Alevi Haber Ajansi

‘Yaşadım ya, Hubyar Dedem sağ olsun yaşattı’-VİDEO

PİRHA-İnançlı bir Alevi olan Hasan Delikaya, Hubyar Ocağı’nın talibi. 87 yaşında ama üretmekten vazgeçmemiş. Onu İstanbul Okmeydanı Cemevi’nin bahçesinde bir bankta oturmuş buluyoruz. Köyünü tarif ederken “Sivas, Hafik, Hubyar Tekkesi’nin böğründeki köydenim” diyor. Kışın İstanbul’a gelen Delikaya yazları köyünde toprakla uğraştığını belirtiyor.  

Hasan Delikaya. O inançlı bir Alevi. Onu Okmeydanı Cemevi’nin bahçesinde bir banka oturmuş buluyoruz. Yaşına rağmen heybetli duran dimdik bir fiziğe sahip. Elindeki baston bu koca gövdeyi taşımaya uygun yapılmış. Ara ara o banktan diğer banka yer değiştiriyor. Cemevi’nin bahçesindeki hareketleri, dikkatle takip ediyor.

Yanına yaklaşıp “Kimsin adın ne?” diye soruyoruz. Cemevi’nin kapısı üzerinde duran Hacı Bektaşi Veli’nin resmine bakıp niyaz ederek “Kabul ederse Hubyar evladıyım” diye cevaplıyor bizi. Ondan sonra adının Hasan Delikaya olduğunu söylüyor bize.

Yaşı 87 Hasan Delikaya’nın. Sivas’ın Hafik ilçesine bağlı Dündar Köyündenmiş. Köyünü tarif ederken “Sivas, Hafik, Hubyar Tekkesi’nin böğründeki köydenim” diyor.

İnançlı bir Alevi olan Delikaya Hubyar Ocağı’nın talibi “Çok şey yaşamışsın sen” diyoruz. “Yaşadım ya, Hubyar Dedem sağ olsun yaşattı” diyor.

“KÖYDE NE YAPIYORUM BİLİYOR MUSUN?”

Eşini yıllar önce yitiren Delikaya yaşından ötürü artık kışın tek başına Hafik’teki köyünde kalamıyormuş.  “Kışın İstanbul’a geliyorum. Torunlarım var, oğlum var, yazın köye gidiyorum” diyor. Köyde ne ile meşgul olduğunu soruyoruz. O koca yaşına rağmen yaşamdan kopmadığını, üretmeye devam ettiğini şu cümlelerle anlatıyor bize:

“Köyde ne yapıyorum biliyor musun? Cevizlerim var, yetiştirdiğim cevizler. Onları suluyorum bir. Daha ceviz vermedi. Biraz elden diktim biraz da ziraattan aldım, onları suluyorum. Biraz da meyve ektim, ziraattan aldım. Elma, kiraz, armut, şeftali aldım, ne var ise üç beş tane diktim, onları suluyorum. Vakit geçiriyorum. Bahçem var bahçede fasulye ektim, lahana, domates dikiyorum. Ondan sonra kavun karpuz ekiyorum. Olduğu zaman oluyor olmadığı zaman olmuyor.”

Elde ettiği ürünleri nasıl değerlendirdiğini soruyoruz. Delikaya, “Değerlendirmesi yemek içindir. Memleketimiz soğuk, ya oluyor ya olmuyor. Olursa arabaya dolduruyorum kasayla İstanbul’a çocuklara gönderiyorum. Kendim meşgul oluyorum” diye cevaplıyor.

“HER GÜN ZİYARET EDERİM HACI BEKTAŞI”

Kışın İstanbul’da kalıyorsun. Peki Cemevi’ne sık sık uğruyor musun, diye soruyoruz. Yine Hacı Bektaşı niyaz ederek, “Her gün uğrarım, her gün ziyaret ederim Hacı Bektaşı” cevabını alıyoruz.

Son olarak Cemevi’ne gelince zamanını nasıl değerlendirdiğini soruyoruz. “Oturuyorum, laflıyorum, muhabbet ediyorum dedeyle, Cemevi başkanıyla, buradaki arkadaşlarla. Cemlere katılıyorum. Sadece rahatsız olduğum zaman gelmiyorum. Yaşlılık. Rahatsız olmadığım zaman hep geliyorum. Rahatsız olduğum zaman da eğer cem varsa lokmamı getirip bırakıp giderim.”

“Aklım gelgeç oğlum, aklım gidiyor benim” diyor ama uzun uzadıya okuduğu duvaza bakılırsa kendisine lazım olanları tutmuş. Ve inancı açısından aklı dip diri Hasan dedenin.

Turabi KİŞİN

Haberin Videosu

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak