PİRHA – PSAKD Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP 27. Dönem Milletvekili Ali Şeker ve EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasını ve Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasını toplumsal barışa vurulmuş bir darbe olarak değerlendirerek, mücadele ve dayanışmaya vurgu yaptı.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına ve Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasına tepkiler yükselmeye devam ediyor.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, CHP 27. Dönem İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker ve Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasına ve Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasına ilişkin PİRHA‘ya konuştu.
“İKTİDARIN HİLELERİ ASLA BİTMİYOR”
PSAKD) Genel Başkan Yardımcısı İbrahim Karakaya, Türkiye’deki kayyım politikasının milli iradenin gaspı anlamına geldiğini aktararak, “Bunu en iyi Seyid Rıza anlatmıştır. Demiştir ki ‘Ben sizin hilelerinizle baş edemedim bu bana dert oldu ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.’ Şimdi iktidarın yaptığı tam da bu. İktidarın hileleri de asla bitmiyor ama toplumun da buna boyun eğmemesi gerektiğine inanıyorum. Özellikle Kürt illerindeki kayyımlara karşı müthiş bir direniş vardı ve oradaki kayyıma karşı topyekün bir direniş söz konusuydu. Ama İstanbul gibi büyük bir metropolde kayyım şu anda yerinde oturuyor. Dolayısıyla CHP ya bunu çok hafife aldı ya da çok önemsemedi. Dolayısıyla böyle bir şeyi de görmek lazım. Buradan çıkıp da belediyenin önünde kayyıma karşı direniş sergilenmezse bir buçuk kilometre ötesinde etkinlik yapmışsın o kadar bir şey olur yani bu ciddi bir mesela aslında, hafife alınacak bir mesele değil” dedi.
“BİRAZ DAHA DİRENÇLİ HAREKET ETMEK ZORUNDAYIZ”
Bugüne kadar Kürt illerindeki kayyım politikalarının görmezden gelindiğinin altını çizen Karakaya, “Ciddi bir tepki gösterilmezse bunun daha da ileri gideceğini hatta İmamoğlu’nun dahi görevinden alınabileceğini söyleyebilirim. Bu çok ciddi bir sorun. Türkiye’de toplumsal barışın konuşulduğu bir dönemde bunun olmuş olması özellikle Ahmet Özer gibi barışa katkısı olan bir akademisyenin hukuksuz bir şekilde tutuklanması barış istemlerinin ne kadar sahte olduğunu da biraz bize gösteriyor. Bu konuda herkese düşen bir sorumluluk var. Biraz daha dirençli hareket etmek zorundayız. İktidarın kurmuş olduğu politikalar değil bizim kendi kurmuş olduğumuz politikalar olmak zorunda”ifadelerine yer verdi.
“BU ÜLKENİN TOPLUMSAL BARIŞINA VURULMUŞ BİR DARBEDİR”
CHP Bursa milletvekili Orhan Sarıbal’ın Özer’in tutuklanmasının ve ardından Esenyurt Belediyesi’ne kayyım atanmasının, toplumsal barışa, siyasete, demokrasiye, bireysel hak ve özgürlüklere müdahale olduğuna işaret ederek, “Ama en önemlisi de halkın, toplumun, milletin iradesine darbe. Ahmet başkana ceza kestiler. Maalesef hukuksuzluk ama aynı zamanda iktidarın kendi hukuku egemenliğini sürdürüyor. Yargı vesayet altında yargı sarayın baskısı altında yargı tarafsız ve bağımsız değil tam tersi saray kendi yargısını, vesayet düzenini kurarak yargı üzerinde istediğini yaptırabiliyor. Sarayda kalmak için her türlü kirli oyunu oynayabilecek durumdalar. Bu sadece bir darbe değildir, faşist diktatöryal otoriter bir darbedir. Bu ülkenin toplumsal barışına vurulmuş bir darbedir” şeklinde konuştu.
“DEMOKRASİYE İHANETTİR”
CHP 27. Dönem İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, AKP Türkiye’nin demokrasisi ile oynadığını vurgulayarak, “Daha önce Mardin’e, Van’a, Diyarbakır’a, Selçuk Mızraklı’nın yerine kayyım atadıklarında hemen karşı durmuştuk. Bugünleri görerek o gün karşı durmuştuk ve dayanışma içerisinde bulunmuştuk. AKP iktidarında kendi müsaade ettiği kadar demokrasiye alan açma keyfiyetine son verme zamanıdır artık. Demokrasi kimsenin oyuncağı değildir. 6 ay önce ‘seçilebilir’ dediğiniz kişiyi hemen sonrasında kayyım atayarak görevden almak demokrasiye ihanettir. Selçuk Mızraklı daha göreve başlamadan hiçbir iade işlem yapmadan hemen kayyım yazısını yazmışlardı. O anlayıştaki kişilerin bugün bu yaptıkları da hiç farklı değil. O gün de karşı durmuştuk bugün de karşı duruyoruz. Demokrasiye, özgürlüklerimize sahip çıkıyoruz. Esenyurtluların seçme hakkına saygı duyuyoruz, herkesin de saygı duymasını bekliyoruz” diye belirtti.
“HALKIN İRADESİNİ AYAKLAR ALTINA ALIYORLAR”
EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ise, şunları ifade etti:
“Bu ülkeyi yönetenler sürekli yerlilikten millilikten vatan sevgisinden bahsediyorlar. Ama şunu belirtmek istiyorum ki bunu duyduğunuz her an her dakika aklınıza şu gerçekleri getirin. Bu ülke ucuz emek sömürüsü ile çarkları dönen bir ülke. Bu ülke işçisinin emekçisinin haklarının verilmediği onlardan sadece fedakarlık istendiği bir ülke. Bu ülke Yenidoğan Çeteleri ile mahkemelerde emniyette bütün devlet bürokrasisinde çetelerle yönetilen bir ülke haline getirilmiş durumda. Kayyım siyaseti de bunun bir parçası. Bu ülkenin işçilerini, emekçilerini açlığa yoksulluğa mahkum edenler, halkın iradesini de seçme seçilme hakkını da ayaklar altına alıyorlar. Dün Van’da ayaklar altına almaya kalktılar ama bu ülkenin emekçileri ezilenleri bu kayyımı püskürttü. Yetinmediler Hakkari’de ayaklar altına almaya kalktılar daha ona karşı mücadele sürerken şimdi Türkiye’nin Batı ucunda Esenyurt’ta aynı siyaseti izliyorlar. Hakkari’deki kayyım politikası şimdi Esenyurt Belediyesi’nin kapısına vurulmuş kayyım zincirleri ile sürdürülmek isteniyor. Bunu ancak ve ancak sömürülen ve ezilen halkların birliği ve mücadelesi ile püskürtebiliriz.”
Devrim FINDIK-Rozerin TEK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.