PİRHA- 9 Ağustos’tan beri eylemde olan ve 32’si işten çıkarılan FEDAŞ işçilerinin eylemi, yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle kentte ve özellikle köylerde yaşamı olumsuz etkiliyor. Ciddi bir soruna dönüşmeye başlayan konuyu Dersim halkına sorduk. Halk hem işçilerin haklı mücadelesini destekliyor hem de mağduriyetini dile getirerek, sorunun çözülmesini talep ediyor.
Dersim’de çalışma koşulları ve ücretlerinin iyileştirilmesi talebiyle 9 Ağustos’tan beri eylemde olan ve 32’si işten çıkarılan FEDAŞ işçilerinin eylemi, yaşanan elektrik kesintileri nedeniyle kentte yaşamı olumsuz etkiliyor. Halk, anlaşma sağlanmasını ve mağduriyetlerinin giderilmesini beklerken FEDAŞ ise işçilerle halkı karşı karşıya getirmeye çalışıyor. Kentte ciddi bir soruna dönüşmeye başlayan konuyu Dersim halkına sorduk.
“HAKLARI VERİLENE KADAR DİRENİŞE DEVAM ETSİNLER”
“İşçilerin yanında olmayacağız da kimin yanında olacağız” diyerek söze başlayan köylü Ali Haydar Kurban, “İşçiler haklıdır, biz devamlı işçilerin yanındayız fakat elektriklerimiz kesiliyor, biz de zor durumda kalıyoruz. İşçiler haklarını istiyorlar, haklarına ve emeğe saygımız var. Hakları verilene kadar direnişe devam etsinler. Elektrikler çok kesilirse isyan başlar. Buzdolabı, şu bu var, elektrik olmayınca hiçbir şey yapamayız ki. Zararlı yine köylüler çıkacak. Köylüler bilinçli olsa, işçinin yanında olsa belki bu sorun daha erken çözülür ama köylüler o bilince sahip değil” dedi.
Sonuna kadar işçilerin yanında olacaklarını ve yapılması gereken ne varsa yapacaklarını belirten Nail Çağdaş, “Geçenlerde bizim köyde elektrikler gitmişti, askeri denetim altında bir tane vatandaşı getirmişlerdi. Sonra eylemde olan işçi arkadaşlar gelip orda protestolara başladılar. Ben de onlara bir destek alkışı çaldım. İşçi arkadaşların emeğine saygı duyuyorum, onların eylemine de can-ı gönülden katılıyorum. Nerde bir sömürü düzeni varsa o düzene karşıyız. Elektrik mi gidiyor, bidon da sütün mü var. Valiye kadar çıksınlar. Sütünü oraya döküp çıksınlar. Sürekli işçinin yanında dursunlar” diye konuştu.
“İŞÇİLER PERİŞAN OLUYOR, VATANDAŞLAR DA SIKINTIYA GİRİYOR”
İşçileri desteklediğini çünkü asgari ücretle geçinmenin çok zor olduğunu söyleyen Abdullah Alaçam, “Adamlar sabahtan akşama kadar çalışıyorlar, perişan oluyorlar. Bence işçiler haklarını sonuna kadar savunsunlar. Elektrik işçileri kendi işlerini yapamadığı zaman vatandaşlar da sıkıntıya giriyor. Devletin buna bir çare bulması lazım. Yani en azından haklarını verseler işçiler de eylem yapmazlar zaten. İşçi kendi hakkını savunmak için greve gidiyor. Greve gitmemesi için devlet işçiyle beraber işverene gidecek ve ‘kardeşim sen bunun hakkını vereceksin’ diyecek. Böylece vatandaşını mağdur etmesinler” şeklide ifade etti.
İşçinin hakkının ve emeğinin verilmesi gerektiğini, verilmediği zaman hizmet alınamayacağını ifade eden Kamer Bakır, “İşçiler çok kötü şartlarda çalışıyorlar. Kış aylarında gece saat 12-1’lere ya da sabahlara kadar çalıştıkları oluyor. Emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Hak ettikleri ücretin verilmesi gerekiyor. Atatürk (Sihenk) mahallesinde kiralar 10-12 bin lira. Bir de öğrenci okutuyor, doğalgazı var bunun. 10-15 bin liraya geçinemiyorlar, işçilerin maaşlarının iyileştirilmesini bekliyoruz” diye belirtti.
“İŞÇİ DE BENİM GİBİ FAKİR, NE DİYEBİLİRİM Kİ”
İsmini vermek istemeyen yurttaş, “Hak neyse yerini bulsun, benim elimden ne gelir ki. Kodamanlar, büyükler var. Biz bir şey diyemeyiz ki, biz çöp kutusuyuz. Zaten 3 aydır elektriğimiz yok, sokak lambaları yok. İşçi de benim gibi fakir, ne diyebilirim ki. Tabii ki fakir fukaraya hakkını versinler, yazıktır” dedi.
Türkiye’nin ekonomik koşullarında işçilerin 13-14 bin liraya çalışmasının insani ve ahlaki olmadığını belirten Hasan Yüksel, “İşverenlerin kendi sermaye çıkarları için işçileri köle olarak çalıştırması kabul edilecek bir durum değildir. Buna devletin de müdahale etmesi lazım. Dışardan işçilerin getirilmesi sağlıklı değil, hukuki de değil, yasal da değil. İşçileri destekliyoruz. En azından insanca yaşayabilecekleri bir ücretin ve daha iyi koşullarda çalışma haklarının sağlanması gerek” ifadelerine yer verdi.
“BAZI KÖYLERDE ÜÇ HAFTADIR ELEKTRİK YOK”
FEDAŞ’ı ve sekreterini arayıp konuştuklarını, kendilerine ‘işçilerin haklarını verin’ dediklerini dile getiren Talip Çakıcı, “Köyde elektriğimiz yok, bostanımızı sulayamıyoruz, mağdur olmuşuz. İşçilerin haklarını versinler. Asgari ücretle insan direğe çıkarttırılmaz, mağdur edilmez. Bu iş gerçekten ağır bir iştir. Bir de az sayıda eleman çalıştırıyorlar” dedi.
İşçilerin haklı olduğunu ve haklarını savunduğunu, çünkü kiraların ve hayat pahalılığının arttığını ifade eden Metin Çoğan, “Elektrik özelleştirildiği için bu da şirketin sorunu. Bazı köyler var ki üç haftadır elektrik yok. Doğru dürüst gelip arızalara bakmıyorlar. O zaman şirket işçilerin hakkını versin, çalışıp hakkettikleri parayı versin. Asgari ücretle adam mı çalıştırılır bu dönemde” diyerek işçilerin yanında olduğunu söyledi.
Buzdolabı ve televizyonlarının gittiğini, elektrik olmadığı için zor durumda kaldıklarını söyleyen Xeycan Gündüz, “Bir an evvel elektriğimiz gelsin istiyoruz. Bir geliyor elektrik, bir kesiyorlar. İşçiler de haklı, ne yapsalar zam verilmiyor. Haksızlığı kabul etmiyoruz” diye belirtti.
“DEVLETİN ARABULUCU OLMASI LAZIM”
İşçilerin adil bir ücret talebiyle başlattıkları ve greve dönüştürdükleri eylemi sonuna kadar desteklediklerini ve şu anda manzaranın gerçekten içler acısı olduğunu belirten Haydar Çetinkaya, “İlimiz dahilinde kurulu 6-7 tane baraj var ama köylerimizde, il merkezimizde, ilçelerimizde, sokaklarımızda, her tarafta elektrik kesintileri var. Şu anda emekçilerin yaptıkları grev dolayısıyla işten atılmaları diktatörce bir tavırdır. Böyle bir şey olamaz. Bunu da çok kaba ve çirkin buluyorum. Buna derhal son verilmelidir. İnsanları işten atmak yerine gerek valilik gerek Fedaş, Aksa olsun, önce işçilerin haklarını bir değerlendirmeleri lazım. Tarafların bir an önce masaya oturmasını kentimiz açısından faydalı buluyorum. Aksi halde yani elektriklerimiz bu kadar sık kesilmeye devam ederse bizim yapacağımız tek şey Fedaş’a yürümek olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
“YARA BİR YERDE DEĞİL HER YERDE VAR”
Her zaman işçilerin, ezilenlerin yanında olduklarını tekrarlayan Hasan Kıray, “Milleti ne hale koydular görüyorsunuz. Cebimizde çay parası yok ki gidip bir çay içelim. Zavallı işçiler ne yapsın” derken, Zeynel Doğan, “Grev yapsınlar, haklarıdır, tabi ki destekliyorum” dedi.
Bu ülkede hiçbir şeyin çözümü olmadığını ifade eden Hıdır Kaş ise şunları söyledi:
“Direnmek iyi bir şey değil, devlete karşı gelmektir. Biz hiçbir zaman devletin yanında yer almadık, hep devlete karşı geldik. Bu direnişin de haklı yönleri var ama sonuçta mutlu olacaklarını sanmıyorum. Bu direnişe hak vermek doğrudur, işçilerin maaşları düşüktür. 15 milyon emekli var, bunların 9 milyonu 7500 lira maaş alıyor. Bu maaşla nasıl kira ödesin, nasıl geçinsin. Direniş iyidir ama sonuçta bir şey olmaz.
Köylerde askeriyeye yakın yerlerde elektrik var, diğerlerinde yok. Direnişe toplum olarak destek vermek lazım. Yüz kişinin içinde ben hastayım dedin mi olmuyor, hepsi birlikte hastayım diyecek. Yara bir yerde değil her yerde var”
EYÜP HANOĞLU-CİHAN BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.