PİRHA – Depremin üzerinden bir ay geçti. Binlerce insan hayatını kaybetti, binlerce bina yıkıldı. Bazı binalar da yetkililerin kararıyla yıkıma uğratıldı. Yıkıma uğrayan yapıların arasında Alevilerin kutsal mekanları var. Adıyaman Bulam’da Üryan Hızır Ocağı’na ait 150 yıllık ev de valilik kararıyla yıkıldı.
6 Şubat’ta Maraş merkezli depremlerde büyük yıkım gerçekleşen Adıyaman’da çok sayıda insan hayatını kaybetti, yaralandı. Binlerce bina yıkılırken, çoğu da ağır hasarlı.
Adıyamanlı, Üryan Hızır Ocağı evlatlarından Veli Büyükşahin, Adıyaman Çelikhan İlçesi’ne bağlı Pınarbaşı Bulam’da Ocak evinin valilik emriyle yıkıldığını PİRHA‘ya anlattı.
“ALEVİ TOPLUMUNUN KÜLTÜREL MİRASLARI ENKAZA DÖNÜŞTÜRÜLMEK İSTENİYOR”
150 yıllık tarihi olan Alevi Ocak evinin kaymakamlık ve valilik emriyle yıkıldığını belirten Büyükşahin, “Bu mirasa enkaz muamelesi yapılmamalıydı. Bu tür tarihi, kültürel ve inançsal özellikleri dikkate alınarak bir uygulamanın yapılması gerekirdi. Çok ama çok üzgünüz” dedi.
Büyükşahin, “Deprem felaketiyle birlikte maalesef çok sayıda canımızı kaybettik. Felaket her yönüyle devam ediyor. Göçük altındaki canlarımıza bile enkaz muamelesi yapıldı. Bilmemiz gerekir ki insani dramın yanında o coğrafyanın kültürel, inançsal tarihide yok ediliyor. İnsani kırımın yanında bir kültürel kırımında da eşiğindeyiz. Depremin olduğu Alevi coğrafyasında Alevi toplumunun çok önemli kültürel mirasları var. Yüzlerce yıl öncesinden gelmiş olan miras var. Bu konuda yetkililerin çok hor yaklaştığını onu enkaza dönüştürmek istediklerine tanık oluyoruz. Bunun örneklerinden bir tanesi benim de evladı olduğum Üryan Hızır Ocağı’nın Adıyaman Çelikhan İlçesi’ne bağlı Pınarbaşı Bulam’da bir ocak evimiz var. Yüzyılı aşkın süredir cemlerin yapıldığı bir evimiz, Kutsal Tarik’in olduğu evimiz, cem evimizin olduğu büyük odamız var. Burası maalesef iki gün önce iş makinalarıyla yıkıldı, param parça edildi. Orası öyle bir yer ki beş kuşak dedemizin babam Hasan Dede, amcam Hamo Dede, onun babası Hüseyin Dede, kardeşi Mamo dede, babaları Miro Dede, onun babası Hüseyin Dede… Hasan efendilerin, büyük Hamo dedelerin, Kalender dedelerin, Opi Usun, Ali ağanın, Yusuf Dede, Sabri Dede, Hüseyin Dede ve nicelerinin 1850 yıllardan beri var olan en az 150 yıllık tarihi olan, cem cemaat olunan, bir evden bahsediyoruz. Orada hem ocağımızın tarihi var hem de o günden bugüne sürekli cem cemaatlerin yapıldığı bir yer. Tarihsel, kültürel ve inanç anlamında bize akan bir miras ve dolayısıyla yapılması gerekli olan tek şey onun bu özelliklerinin dikkate alınarak bir uygulama yapılmasıydı” dedi.
“CEM YAPTIĞIMIZ ODAYA AHŞAP BİR TAHTA DEĞERLENDİRMESİ YAPAMAZSINIZ”
Veli Büyükşahin şöyle devam etti:
“Depremden sonra gördüğümde duvarlarında yıkıklar vardı. Şeritler çekildi ve hızlı bir şekilde ağır hasarlı denilip, yıkılma tehlikesi var diye iş makinalarıyla yıktılar. Dolayısıyla kültürel mirası da inanç mirasını da beş kuşakla gelen mirası da yok ediyorsunuz aslında. Orası sadece bir ev değil; büyük oda dediğimiz cem yaptığımız odaya sadece bir ahşap tahta muamelesi yapamazsınız. Çünkü orada en az 5 tane Alevi piri cem yapmış, cemaat yapmış, ikrar almış, yol sürdürmüş, hızır cemleri yapmış, müsahiplik cemleri yapmış. Tarik orada müsahiplerin sırtına çalınmış, hızır lokmaları, aşureler orada yapılmış ve orada toplumun sorunları çözülmüş. Dolayısıyla devletin yapması gereken onu koruma altına almak. Eğer yıkılması zorunluysa da buna uygun tedbirleri almak o dokuyu korumak oradaki taşın da ahşabın da zarar görmemesi için tek tek çıkarmak ve aslına uygun yeniden yapması gerekirdi.”
“ALEVİ PİRLERİNİN SÖZLERİNİN, DUALARININ SİNDİĞİ BİR OCAK EVİ”
Haber aldığımız anlardan beri bazı girişimlerde bulunmaya çalıştık ancak sonuç alamadık. Niye? Kepçeler girdi. İlk önce yaptıkları cemlerin yapıldığı odayı yıkmak oldu. Dolayısıyla yetkililerin o bölgede deprem bölgesinde bizim kültürel mirasımızda, inancımızda çok önemli bir yeri olan mekanlarımıza nasıl hor yaklaştıklarının gösterilmesi açısından çok önemli bir veri. Orası sadece bir taş, tahta, duvar yada bir kerpiç değil. Alevi tarihselliği içinde kendi kültürü, inancı, yolu barındırıyor. Bu evde en az beş altı pirin sözleri, gülbengleri, duaları, o sazlardan çıkan deyişler ve aramızda olmayan yüzlerce yıl önceden yaşamını yitirmiş çok sayıda insan orada cem cemaat olmuş. Onların ruhunu taşıyor. Onların sözlerinin içine sindiği bir ocak evinden evden bahsediyoruz. Orası sadece dört duvarı olan bir ev değil.”
“ALEVİ TOPLUMUNUN SAHİP ÇIKMASI GEREKİYOR”
Büyükşahin, bu yıkımın incitici olduğunu söyledi ve Alevilere çağrıda bulundu.
Büyükşahin, “Bunun hesabının sorulması lazım. Alevi coğrafyasındaki mirasa sahip çıkmak gerekiyor. Kim sahip çıkacak? Elbetteki başta bizler… Ocakzadeler, talipler ve Alevi örgütlerinin buna dönük bir proje geliştirilmesi gerekiyor. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki enkaz altında canlar varken bile orayı bir moloz yığınına çevirdiler. Oraya da öyle yaklaşıyorlar. Orası sadece bir moloz yığını değil; orası bir ocak evi. Bir ocak evine yaklaşmak gerektiği gibi saygıyla, hürmetle yaklaşmak gerekir. Pir Hüseyin’in, Pir Miro’nun, Pir Mamonun, Pir Hüseyinin emanetine saygılı yaklaşmak gerekiyordu. Ocağımızın Tarik’ine kim olursanız olun saygılı yaklaşmak gerekirdi. Çok büyük bir haksızlık ve saygısızlıkla karşı karşıyayız. Bu saatten sonra neler yapılabilir tartışmak gerekiyor. Ben de o evde doğmuş, orada büyümüş ilk cemlerine orada katılmış biri olarak, her Adıyaman’a gittiğimde orayı ziyaret etmeden geçemezdim. O odada oturup babamın dedelerinin dedeleriyle bağ kurmaya çalışan biri olarak Alevi yolundan yürüyen biri olarak çok incindim. Orayı yıkmak, orayı herhangi bir moloz yığını gibi görmek Alevi yoluna, inancına, ocaklarına büyük bir hürmetsizlik. Çünkü o mekanlar kendiliğinden kutsal olmuyorlar. O mekanlar insanlar orada yaşadıkları, orada yaptıkları cemler, orada okudukları deyişler, okudukları kitaplar, oradaki Alevi toplumsallığı kutsallaştırdı. Toplumun bu konuda duyarlı olması, Alevi toplumunun sahip çıkması gerekiyor. Acı bir olay. Dur dememiz gerekir” diye konuştu.
Berfin YILDIZ/ PİRHA
Yoruma kapalı.