PİRHA- Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Antalya Şube Başkanı Gülçin Akça, Avusturya devletinin Aleviliği bağımsız bir inanç olarak tanımasını değerli bulduğunu söyledi. Okullara zorunlu din dersine karşı dilekçe verme kampanyasına da değinen Akça, “Asıl din dersi almak isteyenler dilekçe vermeli” dedi.
Avusturya Devleti, Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun mücadelesi sonucu Alevi inancını resmi olarak tanıdı ve Aleviliğin hiçbir dine bağlı olmadan kendine özgü bağımsız bir inanç olduğunu kabul etti.
Avusturya’da Aleviliğin resmen tanınması Aleviler tarafından memnuniyetle karşılandı.
Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Antalya Şube Başkanı Gülçin Akça, Avusturya devletinin Aleviliği bağımsız bir inanç olarak tanımasını PİRHA’ya değerlendirdi.
Akça, “Aslında Avusturya Hükümeti’nin almış olduğu bu karar çok değerli bir karar ama bu kararın alınmasında oradaki Alevi örgütlerindeki çalışan arkadaşlarımızın büyük bir emeği büyük katkıları var. Öncelikle onların emeğine teşekkür ederim emeklerine sağlık” dedi.
Türkiye hükümetinin de Alevi inancını tanıması gerektiğini vurgulayan Akça, “Keşke bu kararı bizim hükümetimiz de alsa. Türkiye’de de ayrı bir din olarak kabul edilip uygulamaya geçse ama şu anda çok zor görünüyor” şeklinde konuştu.
“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN KARARI ÇOK DEĞERLİ”
Anayasa Mahkemesi’nin, 8 yıl önce bir ailenin başvurusu üzerine, zorunlu din dersinin din özgürlüğünün ihlali olduğu kararını vermesinin de önemli olduğunu belirten Akça, şöyle devam etti:
“Bireysel başvuru hakkı ihlali olarak 8 yıl süren bir mücadeleden sonra alınan karar çok değerli. Zorunlu din dersi insan hakları ihlali olarak kabul edildi. Çocuklarımıza bir inancın, bir dinin öğretilerinin anlatılması, zorunlu ders olarak verilmesinin bir hak ihlali olduğuna karar verildi. Bu yönde demokratik kitle örgütleri ile birlikte Alevi örgütleri belli açıklamalar yaptılar. Bir kampanya düzenleniyor. Ancak benim bakış açım biraz tersinden olacak. Bilmiyorum ne derece kabul görür. Şimdi biz madem bu zorunlu din derslerini kabul etmiyoruz, bunun bir hak ihlali olduğunu düşünüyoruz, o zaman biz bunun için dilekçe vermektense, bu dersi almak isteyen aileler dilekçe verirler, okula müracaat ederler. Bizim çocuğumuz bu eğitimi almasın diye bir dilekçe vermemiz, başlangıçta sanki biz kesin kabul ediyormuşuz gibi bir algı oluşturacak. Din dersi verilmesini isteyen aileler müracaatını yapsınlar. ‘Ben çocuğuma din eğitim ve ahlak dersi aldırmak istiyorum’ diye dilekçesini sunsunlar.”
“ASIL ÇOCUĞUNUN DİN DERSİ ALMASINI İSTEYEN VELİ DİLEKÇE VERMELİ”
Okullara asıl, çocuklarının din dersi almasını isteyen ailelerin dilekçe vermesi gerektiğini söyleyen Gülçin Akça, “Yaşadığımız ülkede devletin söylemi ‘bu ülkenin %99’u Müslüman’ şeklinde. Şimdi biz çocuğumuz ‘din dersi almasın’ diye dilekçe verirsek, o zaman zaten devletin vermiş olduğu bu söylemi tasdik etmiş oluyoruz. Bence burada biz bir yanılgıya düşüyoruz. Din dersi almasını isteyen veli müracaatını yapsın, dilekçesini versin. ‘Ben çocuğuma din dersi aldırmak istiyorum’ desin. Ama biz o kategoriye girmek istemiyoruz. Biz çocuğumuzun zorunlu din dersi din ve ahlak kültürü dersini almasını istemiyoruz. Belli bir yaşa geldiği zaman benim çocuğum zaten onun seçimini kendisi yapacak, benim zorumla olmaz bu iş. Bu anlamda bizim tekrar bir dilekçe vermemize gerek yok diye düşünüyorum. Bilmem yanlış mı düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) almış olduğu karar olumlu, umarım güzel şeyler olur” ifadelerini kullandı.
Cebrail ARSLAN/ANTALYA
Yoruma kapalı.