PİRHA- Suriye’de Alevilerin yoğun yaşadığı Lazkiye ve çevresinde HTŞ’ye bağlı grupların yaptığı katliama tepkiler yükseliyor. Suriye’de çatışmasızlığın kalıcı olması, barışçıl ve demokratik bir iradenin hakim olması için tüm tarafları sorumlu davranmaya çağıran DBP, “Suriye’de Alevilere dönük saldırılar bir an önce sonlandırılsın” dedi.
HTŞ’ye bağlı güçler, Suriye’nin birçok bölgesinde çok sayıda katliam gerçekleştirildi. Lazkiye, Tartus, Ceblê, Humus ve Hama kentlerindeki katliamda can kayıpları artıyor.
Hawar Haber Ajansı’nın (ANHA) yerel raporlara dayandırdığı haberine göre; şimdiye kadar çatışmalarda 100’den fazla kişi öldü, çok sayıda ev yakıldı ve zarar gördü.
Basın kuruluşları ve sanal medya üzerinden büyük yıkımın ve katliamların yaşandığını gösteren görüntü ve fotoğraflar paylaşılıyor. Ayrıca bölgeden paylaşılan görüntülerde katledilmiş onlarca kişinin cenazeleri sokaklarda ve arazilerde dağılmış şekilde görülüyor.
“SİVİLLERE VE YAŞAM ALANLARINA YÖNELİK SALDIRILARIN BİR AN ÖNCE SON BULSUN”
Suriye’de yaşanan katliama tepkiler yükseldi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu, Suriye’de Alevilere dönük saldırıların bir an önce sonlandırılması çağrısı yaptı.
DBP’nin yaptığı yazılı açıklama şöyle: “Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Dera ve Humus kentlerinde son günlerde meydana gelen çatışmalar ve 100 kişinin hayatını kaybetmesi, bölgenin geleceği açısından bir kaygı uyandırmaktadır. ‘Suriye ordusu’ etiketini kullanıp Alevilerin yoğun olarak yaşadığı kentlerde katliam gerçekleştiren HTŞ’li selefi gruplar, bölgede mezhepçiliği daha fazla tırmandırmakta ve halkların demokrasi umudunu baltalamaktadır. Bu kaotik durum şüphesiz çatışmadan nemalanmak isteyen diğer çıkar gruplarını da cesaretlendirmekte ve yeni katliamlara hizmet etmektedir. Sivillerin ve yaşam alanlarının doğrudan hedef alınması, Suriye’de bir çatışmasızlık ortamının oluşmasını engellemekte, derin bir kaosa zemin hazırlamaktadır. Özgür, eşit ve demokratik bir Suriye’yi inşa etme ehliyetinden uzak olan HTŞ’nin sergilediği mezhepçi refleks ve çatışmacı tutum başta kadınlar olmak üzere Kürtler, Hıristiyanlar, Dürziler, Aleviler, Türkmenleri bir katliam tehlikesiyle baş başa bırakmaktadır.
Suriye’de çatışmasızlığın kalıcı olması, barışçıl ve demokratik bir iradenin hâkim olması için tüm tarafları sorumlu davranmaya çağırıyoruz. Toplumun tüm dinamiklerini temsil eden, mezhepçi ve kutuplaştırıcı bir tutumdan uzak duran bir yönetim anlayışının bölgenin istikrarı açısından elzem olduğunu belirtmek isteriz. Sivillere ve yaşam alanlarına yönelik saldırıların bir an önce son bulması, halklar ve inançlar arasında kalıcı bir barış ortamının ivedilikle tesis edilmesi gerektiğini vurguluyoruz.”
“ALEVİ KATLİAMINA KARŞI SES ÇIKARTIN”
HDK Eş Sözcüsü Ali Kenanoğlu, HTŞ Terör Örgütü Alevi katliamı yaptığını vurgulayarak, şunları ifade etti:
“Baskılara dayanamayan Aleviler isyanda, ancak katledilenler iddia edildiği gibi Esad artıkları değil silahsız, savunmasız Alevilerdir. Türkiye’de Demokrat geçinen medya organları ve kimi basın mensuplarınıda konuyu Esad yanlıları isyanı olarak aktarması dikkat çekiyor. Oysa ki biz bu tür operasyonları Türkiye’den biliyoruz. Silah bahanesiyle silahsız masumların nasıl katledildiğine tanıklık etmiş bir ülkeyiz. Buna rağmen kimi demokrat basın kuruluşlarının dahi bu meseleyi ‘Esad artıklarına’ yönelik operasyonmuş gibi haberleştirmesi çok manidar ve üzücüdür. ‘Esad bahane Alevi katliamı şahane’ diyebileceğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Aleviler malesef ki tek başına ve yalnızlaştırışmış durumdadır. Suriye’de Camilerde Alevilere yönelik katliam naralarının atıldığı bilgileri bize Türkiye’de yaşadığımız toplu katliamları hatırlatmaktadır. Aleviler yaşadığı tüm coğrafyalarda Seküler demokratik bir yönetim anlayışını benimsemişlerdir. Suriye’de de istedikleri budur. Bu talep etrafında oluşan isyana kulak vermek ve Alevi katliamına karşı ses çıkartmamız gerekir.”
“ALEVİ KATLİAMI DURDURMAK İÇİN HAREKETE GEÇMELİYİZ”
DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Suriye’de Alevi katliamının büyük bir vahşetle devam ettiğinin altını çizerek, “Herkesin görüşmek ve ziyaret etmek için sıraya girdiği yeni Suriye yönetimi maalesef başta Aleviler olmak üzere büyük zulümler yapıyor. Kendi içindeki grupların katliamlarına sessiz kalıyor ortak oluyor ve bir parçası. Ne Türkiye, ne de uluslararası güçler bu konuda halen bir açıklama yapmış değil. BM sessiz. Sessiz kalmak açıklama yapmamak, müdahale etmemek elbette bu katliamlara ortak olmaktır. Birleşmiş Milletler, ABD, tüm uluslararası güçler ve elbette Türkiye bu konuda sorumluluk almalı ve gerekli müdahalede bulunmalıdır. Uluslararası gözlemciler, heyetler, insan hakları kuruluşları, BM orada bulunmalı. Sorun çözülmezse tabii ki orada Barış gücünün konuşlanmasının koşulları yaratılmalı herkes elini taşın altına koymalı alevilerle dayanışma içinde olmalı. Alevi toplumunun ve demokratik kamuoyunun 1 gündemlerinden bir tanesi tabii ki bu olmalıdır ve bu konuda ne yapabiliyorsak yapmamız lazım Şimdi değilse ne zaman Alevi katliamı durdurmak için harekete geçmeliyiz” diye belirtti.
“LAİK YAŞAMIN YOK EDİLMESİNE İZİN VERİLEMEZ!”
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise, Suriye’deki cihatçı rejimin, katliamlarla, zorla göç ettirmelerle ve sistematik şiddetle halkları baskı altına aldığını dile getirerek, “Aralık ayından bu yana cihatçı grupların kontrolündeki bölgelerde Alevilere, Dürzilere ve Hristiyanlara karşı planlı ve sistematik bir soykırım uygulanıyor. İnançları, kimlikleri, yaşam biçimleri nedeniyle insanlar katlediliyor, evlerinden sürülüyor. Bu, uluslararası hukukun açıkça tanımladığı insanlık suçudur! Savaş, herkes için yıkımdır. Ama en büyük yıkımı, kimliği ve inancı yüzünden hedef alınan halklar yaşıyor. Türkiye, uluslararası kamuoyu ve Birleşmiş Milletler derhal harekete geçmelidir. İnsanlık tarihine kara bir leke olarak yazılacak bu katliama daha fazla sessiz kalınamaz. İnsanların, toplumsal barış ve huzurun, laik yaşamın yok edilmesine izin verilemez!” dedi.
“KATLİAMLAR CEZASIZ KALAMAZ!”
CHP Milletvekili Mahmut Tanal da, şunları paylaştı:
“İddialara göre Suriye’de Alevilere yönelik katliamlar gerçekleşiyor! İddialara göre, Suriye’de cihatçı gruplar tarafından Alevi sivillere yönelik toplu katliamlar gerçekleştiriliyor. Eğer bu iddialar doğruysa, bu durum açıkça bir insanlığa karşı suçtur ve uluslararası hukukun ihlalidir! Savaş suçları ve mezhep temelli katliamlar karşısında sessiz kalmak, suça ortak olmaktır! Uluslararası toplumun bu iddiaları ivedilikle araştırması, failleri tespit etmesi ve adaletin sağlanması zorunluluktur. Soruyoruz: •Bu vahşetin sorumluları kimlerdir? •Uluslararası hukuk mekanizmaları neden devreye girmiyor? •Masum sivillerin inançları nedeniyle hedef alınmasına neden göz yumuluyor? Bu iddialar ivedilikle soruşturulmalı, insan hakları ihlalleri açığa çıkarılmalı ve suçlular uluslararası mahkemelerde hesap vermelidir! Mezhep fark etmeksizin her insanın yaşam hakkı kutsaldır, katliamlar cezasız kalamaz!”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.