Alevi Haber Ajansi

Afrikalı mülteciler dahi Van sınırını kullanıyor-VİDEO

PİRHA-Mülteci Dayanışma Ağı, Van’daki mülteci ölümlerine dair hazırladığı raporu açıkladı. Türkiye-İran sınırından kaçak geçişlerin kolluk kuvvetlerinin denetimine takılmadan gerçekleşemeyeceği vurgulandı.

Mülteci Dayanışma Ağı, Van’da artan mülteci ölümlerine ilişkin hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Tümbel-Sen Genel Merkezi’nde yapılan basın toplantısında salona “Van’da Mülteci ölümlerine son” pankartı asıldı.

Mülteci Dayanışma Ağı olarak 13-15 Kasım’da Van sınırındaki köyleri ziyaret ettiklerini belirten grup üyeleri, trafik kazası sonucu hastanede tedavi gören mültecilerle de diyalog kurduklarını aktardı.

Van Mülteci Dayanışma Ağı adına hazırlanan raporu Fatma Kılıçarslan okudu.

Mülteci sorununun tüm ülke halklarının sorunu olduğuna dikkat çeken Kılıçarslan, “Yapılan görüşmelerde sorunun sadece Van halkının sorunu olmadığı, Türkiye’nin batısının yüzünü Van’a dönmesi gerektiği özellikle vurgulandı. Van’da görüşme yaptığımız yurttaşlar, mülteci krizine dair kendilerinin yalnız bırakıldığını ve yaşanan mülteci trajedisinden ülkenin batısında yaşayanların bihaber olduklarını ifade ettiler” dedi.

İNSAN KAÇAKÇILIĞINDA CAYDIRICI CEZALAR YOK

Kılıçarslan, insan kaçakçılığı konusunda caydırıcı cezaların olmaması nedeniyle suçluların cesaretlendirildiğini ifade ederek şunları söyledi:

“Tutuklanan kaçakçılar en fazla 2 ay içerisinde serbest kalıyor. Yakalandıkları taktirde kaybedebilecekleri somut sermaye olmaması ve cezaların caydırıcılığının bulunmaması insan kaçakçılığını daha da cazip bir hale getiriyor.

26 Aralık 2019’da Bitlis’in Adilcevaz ilçesi yakınlarında mültecileri taşıyan teknenin batması sonucu 7 Afgan hayatını kaybetmiş ve 64 kişi ise yaralanmıştı. Ölümlerin faili olan şahıs 2 ay içerisinde tekrar serbest bırakılarak adeta ödüllendirilmişti. Bu ve benzeri durumların cezasızlıkla sonuçlanması insan kaçakçılarını cesaretlendiriyor.

Yaptığımız görüşmelerde sık sık ‘bir torba pirinç dahi sınırdan geçemiyor’ vurgulaması yapılırken bu durumla tam bir tezatlık oluşturan mültecilerin kafileler halinde, sınırdan geçtikleri belirtiliyor.

Türkiye-İran sınırına yaptığımız ziyarette özellikle Türkiye tarafında alana hakim olan bütün tepelerde karakollar olduğunu gözlemledik. Gözlemlerimiz Türkiye-İran sınırından kaçak geçişlerin kolluk kuvvetlerinin karakolların denetimine takılmadan gerçekleşemeyeceği yönündedir. Yaptığımız sohbetlerde de köylülerin verdiği ifadeler gözlemlerimizi doğrulamaktadır.”

İSTİSMAR HAD SAFHADA

Raporda dikkat çeken bir diğer konu ise kadın ve çocuk mültecilere yönelik istismar oldu. Van Kurubaş Geri Gönderme Merkezi’nde görevli 3 kişinin, mülteci bir kadına tecavüz ettiğini aktaran Fatma Kılıçarslan, şöyle devam etti:

“İstismar olayları basına yansımıyor çünkü geri gönderilmekle tehdit edilen kadınlar sessiz kalmaya mecbur bırakılıyor. Mülteci kadınların yaşadıkları şiddet türlerinden bir diğeri ise para karşılığı veya toplumsal baskıdan dolayı evliliğe zorlanmalarıdır. Özellikle kız çocukları bu duruma daha fazla maruz kalmakta ve cinselleştirilmiş sömürüye daha da açık hale gelmektedir.

‘Yardım edeceğiz’ vaadiyle mülteci kadınlara yaklaşan erkekler kadınları istismar edip çok eşliliği ‘yardım’ adı altında dayattıkları aktarılmıştır. Kadınların kimliksiz oldukları için başvuracakları herhangi bir kurum olmaması ve varsa pasaportlarına evdeki erkekler tarafından el konması, onları istismara daha açık hale getirmektedir.

Çocukların ise en temel hakkı olan eğitim haklarına erişemedikleri; sokaklarda dilendirildikleri; emek sömürüsüne, ayrımcılığa ve şiddete açık halde oldukları görülmüştür.

GÜVENCESİZ İŞÇİ OLARAK ÇALIŞTIRILIYORLAR

Raporda mültecilerin güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırıldıkları da not düşüldü. Fatma Kılıçarslan, ucuz işgücü olarak görülen mültecilerin merdiven altı işletmelerde insani olmayan koşullarda çok ucuza çalıştırıldıklarına vurgu yaptı.

ULUSLARARASI İNSAN KAÇAKÇILIĞI ŞEBEKESİ

Kılıçarslan, insan kaçakçılığı konusunda uluslararası bir şebekenin varlığından bahsederek “Van sınırından giriş yapan mültecilerin çoğunluğu Afgan, İranlı, Pakistanlı, Bangladeşli. Ancak Afrika ülkelerinden dahi iltica edenlerin giriş için Van sınırını kullanmaları uluslararası insan kaçakçılığı ağı olduğunu gösteriyor” dedi.

Raporda mülteci sorunuyla ilgili bir dizi öneri de sıralandı:

*Mültecilerin ülkeye güvenli erişimi sağlanmalı, etkin, şeffaf ve erişilebilir sığınma prosedürleri uygulanmalıdır.

*Mültecilerin statüsüzlük durumu uluslararası insan hakları standartlarına uygun şekilde anayasal bir güvenceyle çözüme kavuşturulmalı ve uygulanmalıdır.

*İnsan kaçakçılığı suçu ile mücadele kapsamında yürütülen soruşturmalar hızlı ve etkin bir şekilde yürütülmelidir.

*İnsan kaçakçılığı suçu kapsamında yargılanan insanlara caydırıcı cezalar verilmelidir.

*Göçmen alanında çalışan kamu çalışanları seçiminde özel bir prosedür uygulanmalı ve kamu çalışanları haklar ve özgürlükler konusunda eğitime tabi tutulmalıdır.

*Van Gölü sahil güvenlik tarafından denetlenmelidir.

*Hastanelerde mutlaka mültecilerin konuştuğu dillerde tercümanlar bulundurulmalıdır.

*Mülteci kadın ve LGBTİ+’ların toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korunması için politikalar üretilmeli, toplumsal cinsiyete dayalı şiddete maruz bırakılanlar İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Yasası uyarınca bütüncül bir yaklaşımla desteklenmelidir.”

PİRHA/ANKARA

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak