PİRHA- Ankara’ya girişleri engellenen Soma Uyar Madencilik işçileri, Ankara’nın girişinde bulunan bir akaryakıt istasyonunda bekliyor. PİRHA’ya konuşan işçiler; “Günlerdir betonun üzerinde soğukta yatıyoruz. Tüm yasal haklarımızı ve tazminatlarımızın ödenmesini istiyoruz. Biz kararlıyız, hakkımızı almak için geldik geri dönmeyeceğiz. Bunu da böyle bilsinler” dedi.
Soma’da bulunan Uyar Madencilik işçileri yıllardır kendilerine verilen sözlere karşın tazminatlarını alamadıkları için Ankara’ya gelerek eylem başlattılar. Ankara girişinde durdurulan işçiler kente alınmazken işçilerin bekleyişi Pazar gününden bu yana devam ediyor.
Somalı maden işçileri, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını ve haklarının verilmesini istediklerini belirterek yaşadıkları süreci anlattılar.
“BABAMIN HAKKINI SAVUNMAK İÇİN GELDİM”
16 yaşındaki Önder Arslan babasının rahatsızlığından dolayı gelemediğini söyleyerek onun hakkını savunmak için kendisinin geldiğini belitti. Arslan; “Babamın adı Şerif Aslan. Ben onun yerine buraya geldim. 16 yaşındayım. 4 gündür Ankara’dayız. Burada aç değiliz ama soğukta yatıyoruz. Herkes sefillik çekiyor. Bir sürü insan sadece burada bir yasa tasarısı çıksın diye bekliyor. Bugün de heyetimiz Meclise gitti, görüşmeler yapacaklar, taleplerimizi iletecekler. Bugün çözülmesini diliyoruz bu sorunun” diye konuştu.
“BETONUN ÜZERİNDE SOĞUKTA YATIYORUZ GÜNLERDİR”
Soma’dan Ankara’ya tazminat hakkını almak için geldiğini ifade eden maden işçisi Osman Dağdelen ise şunları dile getirdi:
“Manisa Soma Uyar Madencilik işçileri olarak mağduruz. 4-5 gündür Ankara girişinde bekletiliyoruz. Bize polis müdahale etti. Ankara’ya girişimize izin vermedi. Biz de o yüzden Ankara’nın girişindeyiz. Burada perişan halde bekliyoruz, görüyorsunuz halimizi. Betonun üzerinde soğukta yatıyoruz günlerdir. Bellerimiz ağrıyor artık soğuktan ama biz tazminatlarımızı almakta kararlıyız. Milletvekillerine, Bakanlara, Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum buradan; bu halimizi görsünler, sorunumuzu çözsünler istiyoruz ama maalesef duyarlı bir yanıt veren yok karşımızda. Ama biz kararlıyız ve vazgeçmeyeceğiz.”
“PARAM OLMADIĞI İÇİN DAVA AÇAMADIM”
Maden işçisi Erol Yılmaz da parası olmadığı için işten atıldığında dava açamadığını belirterek yaşadıklarını şu şekilde aktardı:
“Buraya geleli 5 gün oldu. Tazminatlarımızı almak için geldik. Her gün bizi oyalıyorlar, bugün gidin yarın gelin diyorlar. Biz bugün görüşmeler yapacağız ve kesin bir cevap bekliyoruz. Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum; bizi bayrama sevinçli göndersin. Meclis’ten yasanın geçmesini istiyoruz. Burada günlerdir perişan olduk. Ankara’ya giremiyoruz ya Başkent’e giremiyoruz. Gidip görüşmek istiyoruz sadece. Ama bizi Ankara’ya sokmuyorlar. O yüzden 5 gündür bu benzin istasyonunda bekliyoruz. Gece gündüz buradayız. Tüm yasal haklarımızı ve tazminatlarımızın ödenmesini istiyoruz. Bayrama az kaldı. Cumhurbaşkanı’na tekrar sesleniyorum; bizi bayrama sevinçli göndersin. Maden şirketinde 8 yıldır çalıştım. Yasal haklarım var, tazminatım var. Arkadaşlarım hukuki olarak dava açtılar ama benim param olmadığı için ben açamadım. Ayrıca sadece elimde bir senet var. O senetin de geçersiz olduğu söyleniyor. Çünkü tek bir patron imza atmış. Oysa hepsinin onayı gerekiyormuş. O yüzden sonrasında da dava açmadım, açamadım daha doğrusu.”
“MAHKEMEYİ KAZANDIM AMA ANKARA’YI KAZANAMADIM”
Uyar Madencilik’teki işine 2005 yılında başladığını söyleyen Ramazan Eker de mağdur olduğunu ve hiçbir hakkını alamadığını dile getirerek; “2011’de işten çıkartıldım. Sonrasında da hukuk mücadelesi başlattım. Hukuk mücadelesini kazandım, mahkemeyi kazandım ama Ankara’yı kazanamadım. Nasıl kazanacağız bilemiyorum. Ama direne direne, bu taşların üzerinde yata yata, seslerimizi yükselterek direneceğiz ve kazanacağız. Buradan tazminatlarımızı alarak gideceğiz. Bizim siyasetle işimiz yok. Bizim tek amacımız bize verilen haklarımızı almak ve memleketimize dönmek. Benim 3 yaşında bir tane kız çocuğum var. Kurban Bayramı geliyor. Evlatlarımızın üstüne başına elbise alabilmek, eşimize, dostumuza bir şeyler yapabilmek istiyoruz. Bizim tek amacımız hakkımızı almak. Bizi Emniyet Teşkilatı ile karşı karşıya getiriyorlar. Bizler hakkımız için direniyoruz. Hakkımızı versinler biz de çekip gidelim. Başka bir isteğimiz yok. Basın emekçilerine de teşekkür ediyorum, sesimizi duyurdukları için” şeklinde konuştu.
“DEVLETİN HAKİMİNİN, SAVCISININ VERDİĞİ KARARI KİMSE UYGULAMIYOR”
2007 yılında iş kazası sonucunda gözlerini kaybeden Ali Karademir yaşadığı süreci şöyle aktardı:
“Hukuki süreç başlattım ve kazandım. Şu anda devletin hakiminin, savcısının verdiği kararı kimse uygulamıyor. Hakimin, savcının verdiği kararlar boş bir kağıt olarak duruyor. Şu anda bir kağıt parçasından ibaret. Biz devletin hukukuna, siyasetçisine güvenmeyeceksek kime güveneceğiz? Burası Türkiye Cumhuriyeti. Siyasetçilere güveniyoruz ama bizi bir şekilde oyalıyorlar hep. Ama iş verene geldiği zaman bunların hiçbirisi yapılmıyor. Bize yapılanlar onlara yapılmıyor. İşçiye geldiği zaman her zaman zora sokuyorlar.
Bize Süleyman Soylu söz verdi. Cumhurbaşkanı tazminatları ödeyin diye talimat verdi. Bütün grup başkanvekilleri tamam dedi ama Mustafa Elitaş yasayla değil başka yollarla çözmek istiyorum diyor. Ama çözmüyor da. Ne düşünüyor ne yapmak istiyor onu da bilemiyoruz. Bu kadar işçi burada mağdur oldu. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Burada taşın üstünde yatıyoruz günlerdir. Biz madenciyiz. Biz haklarımızı almak için geldik. Burada kimimizin gözü, kimimizin kolu, kimimizin bacağı yok. Hepsi iş kazasında kaybetti. Biz alnımızın terinin karşılığını istiyoruz, hakkımızı istiyoruz. Bütün yetkililere sesleniyorum; bizim hakkımızı verin burada bir saat sonra kimseyi bulamazsınız. Biz kararlıyız, hakkımızı almak için geldik geri dönmeyeceğiz. Bunu da böyle bilsinler.”
“ŞİRKET SAHİBİ MALLARINI BAŞKASINA DEVRETMİŞ O YÜZDEN TAZMİNATLARIMIZI ALAMIYORUZ”
Diğer bir maden işçisi Fazlı Lokman ise 10 senedir Uyar Madencilik’te çalıştığını ifade ederek şunları dile getirdi:
“10 sene çalıştım ama hiçbir hakkımı alamadım. Şu an onun mücadelesini veriyorum. 2013 yılında işten atıldım ve maden şirketi kapandı. Hukuki olarak davalar açtık, davaları da kazandık ama işveren üzerine olan bütün malları başkalarına devretmiş ve sadece kendi üzerine bir kamyon gözüküyor. O yüzden alamadık tazminatlarımızı. Hukuki olarak kazandık ama parası olmadığı için alamıyoruz. Yani öyle gözüküyor üstüne kayıtlı hiçbir şey yok. Tazminatlarımızın ödenmemesinin gerekçesi olarak bunu öne sürüyorlar. Biz devletten yasal olarak haklarımızı vermesini istiyoruz.”
Eren GÜVEN-Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.