PİRHA – PSAKD yöneticilerine ve üyelerine yönelik tutuklamalara ilişkin PİRHA’ya konuşan CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Çamak, “Özellikle bu dernekler üzerine gidilmesi, yöneticilerinin gözaltına alınması, derneklerin yasal olmayan yollarla kapatılması kabul edilemez bir durumdur” ifadelerini kullandı.
CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Çamak, PSAKD yönetici ve üyelerinin tutuklanmasına ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Çamak, “Anadolu’da Pir Sultan derneklerine yönelik son yıllarda operasyonlar olduğunu görüyoruz. Çok sayıda gözaltılar var. Bu dernekler, dernekler yasasına göre faaliyetlerini yürütmektedirler. Şöyle düşünmek lazım: Gerçekten bu dernek yöneticilerinin terör örgütüyle ilişkileri var mı? Eğer ülkemizde geçerli olan yasalara göre suç işliyorlarsa tabii ki bu kişilerin cezalandırılması gerekir. Herkeste bu konuda hem fikirdir bir şey söyleyemez. Ama özellikle bu derneklerin üzerine gidilmesi yöneticilerinin gözaltına alınması, derneklerin yasal olmayan yollarla kapatılması kabul edilemez bir durumdur” diye konuştu.
“İLK ÇAĞLARDAN BU YANA ÇEŞİTLİ İNANÇLAR”
“Aslında biraz da bilgilendirme açısından gerilere gitmek istiyorum. Anadolu’da geçmişte bu yana ilk çağlardan bu yana çeşitli inançlar gelmiş ve geçmiştir. Özellikle Hacı Bektaş’tan sonra Alevi Bektaş-i düşüncesi Anadoluda hakim olmuştur” diye konuşan Çamak, şunları kaydetti:
“1071 Malazgirt savaşından öncede Alevi dedeleri ve Bektaşi babaları Anadolu ve Balkanlara kadar gitmişlerdir. Ve buralarda Türklerin yayılmasına öncülük yapmışlardır. Ne zaman Yavuz Sultan Selim özellikle Anadolu’daki Alevi Bektaşilerin Şah İsmail’e karşı büyük bir ilgisinin olduğunu görüp Şah İsmail’in üzerine yürümeye karar verir. İstanbul’dan askerlerini alır Çaldıran’da (Çıldır) 1514 yılında karşı karşıya gelirler. Orada Şah İsmail’in savaşı kazanacağı bellidir. Güçler eşit fakat şah İsmail’in orduları oradadır, Yavuz Sultan Selim’in orduları ta İstanbul’dan zar zor Çaldıran’a getirilir. Ama son anda Kürt büyüklerinden din adamı İdris-i Bitlis 13 Kürt aşiretini ikna ederek Şah İsmail’in yanından ayrılıp Yavuz Sultan Selim’in yanında yer almalarına inandırır.
Nitekim 13 Kürt aşiretin sayesinde Yavuz Sultan Selim Şah İsmail’in ordularını yenerek Anadolu’ya hâkim olur. Orada dikkat çeken bir şey olur. Yavuz Sultan Selim İdris-i Bitlis’iye der ki ben ordularımı buraya zar zor getirdim ve gönülsüz çarpışıyorlardı. Ama şah İsmail’in askerleri ölümüne savaşıyorlardı bunun sebebi ne olabilir diye sorduğunda; İdris-i Bitlis’in verdiği cevapta şah İsmail’in 2 vasfı vardır. Bir tanesi dünyevi bir tanesi ruhani yani şahlık özelliği vardır, yalnız dünyevi. Peki ne yapmam lazım dediğinde Araplardan halifeliği alır isen senin de öyle bir sıfatın olur der. İdris’i Bitlisi sarayında kanatlarının arasında aldıktan sonra Nemrutluların üzerine yürür ve Araplardan halifeliği alır. Araplar hiç bir zaman içlerine sindiremezler. Daha sonra İdris-i Araplardan din adamları ve ulemalar alır ve Arap din adamları sarayda görevlendirilirler. Neredeyse sarayın hakimiyeti bu din adamları ve ulemalarının hakimiyetine geçer. Anadolu’da Türk hakimiyeti yavaş yavaş Araplaşmaya başlar. İşte bu kültür o zamandan kalmadır.”
“ÖTEKİLEŞTİRME ÜLKE ADINA ÇOK TEHLİKELİDİR”
CHP Mersin Milletvekili Hüseyin Çamak, “Daha sonra Kanuni Sultan Selim de o yolu izler aşırı muhafazakar bir görüşün altına girdiği için Osmanlının çözülüşü de o zamandan başlar. Çağdaşlık ve yenilikleri kabul edemediği için Osmanlı imparatorluğu dağılmaya başlar. Anadolu topraklarına hapis olur. Burada ilginç olan bir şey tabii Kürtlerin bir kısmı İdris-i Bitlisi çok değerli bir insan olarak görürken bir kısmı da Kürtleri sattı derler. Bu iki farklı görüş İdris- i Bitlis’e bakış açıları. Özellikle bunu vurgulamak istedim” dedi.
“‘CENAZEM CEMEVİNDEN KALDIRILSIN’ DİYEN SÜNNİ KARDEŞLERİMİZ VAR”
“Aslında yapılacak olan inançların birbirinden uzaklaşmasına neden olan çağrılardan kesinlikle uzaklaşmak gerekir. Herkes farklı düşüncede olabilir herkes özgürce inancını yaşayabilmeli” diyen Çamak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bunu yapmadığımız sürece bu topraklarda bizim barışı, kardeşliği, sağlamamız mümkün değil. Onun için de bu ülkeyi yönetenlerin bu konuda ve kullandıkları dilde çok dikkatli olmaları gerekir. Bırakalım Aleviler cemevi diyorlarsa cemevinde ibadetlerini yapsın. Aleviliği çağdaş bir inanç olarak gören Sünni kardeşlerimiz var onlar da cemevlerine gelir. Benim cenazem cemevinden kaldırılsın diyen yüzlerce Sünni kardeşlerimiz var.
Onların cenazeleri cemevinden kalkıyor bunları biliyoruz. İnsanlara dayatmalardan vazgeçmemiz gerekir. Bu ülkede yaşayanlar farklı inançta olabilir. Bunları siyaseten ötekileştirmemek lazım. Ötekileştirdiğimiz zaman bu inat boyutuna kadar uzanıyor. Bunlar da bu ülke adına çok çok tehlikelidir.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.