PİRHA – Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde Mart 2023’te bir asistan doktorun nöbetteki hemşireye cinsel saldırıda bulunmasına ilişkin açılan davanın karar duruşması 25 Ocak’ta görülecek. Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şubesi Kadın Sekreteri Sevgi Kızılırmak, dayanışma çağrısı yaparak, “Amacımız failin beraatinin engellenmesi ve tutuklanması. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz” dedi.
Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde 19 yıldır hemşire olarak görev yapan H.Z. 11 Mart 2023 tarihinde ameliyathane nöbetçisi olarak kaldığı hastanede nöbetçi odasında istirahat ederken, iddiaya göre asistan doktor S.E. odaya girdi. H.Z. kendisi uyurken odaya giren S.E.’den rahatsız oldu ve dışarı çıkmasını istedi. Ancak dışarı çıkmayı kabul etmeyen S.E., odada H.Z.’ye cinsel saldırıda bulundu.
H.Z., olayın ardından psikiyatri bölümünde görevli bir doktorun yanına giderek başına gelenleri anlattı ve polisi de arayarak şikayetçi oldu. Gözaltına alınan S.E., ifadesinin ardından serbest bırakıldı. S.E. daha sonra açığa alındı. Son görülen duruşmada ise savcı, S.E. hakkında beraat istemişti.
25 Ocak’ta saat 11.00’de karar duruşması görülecek. İstanbul KESK Kadın Meclisi duruşma öncesi failin beraatinin engellenmesi ve tutuklanması istemiyle Bakırköy Adliyesi önünde saat 10.30’da açıklama yapacak.
Konuya dair PİRHA‘ya konuşan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şubesi Kadın Sekreteri Sevgi Kızılırmak, 25 Ocak’ta görülecek duruşmaya katılım çağrısı yaptı.
“MAĞDUR OLAN ARKADAŞIMIZ BAŞKA HASTANEYE SÜRGÜN EDİLDİ”
Mağdurun, Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde çalışan kadın sağlık emekçisi aynı zamanda Sağlık Emekçileri Sendikası’nda örgütlü olduğunu söyleyen Sevgi Kızılırmak, yaşanan olayı şöyle anlattı:
“2023 yılının Mart ayında çalıştığı Ameliyathane biriminde nöbet esnasında, dinlenme odasında aynı nöbette çalışan bir asistan hekim tarafından cinsel saldırıya maruz kaldı. Bu olayın akabinde sendika ve yanımızda olan kadın örgütleriyle hukuki süreci başlattık. Dava süreci yaklaşık bir senedir devam ediyor. Geçen görülen duruşmada savcının faille alakalı bir beraat istemi olmuştu. 25 Ocak’ta tekrar bir duruşma görülecek. Bu süreç içerisinde arkadaşımız travma sonrası stres bozukluğu yaşadı.”
Mağdur H.Z’nin çalıştığı hastaneden başka bir hastaneye sürgün edildiğini de dile getiren Kızılırmak, “Fakat fail sadece açığa alındı, bir tutuklama söz konusu olmadı. Bu hukuksuzluk ve cezasızlıkla birlikte sadece açığa alınmasını bir ödül olarak görüyoruz. Eğer beraat ederse mesleğe iade olacağını düşünüyoruz” dedi.
“ERKEK DOKTOR OLMAK BU ÜLKEDE BİR AYRICALIK MI?”
Daha öncesinde de Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi’nde sistematik tacizlerin yaşandığını ifade eden Kızılırmak, “Buradaki örgütlü kadın arkadaşlarımızdan bize gelen bilgiler var. Fakat bunlar hakkında hastanenin hiçbir açıklaması veya önlemi yok” diye konuştu. Kızılırmak, ardından şu soruları sordu:
“Hastane kimi korumaya çalışıyor? Erkek doktor olmak bu ülkede bir ayrıcalık mı? Bakanlık neden bu tacizleri görmemezlikten geliyor? Bütün bu taciz, tecavüz, şiddet olaylarını dillendirdiğimiz zaman neden bu konuda herhangi bir ceza verilmiyor ve arkadaşlarımız bu korkuyla neden çalışma alanlarındalar? Nöbetlerimiz 24 saatten bazen 30 saat üzerine çıkıyor. Çalıştığımız yerde birkaç kişiden başka kimse olmayabilir. Kadın arkadaşlarımız tedirgin. Nöbetteki diğer arkadaşlardan ya da hasta yakınlarından neler yaşayacaklarını bilmiyorlar. Gerçekten de insanlar nöbette kafasını bir yere 5 dakika koyup uyuyamıyor. Lavaboya girerken bile rahatsızlar çünkü bir cezalandırma yok.”
“ÖRGÜTLÜ KADINLAR OLARAK BERAAT KARARINA TEPKİLİYİZ”
Faile ceza verilmemesini ödül olarak gördüklerini belirten Kızılırmak, “Bu cinsel saldırı olayının arkasında failin yine dediği ‘kız arkadaşımdı’ söylemine karşılık HTS kayıtlarında bir tane arama kaydına ulaşmadık. Bu söylemleri tanıyoruz. Bütün kadın cinayetlerinde ve cinsel saldırılarında failin söylediği şey ‘kız arkadaşımdı, seviyordum’, ‘ilgisi vardı’ ya da ‘o beni taciz ediyordu’ söylemleri. Fakat Sağlık Bakanlığı içerisinde bir hastanede ve gerçekten İstanbul’un orta yerinde böyle bir olayın örtülmeye çalışılması, hala hukuk sisteminin bununla ilgili hiçbir ceza vermemiş olması aksine ödüllendirilip beraat etmesi sonucu mağduru çaresizleştiriyor ve faili de güçlendiriyor. Tekrarlama olasılığı ise çok yüksek. O yüzden bu konuda örgütlü kadınlar olarak tepkiliyiz. Hep birlikte hareket edeceğiz. Arkadaşımız çalışmaya devam ediyor fakat zorluklar içerisinde.”
“HASTANE YÖNETİMLERİNİN YÜZDE 76’SI TACİZ, TECAVÜZ OLAYLARININ ÜZERİNİ KAPATIYOR”
Yaşanılan durumun bir tane olmadığını, istatistiklere göre hastane yönetimlerinin yüzde 76’sının taciz, tecavüz olaylarının üzerini kapattığını söyleyen Kızılırmak, “Hastanelerdeki hiyerarşik yapı, bütün yönetim kadrolarının erkeklerden oluşması, kadınlara yönetimlerde yer verilmemesi, kadınların görmezlikten gelinmesi, hekim dışı personeli yardımcı sağlık personeli olarak görmeleri bizim için çok büyük bir baskı yaratıyor”dedi.
Kızılırmak, şunları da ekledi:
“Çoğu kadın oradaki davranışları bir süre sonra normalleştiriyor. Fakat biz bunların takipçisiyiz. Bu konulardaki hassasiyetimizle ses olmaya çalışıyoruz. Kadın sağlık emekçilerinin şu an hiçbir güvencesi yok. İçeriden ve dışarıdan taciz olaylarıyla birebir yüz yüzeyiz.”
“HERKESİ 25 OCAK’TA BAKIRKÖY ADLİYESİ’NE DAYANIŞMAYA BEKLİYORUZ”
25 Ocak’ta karar duruşması olacağını söyleyen Kızılırmak,“Amacımız failin beraatinin engellenmesi ve tutuklanması. Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Erkek aklıyla yönetilen hukuku kesinlikle kabul etmiyoruz” diye konuştu.
Kafa kol ilişkisiyle gelişen doktor-hastane ilişkisinin farkında olduklarını da söyleyen Kızılırmak, “Bütün kadın örgütlenmelerini, bütün sendikaları, sivil toplum kuruluşlarını kadın erkek ayırt etmeksizin herkesi o gün Bakırköy Adliyesi’ne bekliyoruz. Sağlık emekçisi ve tüm iş kollarındaki kadınlar orada olacak. Ve hiçbir kadın da yalnız değil. Bir kişi bile olsak orada olacağız” dedi.
Kızılırmak, şunları kaydetti:
“Sendikamızdaki mücadele yalnızca emek örgütlenmesi değildir. Toplumdaki her olay, kadına yönelik, doğaya yönelik her olay bizim için hassasiyet taşır. O yüzden herkesi 25 Ocak’ta Bakırköy Adliyesi’ne dayanışmaya bekliyoruz. Kendisini çaresiz hisseden bütün kadınlar için o gün orada olalım.”
Devrim FINDIK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.