PİRHA- Yıllar önce babasının vasiyeti üzerine Zara Bolucan nahiyesinde Beydağı eteklerinde bulunan Derviş Cemal ve oğullarına ait olan türbenin yapımını gerçekleştirdikleri belirten Köln AKM Cemevi Başkanı Mahmut Aydoğan, amaçlarının bölge insanını bir araya getirmek olduğunu vurguladı.
Sivas ili Zara ilçesi Bolucan nahiyesinde Beydağı eteklerinde bulunan Derviş Cemal ve Oğullarına ait olan türbeyle ilgili Köln Alevi Kültür Merkezi ve Cemevi Başkanı Mahmut Aydoğan PİRHA’ya açıklamada bulundu.
Türbenin ilk yapılışının yaklaşık olarak 25 yıl önce gerçekleştiğini söyleyen Aydoğan, “Burası Derviş Cemal evlatlarına ait bir mekan. Bize aile tarafından ulaştırılan bilgiler 1800’lerin başlarında Seyit Abdullah diğer namıyla Seyit Kek’e Kangal Kuşluk Bölgesi’ne yerleşir. Dersim’den ayrılış gerekçesini ise tam olarak bilmiyoruz” dedi.
DERSİM’DEN SİVAS UZANAN GÖÇ
Seyit Abdullah’ın (Seyit Kekê) daha sonra ise şimdiki ismiyle Yeşildere (Kırkkilise) köyüne yerleştiği bilgisini veren Aydoğan, “Ardından Beydağı’nda Ortaçayır mevki denilen bölgeye yerleşir. Buraya yerleştiğinde Seyit Kekê vefat eder. Kırkilise’de bulunan Oğlu Seyit Ali Ortaçayır’a gelir yerleşir. Seyit Ali’nin Dersim’deki eşinden iki oğlu vardır birisinin adı Seyit Cemal diğeri ise Seyit Veli” diye belirti.
Seyit Kekê’nin vefatından sonra oğlu Mulla Ali’nin Beydağ’ın eteğindeki Şeyh Hasan aşiretine bağlı Modalar mezrası Ortaçayır denen yere yerleştiğini söyleyen Aydoğan, “Kendisini çok sevdikleri için bırakmazlar. Seyit Ali (Mulla Ali) yerleştiği bölgeden yeniden geldiği Dersim’e dönmeyi düşünür ancak Dersim’deki evli olduğu eşinin vefatından sonra burada Balcı aşiretinden Fatma Ana ile evlenir. İlk eşinden olan Seyit Veli Seyit Cemal’in dışında ikinci eşi olan Fatma anadan ise Seyit İbrahim, İsmail, Gül Hasan ve Abdullah isminde 4 oğlu daha olur” dedi.
5 DİL BİLEN BİR KİŞİLİK
İçerisinde bulundukları türbede Seyit Ali (Mulle Ali ) ve Hakka yürüyen 2 oğluyla bulunduğunu aktaran Aydoğan, Seyit Ali’nin Mulle Kürtçe’nin Kurmanci ve Kırmanci lehçelerinin yanı sıra Türkçe, Farsça ve Arapça’da bildiğini kaydederek şöyle devam etti:
“5 dil bilmesinin temel özelliği aile içerisinden gelen kurumsal bir durum olmasıdır. Yaşadığı bu bölgede ilk eğitimi veren eski yazıyla o dönem 1800’lerin ortaları olarak düşündüğünüzde bir dönem sonra kendisini Mulle Ali diye anarlar. Bugün burada gördüğünüz Mulle Ali’nin türbesidir. Mulle Ali saygı duyulan, insanların lokmalarını buraya getirip sunduğu, dileklerde bulunduğu çok önemli bir mekan. Gelinen noktada da hala Aleviler için önemini koruduğu bilinmektedir. Babam vefat etmeden önce bu türbenin onarımını yapılmasını istedi. O sağken bu türbenin yapımını gerçekleştirdik. Daha sonra yine buraya bir de aşevinin yapılmasını istedi. Aşevinin yapılmasından önce ne yazık ki babam Hakka yürüdü.”
“AMACIMIZ ZARA DAYANIŞMA FESTİVALİ İLE TÜM İNSANLARI BULUŞTURMAK”
Bölgede gerçekleştirecekleri festival ile toplumsal dayanışmayı amaçladıklarını kaydeden Aydoğan, “Amacımız bu mekânın önemini bölge insanlarıyla daha çok buluşturmak daha çok tanıtmak. Evlerin olmadığı bu bölgeye gelirken su ve yol durumundan kaynaklı sorunlar yaşanıyor. Ama insanlar her yıl buraya kurbanlarıyla, lokmalarla gelirler, niyazda bulunurlar” diye belirtti.
Türbeye lokmalarını getiren insanların daha olumlu, daha hijyen ortamlarda lokmalarını sunmaları için çalışmalar yürüttüklerini belirten Aydoğan, “Canların, bir araya gelip cem olmalarını sağlamak için birincisi buraya bir aşevini ve sosyal tesis inşa etmek ikincisi de burasını insanları bir araya getirmede birleştirici bir mekan olsun istedik” dedi.
“İNSANLARIN BİRLİĞİNİ DİRLİĞİNİ VE ALEVİCE BİR ORTAM YARATMAK İSTİYORUZ”
Alevilerin birliği ve dirliği için yılda bir kez de olsa buraya gelmelerini amaçlayan bir proje geliştirdiklerini belirten Aydoğan, Zara ilçesi Boluca nahiyesindeki Alevi köylerine ait Alevilerin senede bir olsa da bu mekânda yan yana gelmeleri inançlarını, kültürlerini, kimliklerini yaşayabilmeleri açısından bu proje hayati bir önem taşıyordu. Bu çerçevede Zara Dayanışma Festivalini geçen seneden başlamıştık bu senede tamamladık” dedi.
Avrupa’da yaşayan aynı zamanda bu bölgenin insanı olarak Zara Dayanışma Festivali gibi böylesi bir organizasyon içerisinde yer almaktan dolayı mutlu olduğunu belirten Aydoğan, “Bu organizasyonda amacımız herkesin bir araya gelişi eğlenceye dayalı değil. Festival niteliğinde ama burada yolda birlik cemi etrafında deyişlerin söylendiği, insanların birliğini, dirliğini Alevi’ce yaşadığı bir ortam yaratmak istedik” diye belirtti.
“KENDİ OLANAKLARIMIZLA YOLLARI YAPMAYA ÇALIŞTIK”
Köln Alevi Federasyon Başkanı Mahmut Aydoğan konuşmasının devamında şunları belirtti:
“Kendi olanaklarımızla bu yolları oluşturmaya çalıştık. Bunun giderilmesi gerekiyor. Bu giderilmezse bu mekanların açılması, misyonuna uygun hizmet vermesi de son derece zordur. Bu da bir mesaj olsun. Hem kendi insanlarımıza.hem de bizde bu devlete vergi veriyoruz. Bu devletin bize karşı da sorumluluğu var. Bu mekanların halka olan hizmetini realize etmeleri ancak altyapının oluşturmasıyla mümkündür. Bunun bir an önce gerçekleşmesi gerekiyor.”
Cebrail ARSLAN/SİVAS
Yoruma kapalı.