PİRHA – Milletvekili Zeynel Özen, Meclis’te yaptığı konuşmada, devletin, deprem bölgesinde ayrımcılık yaptığını belirterek “Gönüllü kuruluşlar olarak olağanüstü hâl valisiyle görüşüp, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu olarak konteyner kentler kurmak istiyoruz, dedik. Kovboy edasıyla ‘İzin vermem’ dedi. İnsanların sokaklarda kalmasının sebebi sizsiniz” diyerek hükümete tepki gösterdi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Zeynel Özen Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda konuştu. 6 Şubat’ta yaşanan depremi gündeme getiren Özen, “Ben, burada, sizin duymak istediklerinizi değil, gözümle gördüklerimi anlatacağım” dedi.
Zeynel Özen, yıllarca toplanan deprem vergilerinin akıbetini sorarak, “Depremin üzerinden 30 gün geçti, büyük bir felaketti ama buna yeni bir kavram ürettiniz: “Asrın felaketi.”
Bu, asrın felaketi değil arkadaşlar; bu, bu iktidarın basiretsizliği, beceriksizliğidir. 99 depreminden sonra vergiler topladınız, sizler ‘kentsel dönüşüm’ adıyla rantsal dönüşüm yaptınız ve imar affıyla dünyanın parasını topladınız. Deprem toplanma alanlarına AVM’ler yaptınız. Bu paralar nerede? Siz insanı merkeze koymadınız, rantı merkeze koydunuz, bunun sonucu olarak da bu afette büyük bedeller ödedik. ‘Almanya tarihinin en büyük yolsuzluğu’ denen Deniz Feneri’nin yöneticilerini getirdiniz AFAD’a, Kızılay’a ve çeşitli kurumlara genel müdür yaptınız. Bu, kul hakkı yemektir, kul hakkı yediniz arkadaşlar, kul hakkı yediniz” dedi.
“BUNUN KATİLİ İKTİDARDIR”
Zeynel Özen, deprem bölgesinde 20 gün kaldığını belirterek, izlenimlerini ise şu sözlerle anlattı:
“İkinci, üçüncü gün kimse yoktu” deniliyor, yerinizden hopluyorsunuz arkadaşlar; yoktunuz, yok, ben yaşadım diyorum. İkinci günde Pazarcık’ta bir kadın saçını başını yoluyor, kadın dedi ki: “2 yaşında çocuğum var, üç saat ağladı enkazın altında, şimdi sesi kesildi, yardım edecek bir Allah’ın kulu yoktu. Olanların da -gönüllüler vardı- elinde alet edevat yok, kırıcı yok, kaldırıcı yok.” Bir de Elbistan’da… Depremin ilk günü -telefonumda hepsi var bunların arkadaşlar- bana Elbistan Grand Otel’in bitişiğindeki binadan mesaj geldi Hatice ve Güner Sarı kardeşlerden, “Biz yaşıyoruz, kurtarılmayı bekliyoruz” diye. Üç gün sonra oraya müdahale edildi, cesetleri çıktı arkadaşlar. Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu iktidardır, bunun katili iktidardır, bunu iyi bilesiniz.
Diğer taraftan, en iyi yaptığınız neydi? Yaptığınız şu oldu: İki üç gün orada olmayan görevliler daha sonra geldi, ilk yaptıkları iş gönüllülere müdahale etmek oldu. Biz 1999 depreminden biliyoruz, biz Almanya Dışişleri Bakanlığıyla, Avrupa Birlikleri konfederasyonuyla ortak bin kişilik bir çadır kenti oluşturmuştuk. O zaman yetkililer bize yardımcı oluyordu, bize destek oluyordu ama bu depremde gördük ki iktidarın görevlendirdiği herkes buna köstek oldu, gönüllü yardım kuruluşlarını engelledi. Dokuzuncu gün bir kaymakam bir tabur askerle geldi, “Ben buraya el koyuyorum” dedi. En iyi yaptıkları zorbalık. Gittiniz bazı bölgelere, Elbistan’a Cumhur İttifak’ı gitti, halkın nasıl karşıladığını gördük ekranlarda. Yine de gidin, aynı karşılamayı göreceksiniz. Şimdi algı operasyonlarına başladınız, Kahta’daki yıkılmayan yerleri gösteriyorsunuz; Adıyaman ayağa kalktı diyorsunuz. Neden Adıyaman ayağa kalktı? Gösteriyorsunuz, iş makineleri temel atıyor. Arkadaşlar, ben bir inşaat mühendisi değilim ama bölgede artçı depremler oluyor, 4-5 şiddetinde artçı depremler oluyor; beton 72 saatten önce donmaz, eğer siz oraya temel atarsanız o temel ölür. Milletin aklıyla dalga geçmeyin, milletin acılarıyla dalga geçmeyin.
“BUNUN HESABINI HALK SİZE SORACAK”
Şimdi, çadır vermiyorsunuz. Gönüllü kuruluşlar olarak ben olağanüstü hâl valisiyle görüştüm. Dedik ki: Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, biz konteyner kentler kurmak istiyoruz Hatay’da 200, Pazarcık’ta 200, Adıyaman’da 200, Elbistan’da 200. ‘İzin vermem, izin vermem’ diyor böyle kovboy edasıyla. Niye vermezsin? ‘Bunu ancak devlet yapar, siz yapamazsınız bunu’ diyor. Tavrınız bu oldu. Bugün milletin bu acısının, bu can kayıplarının, insanların sokaklarda kalmasının sebebi sizsiniz.
Bir de size şunu söylüyorum: Ayrımcılık da yapıyorsunuz. Benim köyüm bir Alevi köyü, 6 tane de cenaze vardı orada. Gidin -resimlerini şimdi size gösteririm- bir tane AFAD’ın, Kızılay’ın çadırı var mı? Yok.
Bizim 6 tane küçük belediyemiz kaldı. Çınar ve Silopi Belediyesi geldi, Pazarcık’ta, Narlı’da ve Adıyaman’da aşevi açtı, günde on binlerce insana yemek veriyordu. Burada resimler var, utanılacak resimler. Görevlileriniz, AFAD görevlileri, Kızılay görevlileri hatta asker o çadırlarda kuyruğa girip yemek yiyordu. Bunlara teşekkür edeceğiniz yerde oradaki görevliler “Siz ne iş yapıyorsunuz burada?” “Niye geldiniz buraya?” diye o insanları taciz ediyordu. Bu toplum büyük bir toplum. Eğer el ele verirsek hep birlikte bu yaraları sararız ama engel olmayın, engel. Ve şunu da unutmayın: Bunun hesabını halk size soracak.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.