PİRHA-12 Eylül’de Diyarbakır Cezaevi’nde çok zulüm gördüklerini ifade eden Doğan Çelik, “Ancak zulmün ve baskının olduğu yerde direnişte vardır. 70’li yıllarda Sagros zindanında yaşanan işkenceleri anlatırlardı ama biz Amed zindanında oradaki zulmün bin katını gördük” dedi.
Kenan Evren’in başını çektiği 12 Eylül 1980 askeri darbesi, 43’üncü yılını geride bıraktı. Yeni bir rejimin önünü açan darbe, zulüm, işkence, idam ve ölümlerle Türkiye’nin en karanlık dönemlerinden biri olarak tarihe geçti.
Resmi rakamlara göre; 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 230 binin kişinin askeri mahkemelerce yargılandığı, 52 bin kişinin tutuklandığı, 48 kişinin idam edildiği, 171’i işkence sonucu olmak üzere 300 kişinin yaşamını yitirdiği, yüzlercesinin kaybedildiği, binlercesinin işkence tezgahlarından geçtiği askeri darbe, hala yüzleşmeyi bekleyen bir hafıza oluşturdu.
12 Eylül askeri darbesi yaşandığında Diyarbakır Cezaevi’nde olan Doğan Çelik, o dönemde yaşadıklarını PİRHA’ya anlattı.
“ÇOK ZULÜM GÖRDÜK”
12 Eylül rejimini lanetlediğini ifade ederek sözlerine başlayan Doğan Çelik, “O yıllar çok farklı yıllardı. 12 Eylül’de Amed zindanında çok zulüm gördük. Ancak zulmün ve baskının olduğu yerde direnişte vardır. 70’li yıllarda Sagros zindanında yaşanan işkenceleri anlatırlardı ama biz Amed zindanında oradaki zulmün bin katını gördük. Mazlum Doğan’a çok işkence yapıyorlardı ama Mazlum Doğan bize ‘Sizi korkutuyorlar, işkence yapıyorlar ama direnin’ diyordu. Çok işkence gördük, Amed zindanındaki arkadaşlar cezaevinden çıktıktan sonra yaşadığımız işkenceleri konuşurken biz bu işkencelere nasıl dayandık diye konuşuyorduk. Her mahkemeye gittiğimizde sabah kahvaltısında çorbaya sabun koyarlardı herkesi ishal ederlerdi. Ellerimiz ve ayaklarımız bağlı bir şekilde 2 saat boyunca bekletirlerdi, mahkemeye giderken bir sürü arkadaşımız ishal olup mahkeme salonunda kendini tutamadığı oldu” dedi.
“BÜTÜN YAŞANANLARIN HESABININ SORULACAĞINA DAİR UMUT VARDI”
Cezaevinden çıktıktan sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını ve herkesin korkutulduğunu söyleyen Çelik, “Bizimle beraber cezaevinde olan arkadaşlarımız bile korkup bize selam vermiyorlardı. İnsanlar neden bu kadar değişti diye düşünüyorsun. Bir gün bütün bu yaşananların hesabının sorulacağına yönelik umut vardı, cuntacıların bütün baskısı ve zulmü beni o kadar etkilememişti. Halkın direnişinde bir sorun yok ancak küçük hesaplar peşinde olanların hesaplarının bozulması gerekiyor. Biz bu sürecin çok sancılı geçtiğini görüyoruz ama bu sürecinde aşılacağını ve daha güzel şeylerin olacağına inanıyorum” diye konuştu.
Cihan BERK/DERSİM
Yoruma kapalı.