PİRHA- Çorum Katliamı tanığı Feyzullah Aygün, katliam sürecinde güçlü bir dayanışma ve direnişe şahit olduğunu söyledi. Aygün; “Polisler gündüzleri dolaşıyorlar, geceleri ise ülkücüleri galeyana getiriyorlardı. Polislerin kontrolünde saldırı yapılıyordu. Geceleri şiddetlenen ve 2 ay süren zaman zarfı içerisinde müthiş bir dayanışma, bölüşme ve paylaşma vardı” dedi.
Çorum Katliamı’nın 41. yıl dönümünde katliama tanık olanlar o süreçte yaşadıklarını PİRHA’ya anlatmaya devam ediyor. Katliam tanıklarından Feyzullah Aygün o süreçte sadece bir katliam yaşanmadığını belirterek, katliam karşısında güçlü bir dayanışma ve direniş yaşandığını da aktardı.
“ÜLKÜCÜLER POLİSLERİN KONTROLÜNDE SALDIRI YAPIYORLARDI”
Çorum Katliamı tanığı Feyzullah Aygün katliamın başladığı süreci şu sözlerle anlattı:
“Gün Sazak’ın Ankara’da öldürülmesi duyulmuştu ama herhangi bir saldırı falan yoktu. Almanya’dan gelen bir vatandaş MHP’li gençler tarafından darp edildi. Adam eli yüzü kan içinde bizim bulunduğumuz yere geldi ve yaşadıklarını anlattı. Beni dövdüler ve şu anda ülkücü gençler Milönü’ne geliyorlar dedi. Bizim de tabii bir şeyden haberimiz yok. Tabii biz de merak ettik. Bakmaya gittik ve gerçekten MHP’li gençler takriben 40-50 kişilik bir grup dükkanların camlarını kırarak geliyorlar. Uzaktan bizi görünce geri döndüler gelmediler. Biz de oradan Milönü’ne geldik. O günün akşam üzeri saat 18.00-19.00 civarlarında, polislerin kontrolünde olan askerlik şubesinin oraya gelmişler ve arabadan ateş etmişler bunu duyduk ama görmedik.
Bu olayın üzerine halkta tamamen bir gerginlik başladı ve insanlar sokaklara indi. Ondan sonraki takip eden günlerde özellikle geceleri çok yoğun bir saldırı oldu. Bunun üzerine barikatlar kuruldu, komiteler oluştu, birçok şeyler yaşandı. İnsanlar herhangi bir şey olacağını düşünerek gündüzleri yatıyordu. Gece kimse yatmıyor, yatamıyordu. Çünkü saldırılar polis kontrolünde yapılıyordu. Polisler gündüzleri dolaşıyorlar, geceleri ise kitleyi galeyana getiriyorlardı. Polislerin kontrolünde saldırı yapıyorlardı. Çünkü daha önce de Maraş yaşandığı için gelişmeleri biliyorduk. Çatışmalar gittikçe yoğunlaşıyordu. 2 ayı aşan bir süreç böyle yaşandı. 27 Mayıs’la birlikte başladı, 2 ay boyunca olaylar devam etti.”
“POLİS BARİKATLARI KALDIRIYOR, ARKASINDAN DA SİVİL İNSANLAR GELİYORDU”
Çorum’da yaşananların sadece bir katliam değil aynı zamanda bir direniş yaşandığını vurgulayan Aygün sözlerine şu şekilde devam etti:
“Bir gün olaylar devam ederken bize Alaaddin Camii üzerindeki barikatların kaldırıldığı haberi geldi. Bu haber üzerine birkaç kişi oraya gittik. Baktık gerçekten belediyenin tankerini alan askerler, silahlarıyla barikatları toplayıp tanker aracına dolduruyorlar. O an orada bulunan mevcut arkadaşlarla barikat oluşturduk ve sloganlar atmaya başladık. Bizi gören ve bizi geriden seyredenler o davranışımızı görünce yanımıza geldiler ve orası biraz daha güçlendi. Bize doğru yönelen askerin başında bulunan Astsubay Başçavuş bizim bu tutumumuzu görünce orada durdu. Baktı ki bizde kararlı bir tutum var durdu, biraz bekledi ondan sonra geri dönmek zorunda kaldı. O gün için yani oradaki barikatın başındaki o tutum olmasaydı bilemiyorum ama daha kötü şeyler olabilirdi. Çünkü askerin arkasın da sivil insanlar geliyordu. Yani bu tür şeyler çok yaşandı. Barikatlar tek noktada değil, bütün mahallenin girişlerinde ve çıkışlarında barikatlar oluşturuldu. Gece olunca şehirden ve yakın çevre köylerden yardıma gelen oluyordu. Bir gece Fatsa’dan gelenler oldu ve o zaman Fatsa olayları da devam ediyordu. Burada devrimci bir direniş yaşandı. ‘Çorum olayları’ olarak geçiyor ya da ‘Çorum katliamı’ olarak geçiyor ama asıl burada bir direniş yaşandı.”
“MÜTHİŞ BİR DAYANIŞMA VE DİRENİŞ VARDI”
Aygün son olarak şunları dile getirdi:
“‘Çorum Katliamı’ denilmesinin ben yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü müthiş bir devrimci direniş yaşandı. Tabi bu sadece devrimcilerin değil halkın katılımı ile çabasıyla gerçekleşen bir durumdu. Halkta yoğun bir çaba vardı, yoğun bir paylaşım vardı. O geceleri 2 ay süren zaman zarfı içerisinde direnişteki insanlara mahallelerden yemek, çörek, börek getiriyordu insanlar. Birçok şey paylaşıldı burada. Un değirmenlerinden gelen unlarla pişirilen ekmeklerle, toptancılardan ara ara gelen gıda erzaklarıyla insanlar besleniyor ve yardımlaşıyordu. Müthiş bir dayanışma vardı, bölüşme, paylaşma vardı.”
Rohat EMEKÇİ-İsmail SİVASLI/ÇORUM
Yoruma kapalı.