Alevi Haber Ajansi

Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde muhabbet cemi yürütüldü-VİDEO

PİRHA- Antalya Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde muhabbet cemi yürütüldü. Dernek Başkanı Gülçin Akça, Alevi kadın yol önderlerinin mücadeledeki yerlerinin göz ardı edilmemesi gerektiğine vurgu yaparak Alevi örgütlenmesinde kadın ayağının zayıf kaldığını söyledi. 

Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği’nde muhabbet cemi gerçekleştirildi. Ceme, Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Gülçin Akça, Yol yürütücüsü Zakir Süleyman Demir, Kızıldeli Ocağı evlatlarından Yol hizmetkarı Mustafa Sazcı, Zakir Hayri Aslanboğa, Zakir Barış Karabatak katıldı.

“ANALARIN TARİHİ BİR GÜN ANLATILACAK”

Yapılan muhabbet ceminde 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne vurgu yapan Süleyman Demir, Alevi örgütlenmesinde kadınların mücadelesine vurgu yaparak, “Yaşadığımız deprem topluma çok büyük bir travma yaşattı. Çünkü biz de burada o canlarla birlikte hem mihman edip ağırlıyoruz. Hem de gelip gidenlerin duygularını birebir gördüğümüz için o acıyı hak kimseye yaşatmasın, Hızır yardımcıları olsun. Tarihte Alevi kadınlarla birlikte başlayan Güzide Ana, Ahi Ana, Rum Abdal Ana, Rum Baciya Anadolu manasına gelen bir kavram anaların tarihi olarak anlatılacak” dedi.

“KADIN ALANINA, HAYATINA MÜDAHALE EDİLDİ”

Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği Başkanı Gülçin Akça, “13 yüzyılda Avrupa coğrafyasında kadının hiç adı yok, kadınlar kölelerden dahi alt seviyede. Roma İmparatorluğu’nda baba evinden koca evine giden kadın belli bir mal birikimiyle gitmezse orada da bir nüfus sahibi olamıyor. Dolayısıyla çocuğu da hiçbir söz sahibi olmuyor. Avrupa coğrafyasında bu böyle. Anadolu’ya gelince Anadolu’da 1200’lü yıllarda biliyorsunuz Babai isyanı ile birlikte bir halk hareketi var. Bu halk hareketi içerisinde Hacı Bektaş dergâhında Kadıncık Ana, o dergâh içerisinde bulunan diğer kadın Bacıyanı Ana Rum denilen bir kadın örgütlülüğü var. Bu kadın örgütlülüğü şimdiki örgütlülükten çok daha çağdaş diyebilirim. Mesela Hünkâr geldiği zaman Kadıncık Ananın evine misafir oluyor, onun sözüyle dergaha kabul ediliyor. Böyle bir sistem var. O dönemde tek tanrılı dinlerin müdahale alanı kadın alanı, kadın hayatı. Kadınla ilgili o dönemdeki özgür kadın, söz sahibi olan kadın yavaş yavaş baskı altında kalarak daha çok içine kapanmaya başlıyor” diye konuştu.

“KADINLARIN DERGAH İÇERİSİNDE BİR ŞİKAYET MAKAMI VAR”

Alevi kadınların Hacı Bektaş Dergahında kendilerini anlatabilecek bir kadın makamı olduğunu belirten Akça, “Dergahlarda mesela çalıp söyleyen kadın aşıklar var. Bu baskıyla artık kadınlar erkek mahlasıyla şiirlerini söyleyebiliyorlar. Kadın ismi ile şiir söylediği zaman tepki alacağı için erkek isimlerinin arkasına sığınarak şiirlerini, deyişlerini okuyorlar. Ben bir gün tanık oldum buna. Dergaha gittiğim zaman talipler pirlerinin yanına gidecek iken önce ananın yanına gidiyorlar. İşte sana bir şikayetimiz var ‘kocam içkiyi çok kaçırdığı zaman beni dövüyor’. Bu şekilde anayla muhabbetleri var ve ana kocayı çağırıyor uyarıyor. Ana bacıların bir şikayet makamı var. Hünkâr, ‘kadın-erkek fark yoktur’ demişse de günümüze geldiğimizde maalesef diğer canlarımız da dâhil Alevi örgütlerimizde, siyasi partilerde her yerde kadın maalesef ikinci plana atılıyor” ifadelerini kullandı.

“ÖRGÜTLERDE KADINLAR GÖRÜNMÜYOR, SEMBOLİK KALIYOR”

Akça, şöyle devam etti:

“Biz kadınlar inanılmaz bir mücadele veriyoruz, örgütlerde sözümüzü dinletmeye çalışıyoruz. Alevi Bektaşi öğretisinin yaşamaması gereken şeyleri biz buralarda yaşıyoruz. Ama ben inanıyorum ki kadın dayanışmasıyla birbirimize dokunarak, birbirimizin eline sıkı sıkıya sarılarak bunları aşacağız. Post makamında, örgütlerde, yönetim kadrosunda kadınlar hiç yoklar. Yönetimler hazırlanıyor kadınlar bir veya iki sembolik kadın konuyor. Kadınların yüzü görünmüyor, söz sahibi erkekler karar alıyorlar. Kadınlar da onaylamak zorundalar. Biz hepimiz bir Zarife Anayız, Kadıncık Anayız inanın. Şu deprem süresince bir aylık süre içerisinde kadınlar burada müthiş bir mücadele verdiler inanılmaz özveriyle koşturdular, çok fazla fedakârlık yapıldı. Örgütlerde kadınlar göz ardı edilmemeli.”

“ANALAR, PİRLER GİBİ BÜTÜN HİZMETLERİ GÖRÜRDÜ”

Kızılderili Sultan Ocağı evlatlarından yol hizmetkarı Mustafa Sazcı ise şunları vurguladı:

“Alevi felsefesine baktığımızda durum öyle mi. Bir de geleneksele bakalım bizim mesela ocaklarımız vardır ocaklarımızda dedelerin pirlerin müşriklerin olduğu gibi analar da vardır. Her makamın bir anası vardır. Rayber analarımız vardır, pir analarımız vardır, mürşit anılarımız vardır, âşık sadıklarımız vardır.

Afe Ana kendi yöresinde hakikatçi ozanlarından hakikat âşıklarındandır. Hatta Osman Dağlı Maklsudi mahlas soyadlı devrimci ozanımızda Afe ana tarafından yetiştirilmiştir. Bizim böyle analarımız var. Mesela Maraş Pazarcık yöresinde Fatma Ana, Arzu Ana var Elif Ana var. Onun dışında Dersim yöresinde Kureyşan Ocağının, Baba Mansur ocağının anaları var. Analar da tıpkı o dönemin pirleri dedeleri gibi hizmet yürütür talibini görür kısacası dedenin yaptığı bütün hizmetleri analar da görürdü.

Onun dışında bizim Adana yöresinde Kara Dede vardır. Kara Dedenin talipleri vardır her geldiğinde diğer ocakların taliplerine de uğrar. Orada Sarı Saltuk, Kızıldeli Sultan, Zeynel Abidin Ocağının talipleri var.  Kara Dede geldiğinde eşini ‘piro piro’ diye çağırırdı biz de bilmiyoruz. Niye acaba kendisi pirken eşine anaya piro diye çağırıyor? Aslında Alevi felsefesinin kadına bakışını çok güzel özetliyor bence. Dedem neden eşine piro diye çağırıyorsun dediğimizde Dede dedi ki; ‘Baba Naci’yi irşat eden Ana Naciye’nin kendisiydi, Şahı Merdan Ali irşad eden ana Fatma’nın kendisiydi, Hünkar Hacı Bektaş Veli’yi irşat eden Kadıncık Ananın kendisiydi. Serçeşme’nin başında oturan hünkar değil Kadıncık Ananın kendisidir, mürşididir.”

“GÜZİDE ANA’NIN DEYİŞLERİ MUHABBETLERDE SÖYLENMEKTE”

Abdal Musa Kültür ve Tanıtma Derneği YK üyesi Zehra Demir ise bilgi Güzide Ana hakkında bilgi vererek, ” Gelenekleri ve şiirleri küçük yaşta babası Feyzullah Çelebi’den ve Hacı Bektaş dergâhındaki ileri gelenlerden öğrenmiştir. Deyişleri çok yaygın olarak bilinmekte, cem ve muhabbetlerde söylenmektedir Asıl adı Güzide’dir” dedi.

Muhabbet ceminde gülbenglerin ardından semahlar dönüldü. Çerağların sırlanması ile lokmalar pay edildi. Ardından Tahtacı Alevi kadınlar mengi döndüler.

Cebrail ARSLAN/ANTALYA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak