PİRHA- PKK’nin silahları yakmasının barış adına tarihi bir eşik olduğunu belirten DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, süreçte herkesin özne olması için çağrıda bulunarak, “Tarihi başka biçimlerde tekrar yaşamamak için hepimiz sorumluyuz. Tüm yeteneklerimizi konuşturmamız gereken bir zamandan geçiyoruz. Bu nedenle herkesi yaşam siyasetine tutunmaya çağırıyoruz” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, partinin genel merkezinde olağanüstü bir şekilde toplandı. Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan’ın başkanlık ettiği toplantıda, Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler ele alındı.
Toplantı arasında Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, basın toplantısı yaptı. Toplantıda 15 Temmuz’dan sonraki antidemokratik uygulamalar, ‘Barış ve demokratik toplum’ süreci, PKK’nin silahları yakması ve bundan sonra sürecin nasıl ilerlemesi gerektiği ile ilgili değerlendirmeler yapıldı.
“SİLAHLARIN YAKILMASININ ORTADOĞU’DA ETKİLERİ OLACAK”
Ayşegül Doğan, Abdullah Öcalan’ın çağrısıyla birlikte PKK’nin kendini feshetmesini ve silahları yakmasının tarihi bir eşik olduğunu belirterek, “Türkiye’de eşit, adil, onurlu, kalıcı bir barışa erişmesini istiyoruz. Silahların yakılması yalnızca Türkiye için değil Ortadoğu ve dünya açısından da bir tarihsel an başlattı. Silahların yakılmasının Ortadoğu’da birçok bölgesel etkileri olacak. Bu bölgesel etkileri itibari ile de bu sürece ciddiyetle yaklaşmak gerekiyor ve bu sürecin yüklediği ağır sorumluluğun da farkında olmak gerekiyor. Biz DEM Parti olarak silahların tümden devre dışı bırakılması, Kürt sorununun demokratik çözümü için atılan bu tarihi adımın yüklediği sorumluluğun farkındayız. PKK’nin feshi ile 12 Mayıs kararlarıyla varlık inkarına dayalı silahlı mücadele stratejisi -kendilerinin ifade ettiği üzere- yerini demokratik siyaset stratejisine, barışa, demokratik topluma ve bütüncül bir hukuk yaklaşımı ile ifade edilen kavramlara bıraktı” dedi.
“SÜRECE BÜYÜK BİR CİDDİYETLE YAKLAŞILMALI”
Hem Abdullah Öcalan’ın hem de DEM Parti’nin yıllardır sorunların diyalog kanallarıyla çözülmesi gerektiğini ifade ettiğini hatırlatan Ayşegül Doğan, “Silahların tümden devre dışı bırakılması, bunun kalıcı hale gelmesi, demokratik siyaset alanının güçlenmesi için hiç zaman kaybetmeden gereken neyse yapılmalı, tüm mekanizmalar kurulmalı. Komisyon, en kapsayıcı ve kucaklayıcı şekilde bir araya gelmeli, komisyonun bileşimi mutlaka çoğulculuk ilkesi gözetilerek yapılmalı. Ki sayın cumhurbaşkanının yaptığı açıklamada da gördüğümüz kadarıyla tüm siyasi partilere davet vardı, biz DEM Parti olarak buradan bu davetimizi tekrar ediyoruz; bütün siyasi partiler, iktidarından muhalefetine mecliste kurulacak komisyona ciddiyetle yaklaşmalı, buna göre üye belirlemeli, çalışmalarını hızlandırılması için üstlerine düşen görevi yerine getirmeli” diyerek çağrıda bulundu.
“SÜRECE HERKES DAHİL OLMALI”
DEM Parti’ye yönelik eleştirilere de cevap veren Doğan, “DEM Parti, bir müzakere ve diyalog partisidir. Türkiye’de eşit kardeşlik hukukunun inşa edilmesi gerektiğine inanan bir siyasi partiyiz, bu konuda en aykırı düşünen insanlara dahi ulaşmamız gerektiğini defalarca dile getirdik. Barışın tesisi için tüm önerileri, tüm katkıları değerli buluyoruz. Bu süreç yalnızca DEM Parti’ye bırakılamaz, bırakılmamalı. Muhalefet partileri, iktidar bloku ve herkes büyük bir sorumlulukla ve anın yüklediği ağırlık farkındalığıyla sürece yaklaşmalı. Gazetecilere, yazarlara, aydınlara, oyunculara, sanatçılara, siyasetçilere, farklı düşünenlere, kendini sınırlanmış sınırlandırılmış hisseden herkese çağrımızdır; Türkiye içinde ve dışında barış ve demokrasi için ter dökmüş, bedel ödemiş ya da şimdi yola koyulmak isteyen, bu yeni tarih yazımında özne olmak isteyen herkes, bir başkasının acı yaşamaması için bugün burada bir pozisyon almalı ve pozisyonu barıştan yana olmalı” ifadelerini kullandı.
“BELİRSİZLİKLER GİDERİLMELİ”
Silahlı mücadele döneminin bittiğini, artık yeni bir dönemin başlangıcında olunduğunun altını çizen Doğan, konuşmasının devamında şunları dile getirdi:
“Bundan sonra ne olacak sorusunun cevabı somut adımlarla güçlendirilmesi ve altının doldurulması gerekiyor. Siyasal ve hukuksal altyapısını hazırlamaktan çekinmemeliyiz. O gün metni okuyan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı olarak ilk ateşi yakan kişi Bese Hozat, biz siyaset yapmak istiyoruz dedi. Peki nasıl bunun hukuki zemini nasıl oluşturulacak, bunun yasal düzenlemeleri nasıl yapılacak işte tüm bu soruları konuşmaktan da bu sorulara ilişkin hazırlıklar yapmaktan da siyasetten çekinmemeliyiz. Kararlılığa, iradeye, cesarete, risk almaya ihtiyacımız var.
Belirsizlikler giderilmeli. Çatışmaya neden olan eşitsizlikler ortadan kaldırılmalı. Dün, Kürtçe müzik dinlediği için İstanbul’un Bayrampaşa ilçesinde piknikten dönen Diyarbakırlı bir aile darp edildi, işkence gördü. Yedi aylık hamile bir kadın yoğun bakımlık oldu, bebeği entübe edildi. Nedeni ne olursa olsun bu politik bir meseledir, bu siyasal bir yaklaşımdır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz muhalefete dönük baskıları da kabul etmiyoruz. Böyle bir dönemde eğer Kürtçe müzik dinledikleri için insanları böyle bir işkenceyle karşı karşıya bırakırsanız ne oluyor, kim yapıyor, niye yapıyor, neden oluyor sorularını sormak en meşru hakkımızdır. Bu olayın failleri açığa çıkarılmalı, ne olduğu kamuoyuyla paylaşılmalı.”
SİYASİ PARTİ TURLARI BAŞLIYOR
Ayşegül Doğan, son olarak yarın İmralı Heyeti’nin siyasi partileri ile görüşmelere başlayacağını duyurarak, “Yarın itibariyle İmralı Heyeti’nden Pervin Buldan, Mithat Sancar ve Faik Özgür Erol ilk olarak Adalet Bakanı ile görüşecek. Ardından Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmeler olacak. 17 Temmuz Perşembe günü ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le görüşülecek. Tüm bu ziyaretlerden sonra da heyet, İmralı‘ya gitmek için hazırlık yapacak. Yakılan ateşten barış umudu harladı. Tarihi başka biçimlerde tekrar yaşamamak için hepimiz sorumluyuz. Tüm yeteneklerimizi konuşturmamız gereken bir zamandan geçiyoruz. Bu nedenle herkesi yaşam siyasetine tutunmaya çağırıyoruz” şeklinde konuştu.
PİRHA/ ANKARA
Yoruma kapalı.