PİRHA — Gezi Davası tutuklusu şehir plancısı Tayfun Kahraman ile yerine kayyım atandıktan sonra tutuklanan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın tahliye talepleri, dün itibarıyla yeniden reddedildi. Her iki karar da muhalifler ve insan hakları savunucuları tarafından “hukuka aykırı” ve “siyasi tutukluluğun sürdürülmesi” diye nitelendirildi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 31 Temmuz 2025 tarihli kararıyla Tayfun Kahraman’ın “hakkaniyete uygun yargılanma hakkı”nın ihlal edildiğine hükmetmiş; yeniden yargılanma ve tahliye yönünde işaret vermişti. Buna rağmen İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Kahraman’ın tahliye talebini kabul etmedi — mahkeme itirazları reddetti ve Kahraman cezaevinde kalmaya devam ediyor. Kararın aile tarafından sosyal medyada duyurulduğu bildirildi.
AYM’nin ihlal kararı ile yerel mahkemenin tutukluluğu sürdürmesi, hukuk çevreleri ve insan hakları savunucuları arasında “AYM kararının uygulanmaması” eleştirilerine yol açtı. Kararın nedenine dair mahkeme tutanaklarında yer alan gerekçelerin, AYM kararının gerektirdiği yeniden değerlendirmeye denk düşmediğini belirten yorumlar geliyor.
MIZRAKLI’NIN TAHLİYESİ CEZAEVİ KURULU TARAFINDAN ENGELLENDİ
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı için yapılan denetimli serbestlik/tahliye başvurusu da Edirne F Tipi Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından “reddedildi”. Kurulun gerekçesi olarak, Mızraklı’nın “terör örgütünden ayrıldığına dair beyanının bulunmaması” gösterildiği açıklandı; daha önce benzer gerekçelerle reddedildiği belirtiliyor. DEM Parti bu kararı “barış sürecini sabote etme” ve “hukuk dışılık” olarak niteledi.
“KARARLAR SİYASAL YARGI BAĞIMSIZLIĞI TEHLİKEDE”
DEM Parti ve insan hakları örgütleri, her iki mahkeme ve cezaevi kurulunun kararlarına tepki gösterdi. DEM Parti yetkilileri, Mızraklı kararını “süreci sabote eden, barış arayışını baltalayan” bir adım olarak tanımladı; Kahraman kararında ise AYM’nin hak ihlali saptamasının görmezden gelinmesi “hukukun gaspı” olarak değerlendirildi.
Avukatlar ve insan hakları savunucuları, AYM kararlarının bağlayıcılığı ilkesine atıf yaparak mahkeme kararlarının denetlenmesi ve AYM içtihadına uyulması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde “iç hukukta çelişki ve uluslararası yükümlülüklerin ihlali” iddialarının artacağı uyarısı yapılıyor.
Bu iki dosya, Türkiye’de AYM kararlarının uygulanması, cezaevi kurullarının insiyatif kullanımı ve “siyasi tutukluluk” tartışmalarının merkezinde bulunuyor. AYM’nin hak ihlali tespit ettiği bir dosyada yerel mahkeme itirazları reddediyorsa, hukukun üstünlüğü ve mahkeme kararlarının bağlayıcılığı sorunu gündeme gelir. Mızraklı kararında ise cezaevi kurulunun “ayrılma beyanı” gibi unsurları değerlendirmesi, denetimli serbestlik uygulamalarının kriterlerine ilişkin tartışmaları kızıştırıyor.
Yoruma kapalı.