PİRHA- Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor. Mevcut örgütlenme düzeyinin Alevi toplumunun ihtiyaçlarına cevap verip vermediğini, veremiyorsa çözüm önerilerinin ne olduğunu tartışmaya açtığımız yazı dizisinin 10. bölümünde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkez Yöneticisi Gülizar Taşbilek sorularımızı yanıtlıyor.
Ocaklar ve Dergahlar sistemi üzerinden yüzyıllarca kendi kendisine yeten ve bu anlamda demokratik, çoğulcu karakterini koruyup günümüze kadar getiren Alevi toplumu kent kültürüyle birlikte yeni sorunlar ve bu sorunların doğurduğu ihtiyaçlarla karşı karşıya kaldı.
Buna cevap üretmek için özellikle 1990’lardan itibaren günümüze kadar çok sayıda dernek, vakıf, cemevi, dergah, federasyon kurarak inancıyla birlikte toplumsal varlığını sürdürmeye çalıştı. Ancak artan asimilasyon ve tekçi politikaların yoğunluğu da dikkate alındığında hem Alevi toplumunun ihtiyaçlarına hem de ülkemizin genel sorunlarına cevap olmada yetersiz kaldığı da bir gerçek.
Bu bilgiler ışığında aynayı kendi yüzümüze yani Alevi örgütlenmesine tutarak mikrofonu Alevi pirlerine, kadınlarına, kurum temsilcilerine ve bilinen isimlerine sorduk.
Dizi yazımızın bu bölümünde Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkez Yöneticisi Gülizar Taşbilek sorularımıza yanıt verdi.
Mevcut Alevi örgütlenmesine genel anlamda baktığımızda tabloyu nasıl görüyorsunuz? Yeterli görmüyorsanız çözüm önerileriniz nelerdir?
Alevi örgütlenmesine genel olarak baktığımda yeterli görmüyorum. Evet, içinde olduğumuz dönem herkes için zor bir dönem. Alevi toplumu için çok daha zor bunu kabul ediyorum.
Fakat biz Aleviler bir türlü istediğimiz birlik beraberliği sağlayamıyoruz. Bunun birçok nedeni var. Gördüğüm örgüt liderleri ve yöneticileri kendimi dışında tutmuyorum (bazılarını tenzih ederek söylemem gerekirse) siyasi hedefler peşinde olanlar görev ve yetkilerini maalesef doğru kullanmıyorlar. Hal böyle olunca da Alevi toplumunu ilgilendiren konularda gerektiği yerde gerekli tepkiyi vermekte geç kalınıyor ya da bir tepki verilmiyor. Böyle olunca da ister istemez toplumun istediği örgütlülük hedefinden uzak kalınıyor.
“KADINA VE GENÇLİĞE YER VERİLMİYOR”
Gördüğüm ikinci bir eksiklik ise kadın ve gençlik kadrolarının yetersiz olmasıdır. Bu yetersizliğin başlıca nedeni ise bana göre mevcut örgütlerin kadın ve gençlere önem vermemesi, önünü açmamasıdır. Bir örnek vermem gerekirse Alevi örgütlerinin zaman zaman önemli çalışmaları oluyor. Bu çalışmalara ilişkin ne kadınların ne de gençlerin görüşlerine başvuruluyor. Yani bu kesimlerin düşünceleri önemsenmiyor. Dolayısıyla enerjilerinden de yararlanılmıyor. Bu aynı zamanda çalışmaların tabana inmesine de engel bir durumu yaratıyor.
“DAYATMA KARARLAR, TOPLUMUMUZDA KABUL GÖRMÜYOR”
Bu konuda naçizane önerilerim şunlardır. Bir defa yönetimler için kadın ve gençlik kotası olmalıdır. Kurumlarımız ve çalışmaları adına alınacak kararlar örgütsel mekanizmalar içinde tartışılmalıdır. Tabana mal edilmelidir. Dayatma kararlar toplumumuzda kabul görmüyor.
Alevilerin eşit yurttaşlık ve inançlarını özgürce yaşama vb temel talepleri var. Bu konuda verilen mücadele için neler söyleyeceksiniz?
Alevi toplumunun eşit yurttaşlık, inanç ve ibadet özgürlüğü, zorunlu din derslerinin kaldırılması, ibadet merkezlerimizin ve kutsal mekanlarımızın kabul görmesi için yıllardır mücadele ediyoruz. Avrupa Birliğinde Alevi inanç merkezlerinin hak ettiği statüye kavuşmasına karşın, vatandaşı olduğumuz ülkede hala saygı görmüyor olmamız üzücü bir durum. Bu konuda verilen mücadele önemlidir fakat bu mücadele verilirken içimizden birilerinin bunu sekteye uğratması, devletin Alevisi olmak için gayret etmesi, özetle dönemin Hınzır Paşa’ları olması mücadeleyi zorlaştırıyor.
“ÇOCUKLARIMIZ İNANÇLARINI ÖZGÜRCE YAŞASIN”
Nasıl ki camiye, kiliseye, sinagoga ve diğer ibadet merkezlerine saygı gösteriliyorsa bizim de ibadet merkezlerimize, kutsal mekanlarımıza aynı saygının gösterilmesini istiyoruz.
Nasıl ki bu ülkede Sünni çocuklar kendi inançlarını rahat bir şekilde öğreniyor ve yaşıyorsa bizim çocuklarımız da öyle kendi inançlarını özgürce öğrensin ve yaşasın istiyoruz. Cemevleri birer eğitim yuvasına dönüştürülmeli.
Bir de işin siyasi boyutu var. Alevilerin sorunları çoğu zaman, sadece seçim zamanı oy devşirmek için gündeme geliyor. Tabi Alevilerin buna izin vermemesi lazım.
Demokrasi mücadelesi yürüten diğer toplumsal kesimler ile birlikte nasıl hareket edilebilir?
Alevi toplumu ve örgütleri ülkenin diğer sorunlarına duyarsız kalmıyor. Nerede bir haksızlık yaşanıyorsa bunun kime olduğu önemli değil. Örnek vermek gerekirse Ensar Vakfı’nda yaşanan çocuk tacizlerinde Alevi çocukları yoktu. Fakat buna sessiz kalınmadı. Çünkü hepsi bizim çocuklarımız. İnsanım diyen herkesin karşı çıkması gereken durumlar bunlar.
“DEVLET ALEVİLERİN VARLIĞINDAN RAHATSIZ”
Hükümetler muhalif kimliğinden ötürü Alevileri sevmezler. Çoğulcu, demokratik ve toplumsal bir yapısı olduğu için devletin çıkarlarına uymuyor. Doğal olarak sistemli bir asimilasyona ve yok edilmeye tabi tutuluyorlar.
Buna karşı verilen mücadele elbette ki yeterli değildir. Buna karşı mücadele yürütürken benzer hak ihlalleri ile karşı karşıya olan, asimile edilen kesimlerle birlikte yürümeyi bilmek gerekir. Bu konuda belli bir çaba var ancak mevcut saldırı ve gasp edici uygulamalar karşısında yeterli değil.
Turabi KİŞİN/PİRHA
YARIN: DOYSA 11
Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği Başkanı Aydın Deniz, Alevi örgütlenmesini değerlendiriyor.
İlgili haberlerin linkleri…
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-1
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-2
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-3
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-4
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-5
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-6
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-7
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-8
Aleviler, Alevi örgütlenmesini tartışıyor-9
Yoruma kapalı.