PİRHA- DAD Genel Merkezi, Madımak Katliamı’nın faillerinin açığa çıkarılarak “yüzleşme” vurgusu yaptı. Yazılı yapılan açıklamada “Bugün yaşadığımız kutuplaşma, ayrımcılık ve toplumsal çatışmaların kalıcı biçimde çözümü, bu acı tarihsel sayfalarla samimi ve demokratik bir yüzleşmeden geçmektedir. Yüzleşmeden, adaleti sağlamadan bir toplumu barışa taşıyamazsınız” diye belirtti.
Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkezi, 2 Temmuz 1993’te faşist gruplar tarafından devlet gözetiminde gerçekleştirilen Sivas Katliamı’nın 32. yılı nedeniyle yazılı açıklama yaptı. Madımak Katliamı’nın aleni bir şekilde planlı, örgütlü ve devlet aklından icazetli gelişen büyük bir katliam olduğunu vurgu yapılan açıklamada, katliamın Alevilere, farklı inanç ve kimliklere yönelik sistematik ayrımcılığın, inkârın ve cezasızlığın ürünü olduğu belirtildi.
Yaşanan kutuplaşma, ayrımcılık ve toplumsal çatışmaların kalıcı biçimde çözümünün samimi ve demokratik bir yüzleşmeden geçtiğine işaret edilen DAD açıklamasında, “Madımak Katliamı’nın gerçek faillerinin açığa çıkarılması ve yargılanması, otelin bir utanç müzesine dönüştürülmesi ve Alevi toplumunun tarihsel belleğinde yatan tüm travmalarla yüzleşilmesi, demokratik bir Türkiye’nin inşası açısından zorunludur. Katliamlarla yüzleşmek, yalnızca geçmişe değil, geleceğe karşı da es geçilemeyecek bir sorumluluktur. Bugün yaşadığımız kutuplaşma, ayrımcılık ve toplumsal çatışmaların kalıcı biçimde çözümü, bu acı tarihsel sayfalarla samimi ve demokratik bir yüzleşmeden geçmektedir” diye belirtildi.
“PLANLI, ÖRGÜTLÜ VE DEVLET AKLINDAN İCAZETLİ GELİŞEN BİR KATLİAM”
DAD Genel Merkezi’nin açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Rêya Heq Alevi süreklerinin Muharrem ayı sürecinden geçtiği bu dönemde, aynı zamanda bu topraklarda yüzyıllardır süregelen inanç, kimlik ve kültür kıyımlarının en karanlık halkalarından biri olan Madımak Katliamının da 32. yıldönümünü karşılıyoruz. Zulüm ve katliam gerçekliğinin vahşet ölçüsü ile beraber bu tarihsel denk gelişte Madımak katliamının modern bir Kerbela olduğunu birkez daha göstermektedir. Suriye’de güncelde yaşanan katliamın boyutları da gözönüne getirildiğinde, Nehak zihniyetin Alevileri adeta sürekli işleyen bir Kerbela kıskacında tutma isteğinin devamlılığı ile karşılaşmaktayız.
Madımak katliamı zaman aşımı gibi gerekçelerle asla üstü örtülecek, unutturulacak bir olay değildir. Madımak aleni bir şekilde planlı, örgütlü ve devlet aklından icazetli gelişen büyük bir katliamdır. Toplumumuz bu sarsıcı gerçeği “İnsan yakmanın zaman aşımı olmaz” ifadesiyle dile getirmektedir. Alevilere ve farklılıklara karşı nefretin açık bir ifadesi olan bu katliam, yalnızca geçmişin değil, bugünün de yüzleşilmesi gereken acı bir gerçeğidir.
“ALEVİLERE VE FARKLI KİMLİKLERE YÖNELİK İNKAR VE CEZASIZLIĞIN ÜRÜNÜ BİR KATLİAM”
Madımak Oteli’nde yaşananlar münferit bir nefret suçu değil; Alevilere, farklı inanç ve kimliklere yönelik sistematik ayrımcılığın, inkârın ve cezasızlığın ürünü olan bir katliamdır. 1921 Koçgiri, 1937-38 Dersim, 1978 Maraş, 1980 Çorum, 1995 Gazi ve diğer katliamlarla birlikte düşünüldüğünde, Rêya Heq Alevi toplumunun maruz kaldığı bu tarihsel şiddet zinciri, sadece bir dönemin karanlık yüzünü değil, aynı zamanda yüzleşmekten kaçınılan bir devlet aklını da açığa çıkarır.
Madımak Katliamı’nın üzerinden 32 yıl geçmiş olmasına rağmen adalet hâlâ tecelli etmemiştir. Katillerin bir kısmı cezasızlıkla ödüllendirilmiş, bazıları yurt dışına kaçırılmış, yürürlükte olan davalar zaman aşımına uğratılmış ve olayın asli sorumluları hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmamıştır. Tam aksine AKP’li yıllarda failler devlet erkânında görevlendirilmiştir.
“KALICI ÇÖZÜM SAMİMİ VE DEMOKRATİK BİR YÜZLEŞMEDEN GEÇER”
Madımak Katliamı’nın gerçek faillerinin açığa çıkarılması ve yargılanması, otelin bir utanç müzesine dönüştürülmesi ve Alevi toplumunun tarihsel belleğinde yatan tüm travmalarla yüzleşilmesi, demokratik bir Türkiye’nin inşası açısından zorunludur. Katliamlarla yüzleşmek, yalnızca geçmişe değil, geleceğe karşı da es geçilemeyecek bir sorumluluktur. Bugün yaşadığımız kutuplaşma, ayrımcılık ve toplumsal çatışmaların kalıcı biçimde çözümü, bu acı tarihsel sayfalarla samimi ve demokratik bir yüzleşmeden geçmektedir.
Yüzleşmeden, adaleti sağlamadan bir toplumu barışa taşıyamazsınız. Unutulmamalıdır ki barış; hakikatin tanındığı ve adaletin yerini bulduğu bir toplumsal yaşamın adıdır.
HAKİKATLERİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULMASI ÇAĞRISI
Bu vesileyle Mecliste kurulacağı öngörülen komisyon “yüzleşme ve adalet” ilkelerini önüne koyarak önemli bir başlangıç yapabilir ve Madımak katliamı gibi diğer birçok katliam ve olayı araştırmak üzere Hakikatleri Araştırma komisyonu oluşturabilir. Bu başlangıç Kürt sorununun demokratik çözümü için hayati olduğu gibi, ülkenin diğer sorunları içinde çözüm aklını olgunlaştırarak kalıcı hale getirme potansiyeli yaratır.
Hakikatleri Araştırma Komisyonu bu açıdan kurulmalı ve tarihsel gerçekler gün yüzüne çıkarılmalıdır diyoruz. 32. yılında Madımak Şehitlerini bir kez daha saygı ve özlem ile anıyoruz. Anıları demokratik toplum ve eşit yurttaşlık mücadelemizde sonsuza dek yaşayacaktır..
Zaman Sahipsiz, Mekan Rızasız, Mazlum Çaresiz Değildir!”
PİRHA/DERSİM
Yoruma kapalı.