Alevi Haber Ajansi

Ayten Kordu’dan, Meclis’e Araştırma Önergesi: Bu insanlık suçunun tüm yönleri aydınlatılsın!

PİRHA – Dersim Milletvekili Ayten Kordu, 2 Temmuz Sivas Madımak Katliamı’nın tüm yönleriyle araştırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına araştırma önergesi sundu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dersim Milletvekili Ayten Kordu, Sivas Madımak Katliamı’nın tüm yönleriyle araştırılması için TBMM Başkanlığına araştırma önergesi verdi.

Milletvekili Kordu, barışın gereği olarak 2 Temmuz Katliamı’yla yüzleşilmesi gerektiği vurgusunu yaptı.

“YETERLİ ÖNLEM ALINMADIĞI KAYITLARA GEÇMİŞTİR”

DEM Partili Kordu, Meclis araştırma önergesinin gerekçe bölümünde şu ifadelere yer verdi:

“2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Anma Etkinlikleri kapsamında Sivas’a gelen şair, yazar, sanatçı ve halk ozanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda aydın, Madımak Oteli’ne yerleşmişti. Ancak etkinlik öncesinde kentte karanlık odaklar harekete geçmiş, halkı kışkırtmaya yönelik bildiriler dağıtılmış ve yerel basında “Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor” gibi manşetlerle kitle psikolojisi manipüle edilmiştir. Özellikle Aziz Nesin’in hedef gösterilmesiyle birlikte, Alevilere yönelik sistemli bir nefret kampanyası başlatılmıştır.

2 Temmuz günü Cuma namazı çıkışında camilerden çıkan kalabalık bir grup, nefret sloganları eşliğinde Hükümet Konağı’na yürümüş; Atatürk Bulvarı ile Meydan arasında oluşturulan zayıf polis barikatını aşarak, Kültür Merkezi ve çevresine yayılmıştır. Devlet güçlerinin müdahalesi göstermelik düzeyde kalmış, kalabalık saatler içinde 15 bin kişiye ulaşmıştır. Akşam saatlerinde ise Madımak Oteli taşlanarak, saldırganlar tarafından yakılmıştır. Yangını söndürmeye çalışan itfaiye ekiplerine saldırılar düzenlenmiş, devlet yetkilileri ve kolluk kuvvetleri olayları izlemekle yetinmiştir. Polis tarafından hazırlanan olay tutanağında dahi, talep edilmesine rağmen yalnızca 20 askeri personelin sevk edildiği, yeterli önlem alınmadığı kayıtlara geçmiştir.

Katliam sonucu 33 aydın, sanatçı ve halk ozanı ile otel çalışanları ve iki saldırgan hayatını kaybetmiştir. Metin Altıok, Behçet Aysan, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin, Nesimi Çimen, Asım Bezirci, Edibe Sulari ve Asaf Koçak gibi önemli isimler yaşamını yitirmiş; 12 yaşındaki Koray Kaya, 15 yaşındaki Menekşe Kaya ve semah ekibindeki birçok genç otelden sağ çıkamamıştır. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in, ‘Çok şükür, otel dışındaki halkımıza bir zarar gelmemiştir’ şeklindeki açıklaması ise devletin katliama yaklaşımını ve sorumluluğunu açıkça gözler önüne sermiştir.

“İNSANLIĞA KARŞI İŞLENMİŞ SUÇ”

Katliam sonrası açılan davalar, mağdur aileler için adeta bir işkenceye dönüşmüş; mahkeme dosyaları şehir şehir dolaştırılmış, yargılama süreci yıllarca sürüncemede bırakılmıştır. Ellerinde yangını başlatan benzin bidonlarıyla kameralara yansıyan saldırganların büyük çoğunluğu hiçbir ceza almazken, ceza alan birkaç sanık da Cumhurbaşkanlığı affı ile serbest bırakılmıştır. Firari sanıkların ise uzun yıllar Sivas’ta rahatça yaşamlarını sürdürdüğü, resmi arama kararlarına rağmen yurtiçinde ve yurtdışında serbestçe hareket ettiği belgelerle ortaya çıkmıştır. Polonya’da yakalanan firari sanık Vahit Kaynar’ın Türkiye’den iade talebi süresi dolana dek bekletilip serbest bırakılması, hukuki süreçteki ihmalleri ve siyasi müdahaleleri gözler önüne sermektedir. Öte yandan, Madımak katliamının organizasyonunda yer alan yapıların ve olayın asıl faillerinin tespit edilip yargı önüne çıkarılmaması, ‘derin yapı’ şüphelerini halen canlı tutmaktadır.

Katliamın insanlığa karşı işlenmiş suç kapsamında ele alınması gerektiği, hem evrensel hukuk normları hem de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre açıktır. İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı işlemeyeceği uluslararası hukukta da açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, Sivas davası adeta zamana bırakılmış ve failler cezasızlık politikaları ile ödüllendirildiğine dair kamuoyunda derin yaralayıcı iz bırakmıştır.

Katliamın yaşandığı Madımak Oteli’nin ‘Utanç Müzesi’ne dönüştürülmesi yönündeki Alevi toplumunun ve kamuoyunun ortak talebi de 32 yıldır yerine getirilmemiştir. Alevi toplumunun yarası halen kapanmamış, adalet talepleri yanıtsız bırakılmıştır.

Bu gerekçelerle; 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleşen ve tarihe Madımak Katliamı olarak geçen bu insanlık suçunun tüm yönleriyle aydınlatılması, katliamın siyasi, bürokratik ve organizasyonel sorumlularının tespiti, zaman aşımıyla aklanan ve firari durumdaki sanıkların yeniden yargı sürecine dahi edilmesi, varsa devletin en üst kademelerine kadar olan sorumluların ortaya çıkarılması,

Toplumsal barışın, eşit yaşamın ve adaletin tesis edilmesi ancak ve ancak yüzleşmeyi sağlayacak mekanizmaların inşası ve insan yakan zihniyetle hesaplaşılmasıyla mümkündür. Bu nedenle, 2 Temmuz 1993 tarihinde gerçekleştirilen Sivas Katliamı’nın faillerinin, katliamda payı olan örgütlerin, varsa devlet kurumlarının tespit edilip gerekli işlemlerin başlatılması ve toplumsal barışı ve adaleti sağlayacak süreçlerin işletilmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu’nun zamana yaymadan bir an evvel ivedilikle kurulması gerekmektedir.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.