Alevi Haber Ajansi

Reklam

‘Bizi burada oturtan ellerimizdeki hiç yaşlanmayan fotoğraflar’-VİDEO

PİRHA-Cumartesi Anneleri eylemlerinin 631. haftasında 1994’te Cizre’de gözaltında kaybedilen Ahmet Bulmuş dosyasında 23 yıllık cezasızlığın son bulması talep etti. Eylemde konuşan gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, bu ülkede adaleti tecelli edenleri siyasi erklerin atadığının altını çizdi. 

Cumartesi Anneleri eyleminin 631. haftasında yine Galatasaray Meydanı’ndaydı. 1994’te Cizre’de gözaltında kaybedilen Ahmet Bulmuş dosyasında 23 yıllık cezasızlığın son bulmasının istendiği eylemde “Failler belli kayıplar nerede” pankartının üzerine Ahmet Bulmuş’un fotoğrafı konularak üzerine barışı temsilen beyaz tülbentler ve kırımızı karanfiller bırakıldı.

Reklam

Eyleme demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilcileri ve insan hakları savunucuları ile kayıp yakınları katıldı. Eylemde konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin bu ülkede adaleti tecelli edenlerin siyasi erkler tarafından atadığını vurguladı.

 

“ADALET SARAYLARININ İÇLERİ BOMBOŞ”

Eylemde konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin, 22 yıldır kaybedilen yakınları için ve bir daha kayıplar olmasın diye burada oturduklarını ifade etti. “Bu ülkede adalet yok, adalet sarayları var ve içleri bomboş” diye konuşan Bilgin “Bu ülkede adaleti tecelli edenleri siyasi erkler atamaya başlamıştır. Bizim taleplerimiz bugüne kadar yerine getirilmedi. Bugünden sonra da getirilmeyecek” dedi.

Ülkenin tarihinin katliamlarla dolu olduğuna dikkat çeken Bilgin “Geçen hafta Ermeni Katliamı’nın anması vardı. Bugün 1 Mayıs anması var. 4 Mayıs’ta Suruç Katliamı’nın davası var Silvan’da” diyerek herkesin Suruç ailelerine destek vermesi gerektiğini vurguladı.

“ÇEYREK ASIRDIR BURADAYIZ”

1980 kayıplarından Cemil Kırbayır’ın kardeşi Mikail Kırbayır, çeyrek asırdır burada olduklarını ifade ederek “Bizi burada oturtan, ısrarla oturmak durumunda bırakan ellerimizdeki hiç yaşlanmayan fotoğraflardır” şeklinde konuştu. Keyfi bir şekilde katledilen yakınlarının akıbetleri için ısrarla her cumartesi burada oturduklarını hatırlatan Kırbayır “Bugün 40 yıl önce bu coğrafyadaki insanlara iyiyi, doğruyu anlatmak için toplanan emekçilerin katledilmesinin yıldönümüdür. Gönül isterdi ki 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayalım. Ama izin verilmiyor” dedi.  Yetkililere seslenen Kırbayır “İşinize geldiği zaman güvenliği sağlıyorsunuz, işinize gelmediği zaman sağlayamıyorsunuz. Sizin asli göreviniz ne?” diye sordu.

Haftanın basın metnini cumartesi insanlarından gazeteci Metin Göktepe’nin ablası Meryem Göktepe okudu.

“BİR CEZASIZLIK DOSYASI”

Göktepe, adalet sistemi ve siyasi iktidarların bir devlet politikası olarak gözaltında kaybetme suçunun faillerini cezasız bıraktığını kaydetti. Göktepe, 48 yaşındaki Ahmet Bulmuş’un 1994 yılının Nisan ayında bozuk radyosunu tamirciye götürmek için evinden ayrıldığını, yolda arkadaşı B.G’ye rastladığını, birlikte tanıdıkları bir tamirciye doğru yürüdüklerini ve Mardin Caddesi üzerinde bulunan tamirci dükkanına 4-5 metre kala Beyaz Toros marka bir aracın yanlarında durduğunu söyledi. Kimlik kontrolünden sonra Ahmet Bulmuş’un araca bindirildiğini belirten Göktepe “Olaydan bir süre sonra Cizre İlçe Jandarma Komutanı Cemal Temizöz ve emrindekiler Ahmet Bulmuş’un evine geldi. Evde arama yapıldı ama bir şey bulunamadı” dedi.

Temizöz’ün Fatım Bulmuş’a ‘Eşini götürdük, misafirimiz oldu, üç dört güne bırakacağız, sen bize evde ne sakladığını göster’ dediğini kaydeden Göktepe, Fatım Bulmuş’un bir şey saklamadıklarını söyleyince Temizöz tarafından darp edildiğini vurguladı. Olaydan sonra ailenin evinin polis ve jandarma tarafından defalarca basılarak arandığını söyleyen Göktepe, “Sonunda gündüz vakti avluya atılan bir el bombasıyla ev tahrip edildi” dedi.

Ahmet Bulmuş ile birlikte gözaltında olan bir tanığın Ahmet’i sesinden tanıdığını söyleyerek aileye bilgi verdiğini ifade eden Göktepe, ailenin tüm girişimlerinin sonuçsuz kaldığını ve bir daha Ahmet Bulmuş’tan haber alınamadığını kaydetti.

1996 yılının Ocak ayında Silopi’de bir lokantanın bahçesindeki kuyuda 6-7 kişiye ait olduğu düşünülen kalıntılara ulaşıldığını söyleyen Göktepe sözlerini şöyle sürdürdü:

Kuyudan çıkartılan çuvalın içinde kafası olmayan bir de beden bulunuyordu. Bedenin üzerindeki giysiler sağlamdı. Olay yerinde bulunan Fatım Bulmuş bu giysilerden bedenin eşine ait olduğunu teşhis etti. Ancak yoğun korku ortamında resmi bir başvuru yapamadı. Silopi Belediyesi bulunan kalıntıları yer bilgisini açıklamadan toplu olarak Silopi kimsesizler mezarlığına gömdü.

9-14 Mart 2009 tarihlerinde Silopi’deki BOTAŞ tesislerinde yapılan bir kazıda biri kafatası olmak üzere 17 kemik parçasına ulaşıldığını kaydeden Göktepe, Vedat Bulmuş’un bulunan kafatasının babasına ait olabileceği düşüncesiyle Cizre Cumhuriyet Savcılığı’na başvuru yaptığını belirtti. 24 Mart 2009 tarihinde Vedat Bulmuş’un Cizre Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında savcıya ifade verdiğini kaydeden Göktepe, Vedat Bulmuş’un ifadesinde Cemal Temizöz’ün babasının kaybından sorumlu olduğunu belirterek olayı anlattığını ancak aradan 8 yıl geçmesine rağmen gerçeğin açığa çıkartılmadığını, adli bir soruşturma işletilmediğini ve faillerin korunduğunu vurguladı. (HABER MERKEZİ)

Haberin Videosu

 

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak