PİRHA – 372 evliya ile çevrili Alevilerin kenti Dersim’de nereye bakarsanız kutsal bir mekan görürsünüz. Dersim’in dört yanı Alevilerin kutsallarıyla çevrilidir. Mameki’de Gola Çeto, Ana Fatma, Ovacık’ta Munzur Baba, Nazımiye’de Düzgün Baba… Ve daha pek çok ziyaret.
Haberin Videosu
Dersim halkı sabahın erken saatlerinde lokmalarıyla ziyaretlere giderek içsel yolculuklarını tamamlıyor. Dersim’de halk, kutsallarına sığınıyor. Barajların yapılmaması, felaketlerin olmaması için ziyaretleriyle buluşuyor, dem haline geliyor. Dersim halkı Ana Fatma suyunun akmamasını barajlara bağlıyor. Munzur Baba’nın, Ana Fatma’nın, Düzgün Baba’nın gürül gürül akıp baraj bentlerini yıkmasını bekliyor.
“HALA BARAJLARLA VE DEVLETLE BOĞUŞUYORUZ”
Geçmişte katliamlarla insansızlaştırılmaya çalışılan Dersim şimdi barajlarla çevrili. Dersim’de insanlar suya, aya, güneşe dualar okuyorlar. Devlet tarafından kapatılan Dersim Alevi Akademisi Kurucu Başkanı Aysel Doğan yaptığımız söyleşide Ana Fatma suyunun akmamasını şöyle değerlendiriyor:
“Ben oraya gidemiyorum çünkü Ana Fatma’nın suyu kesildi. Sanırım gerçekten küstü bize. Biz hala barajlarla baş edemedik ve hala barajlarla boğuşuyoruz. Devletle boğuşuyoruz. Dolayısıyla su bize küstü, Ana Fatma bize küstü, su çıkmıyor ve ben de oraya gidemiyorum.”
“BU KADAR ÇAĞRI SUYUMUZU İKNA EDER Mİ”
Ziyaretlerde suların akması için mumlar yakıldığını söyleyen Aysel Doğan sözlerine şöyle devam ediyor:
“Soruyorum bazen hala çok mum yakılıyor. Bilemiyorum bu kadar çağrı bu suyumuzu ikna eder mi? Tekrar oradan beyaz bir süt gibi, beyaz, temizlik gibi insanın bakmaya bile dayanamadığı bir güzellik olarak oradan yeniden çıkmasını bekliyorum.”
“BENTLERİ YIKMASI GEREKİYORDU MUNZUR’UN”
Ziyaretlerin her zaman baraj altında kalma tehlikesiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Aysel Doğan, “Ben Ana Fatma’daki suyun yorulduğunu düşünmüyorum. Ama gerçekten yüreklerimiz yoruluyor. Bu kadar direnmeden sonra hala bir yere ulaşıp tekrar o yerden başa dönülmesini bir döngü olarak kabul etsem bile gerçekten ben de ziyaretlerime küstüm diyebilirim. Evet ben de hem aya hem de sularıma küstüm. Bentleri yıkması gerekiyordu Munzur’un ama yıkmıyor. Ben de ona küsmüşüm ve gitmiyorum. Sözle dile getirilmeyecek bir mucizeyle karşı karşıyayız. Patladı patlayacak ve patlama anını bekliyorum.”
Rohat EMEKÇİ/Suay ABAK
Yoruma kapalı.