Akbulut açıklamaya şöyle devam etti:

“Yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı taşeronlaştırılmış, piyasa koşullarına terk edilmiş, işçi cinayetleri artarak devam etmiş, meslek hastalıkları görünmez bir kader olmaya devam etmiştir. 6331 sayılı yasa ile işçi sağlığı ve güvenliği alanı, Ortak Sağlık Güvenlik Birimleri (OSGB) adıyla pıtrak gibi kurulmuş irili ufaklı şirketlere bırakılmıştır. İşçi sağlığı ve güvenliği alanından kamu tamamen çekilmiş, denetleme görevini bile yürütememiş, caydırıcı cezalar uygulanmamıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın işçi sağlığı ve iş güvenliğine ilgisi alana ilişkin dijital evrak ve sözleşmelerin takibini yapmakla sınırlı kalmıştır.

Emekçiler iş cinayetlerinde hayatını kaybederken ölümlerden sorumlu tutulmayan sermaye kesimi işçi sağlığı ve iş güvenliğini sağlamaktan, korumaktan ve bu alana harcama yapmaktan tamamen vazgeçmiştir. Yasa ve ikincil düzenlemeler, kolluk kuvvetleri, yargı makamları bilirkişiler, nezdinde ‘taşeronlaştırma yasası’ adlandırmasına uygun olarak yorumlanmış, işverenler koruma altına alınmış, iş güvenliği uzmanları hukuk önünde ‘olağan şüpheli’ olarak değerlendirilmiştir. İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları iş kazalarının asli sorumluları olarak yargılanmakta ve cezalandırılmaktadır.”

“EMEK SÖMÜRÜSÜNÜN YOĞUNLAŞTIRILMASININ ARACI HALİNE GETİRİLMİŞTİR”

6331 sayılı yasa ile piyasalaştırılan işçi sağlığı hizmetleri ortamında işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının OSGB’lerde kiralık işçi konumuna geldiğini; özlük hakları ve mesleki bağımsızlıklarının ortadan kaldırıldığını vurgulanan açıklamada, “İşyerlerinin piyasa koşullarına uygun olarak en ucuz hizmet verme teklifinde bulunan OSGB’ler ile anlaşmaları ve işverenlerin, OSGB’ler, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimlerinden uygun bilgilendirme yerine ‘masraf çıkartmama’yı beklemeleri işyeri hekimlerini ve iş güvenliği uzmanlarını yaptıkları işe yabancılaştırmıştır, dokümantasyon uzmanlarına dönüşmüşlerdir. OSGB’ler, neoliberal politikaların işçi sağlığı alanındaki temel uygulama biçimidir. Hizmet satın alma modeliyle, işçi sağlığı hizmetlerini üretim alanlarının dışına taşımıştır. OSGB’ler, oluşturdukları piyasa üzerinden, emek sömürüsünün yoğunlaştırılmasının da, aracı haline getirilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

TALEPLER

‘İşçi sağlığı alanının taşeron örgütleri OSGB’ler kapatılmalıdır!’ açıklamada ortak talepler şöyle sıralandı:

“-Onuncu yılına gelindiğinde bu yasanın, kamu yararına olmadığı, işçinin sağlığını ve güvenliğini sağlayamadığı artık bütün yönleriyle ortaya çıkmıştır. 6331 sayılı yasadan vazgeçilmeli, işçi sağlığı alanını taşeronlaştırarak piyasaya açan OSGB’ler kapatılmalıdır!

-İşyeri hekimleri, iş güvenliği uzmanları ve diğer sağlık çalışanlarının özlük hakları, ücretleri, iş güvenceleri kamu tarafından güvence ve koruma altına alınmalıdır.

-Sendikalaşmanın ve sendikal hakların kullanımının önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır. Sendikaların örgütlü olduğu alanların dışında da işçi sağlığı ve güvenliği alanında çalışmaları takip edebilecek, inceleme yapabilmesinin yasal düzenlemesi yapılmalıdır.

-İşçilerin sağlığı ve güvenliği kamusal bir sorumluktur. Emek ve meslek örgütleri, üniversitelerin katılımı ile idari ve mali yönden bağımsız, ulusal bir işçi sağlığı güvenliği enstitüsü oluşturulmalıdır. Enstitü; politikaların oluşturulması, kararların alınması ve işyerlerinde denetim görevlerini yerine getirmelidir.

-Esnek ve kuralsız çalışmayı, geçici iş ilişkisini, taşeronlaştırmayı yasal hale getiren, kıdem tazminatlarını, sendikal hak ve yetkileri budayan işçi sağlığı ve iş güvenliğini işveren yükümlülüğü olarak görmeyen, örgütlülük önüne engeller koyan yasa ve diğer düzenlemeler iptal edilmelidir. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Enstitüsü’nün oluşumundan sonra, konunun taraflarının katılımı ile İş Yasası ile İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası başta olmak üzere, tüm mevzuat ve denetim mekanizması insanı eksen alan anlayışla yeniden düzenlenmelidir.”

Akbulut’un ardından açıklamada imzası olan kurumlar söz alarak, bu yasaya karşı hep birlikte mücadele edeceklerini vurguladılar.

PİRHA/ANKARA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak