PİRHA-Dersim’in Pülümür İlçesi, Kırmızıköprü Beldesi’nde 12 Eylül döneminde yapılan ve kullanılmayan camiden merkezi sistemle günde 5 defa yüksek sesle ezan verilmeye başlandı. Alevi olduklarını ve köylerinde ezan ezan okunmasını istemediklerini belirten köylüler, “Ezan okunmasını istemiyoruz, köyümüze hizmet getirilmesini istiyoruz. Cami yerine cemevinin olması gerekiyor” ifadelerini kullandılar.
Dersim’de asimilasyon politikaları sürüyor. İnanca, Dersim kültürüne, doğasına, diline yönelik asimilasyon ve yok sayma politikaları uzun süreden beri devam ediyor. 1937-1938’de Dersim Katliamı, 1994 köy boşaltmaları, barajlar, maden ocakları, inanç merkezlerine yapılan peyzaj projeleri, Alevi köylerine cami yapılması ve karakollardan hoparlörle ezan okutulması gibi uygulanan birçok asimilasyon politikası var.
Tunceli Müftülüğü’nün, Munzur Üniversitesi’nde ‘Hz. Ali Diyanet Gençlik Merkezi’ açmasına tepkiler artarken, Dersim’in Pülümür İlçesi, Kırmızıköprü Beldesi’nde 12 Eylül döneminde yapılan ve kullanılmayan camiden merkezi sistemle günde 5 defa ezan sesi verilmeye başlandı.
Köylerine ezan sesi verilmesine tepki gösteren Alevi yurttaşlar PİRHA’ya konuştu.
“ZORLA EZAN DİNLETİLİYOR”
Ezanın okunmasıyla uykudan uyandığını söyleyen Zekiye Doğan, “Ezan okunduğu zaman rahatsız oluyorum. Kimse camiye gelmiyor, niye ezan okuyorlar. İnsanlar camiye gelip namaz kılsa bir şey demem ama kimse gelmiyor” dedi.
Ezan okunmasından rahatsız olduğunu belirten Fatma Satık, “Küçük çocuklarımız ezan okunduğu zaman korkuyorlar. Ezan okunmasını istemiyoruz, köyümüze hizmet getirilmesini istiyoruz” diye belirtti.
Halka sorulmadan zorla ezan sesinin verildiğini ifade eden Hüseyin Şahin, “Ezanın amacı namaza çağrıdır, Alevi insanların yaşadığı yerde ezan okunmasını doğru bulmuyorum. Halkın talebi olursa ezan okutulur ama burada yaşayan halk yapılanı kabul etmiyor” dedi.
Köylülerin ezanın okunmasına karşı olduğunu belirten Ahmet Canerik de, “Halka zorla ezan dinletiliyor. Alevi köyü olduğu için cami yerine cemevinin olması gerekiyor” diye ifade etti.
“KAPALI OLAN CAMİDE GÜNDE 5 KERE EZAN DİNLETİLİYOR”
Kapalı camide yüksek sesle ezan okunduğunu dile getiren Kemal Doğan, “Yapılanı doğru bulmuyoruz, ezan veya cami karşıtı değiliz sadece caminin cemaatinin olmamasına rağmen ezanın yüksek sesle ısrarla okunmasına karşıyız. Köyümüzde camiye giden birkaç kişi olsaydı ezan okunmasını saygıyla karşılardım ama Sünni-İslam inancının farklılıkları asimile etme çalışması olarak görüyorum. Devlet halka hizmet götürmek yerine asimilasyon amacıyla halka yüksek sesle ezan dinletiyor” dedi.
“ALEVİ KURUMLARI İLGİLENMELİ”
Kapalı olan camide günde 5 kere ezan okunduğunu söyleyen İsmail Aslan ise, “Yapılan bir asimilasyon politikasıdır. Yapılan, inancımıza hakarettir, inancımız gereği biz 72 millete aynı nazarla bakarız ama başka inanç gruplarının bizim inancımıza hakaret etmesini gerektirmez. Yapılanlar, Aleviler üzerinde uygulanan bir baskı politikasıdır. Alevi kurumları asimilasyona karşı neler yapılması gerektiğini söylerler ama köyümüzde ezan okunmasını sosyal medya hesabımdan paylaşmama ve birkaç kuruma da özellikle bilgi vermeme rağmen bu konuda cümle kurulmadı. Eğer Alevi kurumları bu tarz asimilasyon girişimlerine karşı ses çıkarmayacaksa varlık nedenlerini sorgulamaları gerekiyor. Bu konuda herkesin cümle kurması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.