Alevi Haber Ajansi

DİB: Sarayın bütçesi halka değil, ranta harcanıyor

PİRHA- DİB, yazılı bir açıklama yaparak, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen 2021 yılı bütçesini eleştirdi. Açıklamada, “2021 bütçesi halkın eğitim sağlık, beslenme, barınma gibi acil ihtiyaçlarına değil, ülkenin kaynaklarını yağmalayan yerli ve yabancı sermayeye, savaşa, dindar ve kindar nesiller yaratmaya harcanıyor” dedi. 

Demokrasi İçin Birlik (DİB), Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edilen 2021 yılı bütçesine ilişkin açıklama yayınladı.

“BÜTÇE SAVAŞA, DİNDAR VE KİNDAR NESİLLER YARATMAYA HARCANIYOR”

DİB’in açıklamasında, “Halkın ödediği vergilerle sağlanan kaynaklar, halkın ihtiyaçlarına değil, sermayeye ve savaşa harcanıyor. 2021 bütçesinde kadına, emekçiye, yoksula yine yer yok” denilerek, şunları aktarıldı:

“Salgın ve ekonomik kriz yoksulluğu derinleştirerek sürerken, 2021 bütçesi halkın eğitim sağlık, beslenme, barınma gibi acil ihtiyaçlarına, kadınları şiddete karşı koruyacak ve eşitliği sağlayacak önlemlere değil, ülkenin kaynaklarını yağmalayan yerli ve yabancı sermayeye, savaşa, dindar ve kindar nesiller yaratmaya harcanıyor. Ücretliler ve emekliler yoksulluğa mahkûm edilirken, salgın döneminde sağlık ve eğitime yapılması gereken hayati yatırımlara bütçede yer yok. Grip aşısının temininde yetersiz kalan bütçe kaynaklarının salgının önlenmesinde tüm toplum için gerekecek aşı ve ilaç için de yetersiz olacağı dahası 2012 bütçesinde salgının hiç düşünülmediği anlaşılıyor. İktidar açık açık şunu söylüyor: Tedavi ve önlemlerden sadece varsıllar yararlanabilecek.”

2021 bütçesinin, bütçenin asıl kaynağı olan işçi ve emekçilerin yaşadığı iş ve gelir kaybını giderecek, acil ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlarını karşılayacak önlemlerden uzak olduğunun belirtildiği açıklamanın devamında şunlar dile getirildi:

“Buna karşılık bütçede, patronlara destek için 50.6 milyar lira kaynak ayırılırken, işverenler tarafından SGK’ye ödenmesi gereken 27.7 milyar lira tutarındaki işveren primi İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yani işçilerin cebinden karşılanacak. İktidarın dinci politikasını yaygınlaştırmak, yoksullukta sabredecek müminler yetiştirmek için araç haline getirilen Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi geçen yıla oranla yüzde 23 artırılarak yedi bakanlığın bütçesini yutuyor. Gerçek maliyetinden çok daha fazlaya mal olan kamu garantili projelere döviz temelinde yapılacak ödemelere ayrılan miktarlar, yalnızca bugünü değil geleceği de ipotek altına alıyor. Sağlık Bakanlığı bütçesi 77.4 milyar lirada kalırken, şehir hastanelerine kira ve sağlık hizmetleri de dahil yaklaşık 33 milyar lira kaynak ayrıldı. Bir avuç sermaye grubuna 179.5 milyar lira faiz aktarılırken yoksullukla mücadele için ayrılan kaynak 38 milyar lira, tarım için bu miktar yalnızca 31 milyar lira. İnsan hayatını hiçe sayan, sermaye birikimini ve karı merkezine alan yaklaşımların yarattığı ağır tahribatı salgın yönetimi kadar deprem konusundaki hazırlıksızlık ve aymazlıkta da izlemek mümkün.”

“BÜTÇE HAKKI AYAKLAR ALTINA ALINDI, ANAYASA ÇİĞNENDİ”

Açıklamanın devamında şunlar paylaşıldı:

“Yurttaşların, toplum örgütlerinin, meslek odalarının ve sendikaların bütçe yapım sürecine katılmasını ve denetlemesi anlamına gelen bütçe hakkı yine yok sayıldı. Bütçe sarayda hazırlandı ve bütçe teklifinin Meclise sunulması için öngörülen anayasal süreye uyulmadı. 17 Ekim’de Meclise sunulması gereken bütçe, 21 Ekim’de sadece Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine sunulabildi. Böylece yurttaşlar adına yasama görevi yapan meclisinin en önemli hakkı olan bütçe hakkı gasp edildi. Anayasa çiğnendi. Meclisin bütçe hakkına diğer saldırı da bütçede öngörülen borçlanma limitlerine uyulmaması ve meclise sunulmadan bir torba yasayla borçlanma limitlerinin artırılması sonucunda ortaya çıktı. Bu da yetmiyormuş gibi, bütçeleme esasları torba yasayla değiştirilerek iktidarın kamu özel işbirliği (KÖİ) adı altında yürüttüğü müşteri garantili projelere ayrılan kaynak gizlendi. Artık ne kadar garanti ödemesi yapılacağına dair sınıflandırma kalemleri bütçede gösterilmeyecek. Bu projelere 2020 bütçesinde 18.9 milyar TL ayrılmıştı.

VERGİ ADALETSİZLİĞİ 

2021 bütçesinin eşitsizlikleri ve yoksullaşmayı artırması bir yana adaletsiz vergi sistemiyle bütçenin yükü emekçilere ve yoksullara yükleniyor. Bütçenin yükü, dolaylı vergilerle yoksul çoğunluğa yüklenirken, ücretli çalışanların vergileri kaynakta kesiliyor, işverenler ise vergilerini giderlerini düştükten sonra izleyen yılda taksitle ödüyor ya da sık sık çıkarılan vergi aflarıyla hiç ödemiyor. Sermayedarların gelirleri istisna ve muafiyetlerden yararlanırken emekçiler milli gelir paylarının iki katından fazla yük taşıyor. Cumhurbaşkanına Kurumlar Vergisi’nde indirim yetkisi veren düzenleme ise servet sahiplerine, büyük holdinglere yeni müjdelerin habercisi gibi duruyor. Çin’den daha düşük hale gelen asgari ücretten vergi kesilmeye devam edilirken büyük sermayenin vergi yükü de halkın omuzlarına bindiriliyor.

DIŞARIDA İÇERİDE SAVAŞ VE ÇATIŞMACI POLİTİKALAR, TOPLUMA ARTAN BASKI

2021 yılında savunma ve güvenlik harcamalarına örtülü ödenek hariç ayrılan miktar 148 milyar TL. Bu rakamın içinde Cumhurbaşkanlığına bağlı tüm örtülü ve yedek ödenekler, Savunma Sanayii Destekleme Fonu kaynakları, iç ve dış güvenliğe ilişkin bazı kalemler ve kayıtlara geçmeyen tüm gizli harcamalar yok. 2021’de cumhurbaşkanın hesap vermeden kullanacağı örtülü ödenek miktarı yedek ödenekle birlikte 16 milyar TL. Savunma ve güvenlik harcamalarındaki artış, ülkenin kaynaklarını tüketir, savaştan beslenen yandaş savaş sermayesi yaratırken, savaşçı ve yayılmacı politikaların ve içerde toplumsal muhalefete baskının artacağını gösteriyor.”

KAYNAĞI HALK OLAN BÜTÇE HALKIN İHTİYAÇLARINA HARCANMALI

“Bütçe ranta değil, halkın acil ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya harcanmalı; salgının ağırlaştırdığı ekonomik krizin bedelini, bütçenin yükünü taşıyan ve ekonomi yönetiminde hiçbir sorumluluğu olmayan emekçiler ve yoksullar ve kadınlar değil, bütün doğal kaynakları kâr için yağmalayanlar, ülke ekonomisini felaketin eşiğine getirenler ödemelidir” denilen açıklamada şu önerilerde bulunuldu:

“Müşteri garantili kamu özel işbirliği projeleri ( KÖİ) iptal edilmeli.

Minimum refah seviyesinin altında olan tüm yurttaşlara, doğrudan gelir desteği sağlanmalı. Kademeli olarak 18 yaşından sonra bu topraklarda yaşayan herkese verilecek bir temel gelir uygulaması hayata geçirilmeli.

Ücretsiz internet insan hakkıdır. Her haneye ücretsiz internet sağlanmalı.

Şehir Hastaneleri acilen kamulaştırılmalı.

Elektrik, su, doğalgaz ücretsiz olmalı.

Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı, dolaylı vergiler azaltılmalı, ranttan vergi alınmalı.

Kaynakların bölüşümünde toplumsal cinsiyet eşitliği gözetilmeli.

Bütün yurttaşları ve demokrasi güçlerini bu talepler etrafında birleşmeye, salgının ve krizin bütün ağırlığını halkın sırtına yüklemeye çalışan saray bütçesini teşhir etmek için mücadeleye çağırıyoruz.”

PİRHA/İSTANBUL

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak