Alevi Haber Ajansi

Meclis komisyonunda konuşan vakıf ve dernek yöneticilerinden ‘Yüzleşme’ vurgusu!

PİRHA – Meclis komisyonunun 5. toplantısında dernek ve vakıflar, barış için önerilerini paylaştı. Şiddet ortamının yarattığı sonuçlarla yüzleşilmesi gerektiğine işaret eden dernek ve vakıflar, çözüm için atılan adımların desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun 5’inci toplantısında vakıf ve dernek yöneticileri söz aldı. Kurumlar, sürece ilişkin hazırladıkları raporları da komisyona sundu.

İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, sivil toplum örgütlerinin komisyonla nasıl bir ilişki kuracağının yasal çerçevesinin belirlenmemiş olmasına ilişkin eleştirilerde bulundu. Küçükbalaban, komisyonun 6 aylık süreyle çalışacak olmasının da yeterli olmayacağını vurguladı. Gelinen aşamada komisyonun çatışmanın taraflarını dinleyecek bir programa sahip olmamasını da eleştiren Küçükbalaban, silahlarını imha eden Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nun da sürece dahil olması gerektiğini söyledi

“36 BİN 409 İNSAN SÜREÇTE HAYATINI KAYBETTİ”

Küçükbalaban, çatışmalı sürecin 39 yılını rapor ettiklerini belirterek, İHD verilerini komisyona sundu. Yaşam hakkı ihlallerinin verisini açıklayan Küçükbalaban, “Bunlar aslında en az rakamlardır. Bizim verilerimize göre 36 bin 409 insan bu süreçte hayatını kaybetmiş. Bunların içerisinde 9 bin 454 kişi sivildir. Bunun yanında çatışmanın tarafı olmayan insanlar da hayatını kaybetmişler” dedi.

İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Vetha Aydın Yüksel ise İHD’nin kurulduğu yıldan itibaren barışı savunduğunu belirtti. Yüksel, Özellikle Kürt meselesinde yaşanan hak ihlallerini rapor altına aldıklarını belirterek “1990 yıllarında yaygınlaşan çatışma ve şiddetle birlikte göz altında kayıplar, faili meçhul cinayetler, köy boşaltmaları ve buna benzer ağır insan hakları ihlallerinin de dahil olduğu bir sürü hak ihlalini takip edip, bunları raporlaştırmış ve bu raporları da kamuoyuyla paylaşmış bir derneğiz” dedi.

Sonrasında söz alan İHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Ercan Yılmaz ise Kürt meselesinin çözümü için kapsayıcı çerçeveye, insan haklarına saygıya, demokratikleşme ve eşit yurttaşlığa ihtiyaç olduğunu bu temelde tartışmaların yürütülmesi gerektiğini belirtti. Çözüme ancak tüm tarafların tespit ve önerilerini özgürce ifade edebilecekleri bir siyasal iklimde ulaşılabileceğine vurgu yapan Yılmaz, önerilerini şu şekilde sıraladı;

“Komisyonun öncelikle PKK militanlarının silahsızlanması ve toplumsal yaşama katılmaları için gerekli yasal düzenleme hazırlıklarına başlayarak, bu konudaki olumlu dünya deneyimlerinden ve uzman kişilerden faydalanması gerekmektedir.

Komisyon tarafından yapılacak çalışma ile Kürt toplumunda manevi değerleri yüksek olan Şeyh Said, Seyit Rıza ve Said-i Nursi’nin mezar yerlerinin açıklanarak naaşlarının ailelerine teslim edilmesi sağlanmalıdır. Bu husus toplumun sürece güvenini artıracağı gibi onlarca yıldır devam eden kişilerin yakınlarını gömebilme hakkının ihlalinin de sona ermesini sağlayacaktır.

Kürtçenin Kürt meselesindeki önemi dikkate alınarak Anadil hakkı güvence altına alınmalı; anadilinde eğitim, yayıncılık ve kültürel faaliyetler yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Komisyonun tavsiyesi ile Türkiye Cumhuriyeti, BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin 17.29 ve 30. Maddelerine konulan çekincelerin kaldırılması sağlanmalıdır.

Kürt meselesinde güvenlikçi yaklaşımların bir sonucu olarak uygulamaya konulan ve belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kayyum atanmasını düzenleyen kanun maddesinin iptalini sağlayacak yasa değişikliği meclise sunulmalı, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına konulan çekincelerin kaldırılması tavsiye edilmelidir.

Politik mahpuslar açısından ayrımcı uygulamalar doğuran Terörle Mücadele Kanununun kaldırılması, infaz kanununun eşitlik ilkesi dikkate alınarak değiştirilmesi, keyfi uygulamaları ile kamuoyu gündeminde olan İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilmesi, insan hakları krizine dönüşen hasta mahpusların tahliye edilmeleri önündeki engellerin kaldırılması, komisyon tarafından hazırlanacak yasa tasarılarıyla TBMM’ye tavsiye edilmelidir.

İç hukukta uygulanması zorunlu olan AİHM ve AYM ihlal kararlarının yerine getirilmesi önündeki politik engellerin ortadan kaldırılması için komisyon tarafından çalışmalar yapılmalıdır. Özelikle Ağırlaştırmış müebbet hapis cezası almış olan mahpusların umut hakkına dikkat çeken, siyasi gerekçelerle gerçekleşen tutuklama kararlarını hak ihlali sayan ve yaşam hakkı başta olmak üzere işkence kötü muamele, ifade özgürlüğü, toplantı ve gösteri hakkı ile ilgili verilmiş ihlal kararları doğrultusunda yasa değişikliği tekliflerinin hazırlanması gerekmektedir.

Gözaltında zorla kaybetme ile faili meçhul cinayetlerin araştırılması amacıyla ‘Hakikat ve Adalet Komisyonu’ kurulması ve BM Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslararası Sözleşmeye taraf olunması konularında komisyon tarafından meclise tavsiyede bulunulmalıdır.

Yargı pratiği haline dönüşen cezasızlık kültürüyle mücadele edilmeli; insan hakları ihlallerine karışan kamu görevlileri etkin şekilde yargılanabilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.

Derneğimiz verilerine göre 2014 yılında hazırlamış olduğumuz ‘Toplu Mezarlar Raporu’na göre, Türkiye genelinde henüz açılmamış en az 303 toplu mezar ve bu mezarlar içerisinde en az 3920 insan naaşı bulunmaktadır. Söz konusu toplu mezar iddialarının araştırılması için bağımsız bir araştırma komisyonu kurulması ve Minnesota Protokolüne uygun bir şekilde kazı işlemlerinin yapılması sağlanmalıdır. Türkiye’de Bugüne kadar farklı tarihlerde açılmış 45 toplu mezarda 281 insan naaşına ulaşılmıştır.

Düşünce, ifade, basın ve örgütlenme özgürlükleri üzerindeki sınırlamaların sona ermesi için yasal değişiklik dahil tüm çalışmaların yerine getirilmesi gerekmektedir.

15 Temmuz 2016 sonrası ilan edilen OHAL döneminde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile on binlerce kamu çalışanı, herhangi bir yargı süreci olmadan görevlerinden ihraç edilmiştir. Bu uygulama, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma hakkı ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Evrensel hukuk normları tarafından suç olarak değerlendirilmeyen fiilleri nedeniyle kamu görevinden ihraç edilen tüm yurttaşların görevlerine iade edilmesi ve ihraç süreleri boyunca mahrum kaldıkları özlük haklarının yerine getirilmesi gerekmektedir.”

“EN ÖNEMLİ İNSAN HAKLARI SORUNLARINDAN BİRİSİ”

İHD yöneticilerinin ardından İnsan Hakları Ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (Mazlum-Der) Genel Başkanı Kaya Kartal konuştu. Kaya, “Çözüm yönünde atılan adımları sonuna kadar desteklemek gerekir. Tekrar silaha dönülmesini ya da kan akmasını engelleyecek mekanizmalar ve fikirler üretmek, yapıcı tavır içerisinde olmak hepimizin bu topraklara, bu ülkenin, insanlarına karşı temel bir sorumluluğudur, bundan hiç kimsenin kaçmaması lazım. Kanaatimizce Kürt meselesi Türkiye’nin en önemli İnsan hakları sorunlarından da birisidir” dedi.

YÜZLEŞME VURGUSU!

Ardından konuşan Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkanı Mahsum Batı ise sürecin 2013-2015 barış sürecinden farklı olması gerektiğini ve bu nedenle sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi gerektiğini belirtti. Kalıcı barışın ve refah ortamının sağlanması için Türkiye’nin demokrasisinin güçlenmesi gerektiğine işaret eden Batı, yıllarca süren şiddet ortamının yarattığı sonuçlarla yüzleşilmesi gerektiği vurgusunu yaptı.

Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı Başkan Yardımcısı Erkan Şenses ise komisyonun çalışma, usul ve esaslarının 2’nci maddesine işaret ederek, “Komisyonun amaçları arasında yer alan ‘komisyonun özgürlük demokrasi ve hukuk devleti alanlarında çalışmalarda bulunması’ toplumsal barışın tesisi yolunda sonuçlanmalıdır. Bu anlamda komisyonda bir barış ve demokratikleşme müntesabatı oluşturulmalıdır. Komisyonun çalışmaları bu konudaki toplumsal rızanın üretimi açısından oldukça önemlidir. Komisyonun uluslararası çatışma süreçleri deneyleri kapsamında Güney Afrika, İspanya, Kolombiya ve Kuzey İrlanda modellerini incelemesi yine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Birleşmiş Milletler Özel Raportörlerinin Geçiş Dönemi Adaletine İlişkin Müktesebatı Türkiye’de de hayata geçmelidir. Birçok medeniyete beşiklik ve ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak miras mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar, çatışmalar, operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz” diye konuştu.

Sonrasında konuşan İnsan Hak Ve Hürriyetleri Ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) yöneticileri ise sürece destek verdiklerini belirterek hazırladıkları raporları komisyona sundu.

Konuşmalar ardından komisyonun 5’inci toplantısı sona erdi.

Kaynak: MA

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.