Alevi Haber Ajansi

Zeynel Abidin Koç: PKK’nin çekilme kararı barış için atılmış çok ciddi bir adım -VİDEO

PİRHA – Türkiye Alevi Federasyonu Başkanı Zeynel Abidin Koç, PKK’nin Türkiye’den çekilmesini “Barış için atılmış çok ciddi bir adımdır” sözleriyle değerlendirdi. Koç, barış sürecinin başarıya ulaşması için Alevi örgütleri olarak her zaman destek sunacaklarını belirterek “Ancak Aleviler, hükümet tarafından bu sürecin dışında tutuluyor” dedi.

Demokratikleşme yolunda entegrasyon sürecine geçilirken Alevi kurumları da barış için atılan adımları yakından takip etmekte. Türkiye Alevi Federasyonu Başkanı Zeynel Abidin Koç da kalıcı barışın inşası için PKK’nin almış olduğu kararların fırsat olabileceğini söyledi. Çekilme kararıyla birlikte huzur ortamının oluşacağını ifade eden Koç, şu görüşleri paylaştı:

“40 yılı aşan bir yapılanmanın sonucunda Türkiye sınırlarının dışarısına çıkması Türkiye’de ciddi anlamda bir karşılık gösterecektir. Çünkü bu işin iki boyutu var. Bir; yürütülen süreç, bir de halk nezdindeki bakış açısı. Sonuçta halkın nezdindeki bakış açısında bu çok olumlu bir yansıma. Bunun dışında Türkiye’nin hem batı hem de doğu illerinde insanlar, ticaret yaparken ya da tüm etkinliklerinde artık şu mantık ve mantaliteyle düşünmeye başlıyorlar; Türkiye’de artık barış var. Türkiye’de artık bu barışın getirdiği bir huzur ortamı var. Doğal olarak bu coğrafyadaki sivilleşme, Türkiye’deki bu demokratikleşmenin STK’lara yansıması, bölgede çok büyük değişimlere sebebiyet verecektir ama bunun batıda da çok ciddi yansıması olacaktır. Çünkü batıda da bir gerginlik vardı. Türkiye topraklarının terk edilmesi, batıdaki gerginliği de artık ortadan kaldıracaktır. Doğal olarak barış için atılmış çok ciddi bir adımdır.”

ADALETİN İNŞASI EŞİT YURTTAŞLIK İLE OLACAKTIR”

Barışın sadece silahların susmasıyla değil, eşit yurttaşlık hakkının tanınmasıyla sağlanabileceğinin altını çizen Koç, şu cümlelerle devam etti:

“Öncelikle şöyle bakmak lazım; Türkiye’de herkes, her şeyin boyacı küpü misali çalışmasına alıştığı için yıllardır onu bekliyor. ‘Bir gün başlayalım, sabahleyin bu barış görüşmeleri bitsin’ deniliyor. Şimdi bu ciddi bir uzun süreç. Yani silahların bırakılması, bunun Türkiye’ye yansıması, doğal olarak bu aşama kat edilecek bir yoldur. Yani böyle bir yıl içerisinde bitecek bir çalışma değil. Uzun yıllara varacak bir çalışma süreci gerekiyor. Tabii Alevilerin, uzun yıllardır eşit yurttaşlık talebi, ya bizler bunu tam doğru anlatamıyoruz ya da karşımızdakiler tam bunu anlamak istemiyor. Alevilerin eşit yurttaşlık talebi sadece Alevilerin kendine ait bir olgu değil. Türkiye’de yaşayan tüm toplulukların eşit yurttaşlık talebidir. Bunun altını özellikle çizmek istedim. Alevilerin eşit yurttaşlık talebi zaman içerisinde karşılık bulacaktır. Çok uzun olmayan süreç içerisinde yeni bir anayasa süreci olacaktır. Anayasa içerisindeki vatandaşlık tanımı, insanların dil, din, inanç, etnik özelliklerinin bütün haklarının verilmesi, Türkiye’de adaletin yeniden inşası, mülakatların artık kaldırılması, liyakate dayalı bir ülkenin tekrar var edilmesi eşit yurttaşlığın taleplerinin sonucu olacaktır. Doğal olarak ilerleyen yıllarda eşit yurttaşlık bandında Türkiye’ye yansıyacağını çok ciddi düşünüyorum. Çünkü Türkiye öyle  jeopolitik bir coğrafya ki her taraftan basınç var Türkiye’ye. Türkiye bu ikilemde yönünü eşit yurttaşlıkla daha çok gelişmiş ülkeler seviyesinde bulacağını düşünüyorum.”

ÖZELLİKLE ALEVİLER BU SÜRECİN DIŞINDA TUTULUYOR”

Zeynel Abidin Koç, Alevi kurumları olarak sürecin güvenle ilerlemesi için nasıl bir rol üstlenmeyi düşündüklerini de açıkladı. Koç, inanç topluluklarının, barışa yapabilecekleri katkıya dair şunları söyledi:

“Bu konu gündeme geldiği ilk günden itibaren Alevi örgütlerinin tüm temsilcileri, fikirlerini açıkça ifade etti. Aleviler olarak binlerce yıldır 72 millete bir bakarız. Yani ‘biz herkesi eşit görürüz’ anlamında değil. Bunun anlamı, aynı zamanda ‘72 milletle barış içinde yaşarız’ karşılığıdır. Yani bizim varoluşumuzun sebebi barıştır zaten. Ancak ciddi anlamda bu işin içine dahil olabilmek, sürekli bilgi sahibi olmak, katkı sağlamak istediğimizi biz defaatle ifade ettik. Ama süreç şu anda sadece mecliste bir komisyonla yürüyor. Aleviler olarak bu komisyona fikirlerimizi ifade etmek için de çeşitli defa beyanda bulunduk. Fakat bugüne kadar komisyon, Alevi örgütlerini dinlemedi. Ama biz bunun dışında yine de kalmıyoruz. Süreci yürütülmesinde yaptığımız konferans ve panellerle kendi örgütümüze, halkımıza, diğer örgütlere, halklara barış hakkındaki görüşlerimizi ifade ediyoruz. Ancak yeterli mi? Değil. Ama şu anda Türkiye’deki bütün konjonktür böyle. Hiçbir şey yeterli değil. Çok dar kapsamda yürüyor. Geçmiş dönemdeki taleplerimiz hep şu olmuştu; bunun meclis çatısı altında sürdürülmesi… Ama bu kadar çok uzatılması talebimiz değildi. Bir sonuç elde edilmiyor. Habire sadece dinlemeler yapılıyor ve özellikle Aleviler bu sürecin de dışında tutuluyor. Ve bunu biz nerede görüyoruz?

Mesela Alevilerin taleplerinin yüzde 99’u Türkiye’nin demokratikleşmesi ile ilgilidir. Meclisteki komisyon, Türkiye’nin demokratikleşmesi ile ilgili kurulmuş bir komisyon olmasına rağmen Alevi sorunlarının, dışarıda ekstra bir çözüm süreciyle yürütülmesi gerektiğini ifade ediyorlar. Oysa ki biz bunu talep etmedik. Aleviler olarak biz, bu barış sürecine sağlayabileceğimiz tüm katkıları vermeye hazır olduğumuzu defaatle ifade ettik ve sözümüzün de arkasındayız. Barış sürecinin sonuca ulaşması için Alevi örgütleri olarak desteğimizi her zaman vermeye devam edeceğiz.”

“FİKİR VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN OLMASI GEREKİR”

Zeynel Abidin Koç, toplumsal barışın sağlanabilmesi için yapılacaklara da dikkat çekti. Koç, barış süreciyle birlikte hükümetin öncelikli yapması gerekenleri şu cümlelerle açıkladı:

“100 yıllık bir cumhuriyetin getirmiş olduğu bir basınç var. Coğrafya içerisinde yaşayan çeşitli etnik gruplar var. Doğal olarak öncelikle bunların tamamının dinlenerek, talepleri alınarak, Türkiye’nin acilen bir demokratikleşmeye ihtiyacı var. Türkiye’deki insanların artık ‘fikrimden dolayı tutuklanmamalıyım’ diyebilmesi lazım. Fikir özgürlüktür. Fikir, Türkiye’nin gelişmesine katkı sağlar. Sadece söylediklerinden dolayı tutuklu olan binlerce insan var. Öncelikle hükümetin, bu yönlü karar alması lazım. Fikir özgürlüğünün teminat altına alınması gerekir. Bu durum ciddi bir özgürlük hareketinin başlangıcı olacaktır ve piyasalara bile ciddi anlamda olumlu yansıyacaktır. Bunun dışında hukuksuzca yürütülen kayyum meselesi var. Bir belediye başkanı suç işlemiş olabilir. Bu durumda görevden alabilirsiniz ama yeni belediye başkanını meclis seçer, kayyum atanmaz. Doğal olarak Türkiye’de öncelikle fikir ve vicdan özgürlüğünü kanunla teminat altına alıp serbest bırakmanız lazım. Bir kişinin dudağı arasına bırakmamanız lazım.”

“SADECE BU İŞE SİYASAL AÇIDAN BAKMIYORUZ”

Alevi kurumları olarak sürecin yakın takipçisi olduklarını belirten Zeynel Abidin Koç, şu cümlelerle konuşmasına son verdi:

“Düzenli bilgi alıyor, Alevi örgütlerinin fikirlerini de muhataplarına bildiriyoruz. Çünkü biz Aleviler, bu ülkenin insanlarıyız. Ülkemizin her bir bireyinin huzuru, bizim de teminatımızın altında olması lazım. Alevilerin böyle bir misyonu da var. Türkiye’deki bir bireyin dahi fikrini özgür ifade edememesi bizim için bir sorun. Türkiye’deki ekonomik şartlar artık haddini aştı. Emeklinin sorunu ortada. Yani biz Aleviler sadece bu işe siyasal açıdan da bakmıyoruz. Bütün özgürlükler, ekonomik gelişmeler Alevi örgütlerinin, insanının mücadelesi içindedir.”

Eren GÜVEN/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.