Alevi Haber Ajansi

Antalya’daki cemde, ÇEDES projesi ve Alevilere yönelik yapılan gözaltılara dikkat çekildi-VİDEO

PİRHA-Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde yürütülen Muhabbet Ceminde, Sivas Madımak Katliamı davasının zaman aşımına uğratılması ve Alevi kurum temsilcilerinin ters kelepçe ile gözaltına alınmasına dikkat çekildi.

 Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde Muhabbet Cemi yürütüldü. Ceme Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Eşit Başkanı Yol yürütücüsü  Zakir Süleyman Demir, Kızıldeli Sultan Ocağı evlatlarından Yol yürütücüsü Mustafa Sazcı ve Sinemilli Ocağı Pirlerinden Süleyman Deprem katıldı.

“ARAP İSLAMİYETİ’Nİ YERLEŞTİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Abdal Musa Kültür ve Yaşatma Derneği Eşit Başkanı Yol yürütücüsü Zakir Süleyman Demir cemde yaptığı konuşmada, “Cemler toplanıp yalvarıp yakarmak değil,  muhabbet etmektir. Memleketin halinide görüyorsunuz, yerlerde. Baskılar zulümler tekrar başladı, hükümet seçimi zorla aldı. Son bir 5 yıl içerisinde Arap İslamiyet’ini ülkeye yerleştirmeye çalışıyor” dedi.

Her köye bir cami projesi kapsamında Alevi köylerinin asimilasyona uğratılmak istendiğini belirten Demir,  “Cami yapılmasına köy muhtarı ve halk bir şey olmaz ne olacak yolumuzda yapılacak, okulumuzda yapılacak camiden ne zarar gelecek öyle başlandı. Sonra bütün Türkiye’ye yayıldı bütün Alevi Bektaşi köylerine de imam atandı. Önce herkes güldü geçti, şu anda öyle bir hal aldı ki köylerinde namazlar başladı, çünkü camisi var” şeklinde ifade etti.

” İSLAMİ RİTÜELLERLE HAKK’A YÜRÜME ERKANI YÜRÜTÜLÜYOR”

“Hakka yürüyen canların cenazeleri hocalar Arapça İslami ritüellerle kaldırmaya başladı” diyen Demir, “Bizim dedeler babalar kendisini geliştirip yetiştirilmedi ya da ekmek derdinden köyler terk edildi, hizmetler tam Sünni İslam inancına göre yürümeye başladı” dedi.

Günümüzde okullarda derslere çokça din dersinin eklendiğini ifade eden Demir,” Bu da yetmedi, şimdi bir müezzin, bir imam okullara atayarak, bir de ilkokullardan başlayarak kendi İslam anlayışına uygun bir nesil yetiştirme projesi uygulanmaya konuldu” diyerek sözlerini tamamladı.

“KATLİAMLAR UNUTULMASIN DİYEN ALEVİ KURUM YÖNETİCİLERİ İŞKENCEYLE GÖZALTINA ALINIYOR”

Yol’un Alevilere bir dert verdiğini bu derdin ise çağımızdaki birçok sorunla ilgilenmekle yükümlü olduğunun altını çizen, Kızıldeli Sultan Ocağından Sazcı, “Biz mevcut düzenin hafif güzelleştirilmiş halini, mevcut düzenin bize dokunmayan halini talep eden bir inancın, bir Yol’un sürücüleri, Yol’un devamcıları, ardılları değiliz. Bizler bu cihanda Rıza şehri dediğimiz aslında barış içerisinde, kardeşlik içerisinde yaşandığı, sömürünün olmadığı bir cihanı var etmek için mücadelemizi sürdürüyoruz” dedi.

Sivas Katliamı faillerinin, katillerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel izniyle birlikte serbest bırakıldığını hatırlatan Sazcı, “Yıllardır bir Sivas Katliamı’na gittiğimizde şunu diyorduk, yobazlar yaktı, devlet baktı. Devletin hep aklayıcı pozisyonda olduğunu söylüyorduk. Bu da bunun tescillenmiş hali oldu. Bundan önce bir katili daha serbest bırakmıştı. Yine Sivas Katliamı’nın faillerini serbest bırakıyor” dedi.

“PİR SULTAN’IN GÜZEL NEFESLERİNİ, DEYİŞLERİ SÖYLEMEK DEĞİL, PİR SULTAN OLMA ZAMANI”

“Bu aslında bize bariz bir şekilde mücadelemizi bastırma girişimidir” diyen  Sazcı şöyle devam etti:

“Artık bu devirde, bu durumda iktidar bizi inkâr ederken bizim mücadelemizi bastırmak için elinden gelen bütün aygıtları kullanırken bize bir çağrıda bulunuyor. Bir zalim varsa ona karşı mazlumların direnişini göstermek bizlerin boynunun borcu. Hüseyin’i analım ama, Hüseyin olabiliyor muyuz? Pir Sultan her nefesini söylüyoruz. Pir Sultan’ı sadece nefeslerini güzel diye veya bağlamayla nefesleri güzel gidiyor diye söylemiyoruz. Yapmış olduğumuz cemlerde sürekli isimlerini andığımız Şeyh Bedrettin, Börtlüce Mustafa, Torlak Kemal, Kalender Çelebi (Şah Kalender) bunlar kendi döneminde bir mücadelenin öncüsü. Elbette ki Yol, erkan sürmüşler cem civat yapmışlar, görmüşler görgüden, sorgudan, geçmişler talipleriyle ilişkileri geleneksel Aleviliğin içerisinde yerine getirmişler ama kendi döneminde egemenlere yönelik ciddi mücadele vermişler.”

“ÇOCUKLARIMIZ ALEVİ DÜŞMANI EBU SUUD FETVALARIYLA EĞİTİLMEK İSTENİYOR”

“Eğitim eskiden de dinciydi. Mütedeyyin İslam’ın anlatıldığı 7 yaşından tutun lise mezunu olacak 18 yaşındaki gence kadar İslam’ın dayatıldığı bir eğitim durumu söz konusu. Bu ilk defa bu kadar resmileştiriyor, bu kadar radikalleştiriliyor 6 yaşındaki çocuk da yine derslerinde din dersleriyle büyüyecek yine cennet cehennem korkusuyla geçirip yetiştirilecek, Allah’ın azabından korkacak ya da huri kılman gibi ödüllendirme ile bir ödüllendirmeyle büyüyecek. Bir Alevi Bektaşi genci olarak bir ocak evladı olarak benim değerim Ebu Suud’un fetvaları, ayetleri değildir.

“BİZİM DEĞERLERİM EBU SUUD DEĞİL, ŞEYH BEDRETTİN, TORLAK KEMAL BÖRTLÜCE MUSTAFALAR”

Benim değerime bakıyorum benim değerlerim Hünkar Hacı Bektaş Veliler, Şeyh Bedrettinler, Torlak Kemaller,  Börtlüce Mustafalar Baba İshaklar günümüzde ise cümle aşık-ı sadıklar, rehberler pirler, müşrikler benim değerim onların söylemleri ile çelişen hiçbir şey benim değerim değildir. Bu değer AKP’nin kindar ve dindar nesil yaratma projesinin değerleri, Ebu Suud’un, Yavuz Sultan Selim’in, 2. Mahmut’un değerleridir.”

“ALEVİLERİN KATLEDİLMESİNİN SEBEBİ BARIŞÇIL VE ORTAK YAŞAMI ESAS ALMASIDIR”

Sinemilli Ocağı pirlerinden Süleyman Deprem ise, Alevilere yönelik katliamlara işaret ederek, “Aleviler bir tane karıncaya bile rızasız dokunmazken Selçuklu’dan bu yana Alevilere yönelen bu katliamlar sebebi ne? Bunları bilmez bunları kavramazsak kendimizi de tanıyamayız. Bu kadar zulmün, bu kadar imhanın, bu kadar asimilasyonun sadece Türkiye’de değil Orta Doğu’da ve Alevilerin yaşadığı her coğrafyada bu zulme maruz kalmalarının tek sebebi Alevilerin barışçıl olması, Alevilerin ortak yaşamı esas alması, paylaşımcı olmasından kaynaklıdır” diye belirtti.

“SÖMÜRÜ SİSTEMLERİ HALKLARI BİRBİRİNE ÇATIŞTIRMADAN İKTİDARDA RAHAT EDEMEZLER”

Sömürüyü reddetmek baştan devlet organizasyonunu reddetmek anlamına geldiğini söyleyen Deprem,” Hiçbir devlet yapısı sömürüsüz yaşayamaz, savaşsız hiçbir devlet ayakta duramaz. İlle bir düşman yaratmak zorundadır. Onun için Aleviler kadimden bu yana neden Alevi devleti kurmaya ihtiyaç duymamışlardır, çünkü klasik devlet yapısında her zaman sınıf çelişkisi, zengin fakir çatışması, yapay bir düşman belirleme, kahpe Yunan, pis Ermeni, kuyruklu Kürt gibi düşmanları yaratarak onlar üzerinden kendi iktidarlarının sürdürme gayretidir. Sömürü sistemi savaş olmadan, toplumlar birbiriyle çatışmadan iktidarlar rahat edemez; onun için biz birbirimizle kavgalı olmalıyız ki onlar tepede rahat etsin” şeklinde konuştu.

Muhabbet Ceminde gülbenglerin okunmasın ardından Türkçe ve Kürtçe deyiş ve nefeslerle semahlar dönüldü. Çerağların sırlanması ile lokmalar pay edildi.

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

 

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak