PİRHA-Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV) Akbük Şubesi dedelerinden Erdoğan Temiz, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Gri hizmet” pasaportuyla yurt dışına gönderdiği dedeler ile ilgili konuştu. Temiz, amaçlananın Aleviliği içten bölmek olduğunu belirterek, “Bize düşen görev Aleviliğin felsefesini, özününü, bizi biz yapan o değerlerinden hiçbir zaman vazgeçmeyelim yeter” dedi.
Diyanet işbirliğiyle Avrupa’ya gri dedeler gönderilmesi Alevi toplumunun büyük tepkisini çekiyor.
HBVAKV Akbük Şubesi dedelerinden Erdoğan Temiz ile iktidarın “Gri pasaportlu dedeler” projesini konuştuk.
Zeynel Abidin Ocağı dedelerinden olan Erdoğan Temiz, “Alevi’yi Alevi yapan belli özellikler vardır” diyerek Alevi toplumunun, yaşadığı çevrede doğayla bütün olduğunu ve bütün insanları bir kardeş gördüğünü anlattı.
Dede Erdoğan Temiz, Alevi toplumunun özgürce yaşayıp birbirine saygı göstermeyi amaçladıklarını da ekleyerek, “Bu özden dolayıdır ki demokrat oluşu, devrimci bakışı, geleceğe dönük yaşadığı dünyayı yaşanılır kılması, kim olursa olsun bütün inançlara saygı göstermesi; Hıristiyan ya da Yahudi olabilir; inanabilir, inanmayabilir, yine Sünni’lerle iç içe yaşıyoruz. ‘Sünni’ demek bana zor geliyor; bir kardeş olarak düşün insanları, bir kardeş gözüyle görmüştür, yine doğayı bir can olarak görmüştür. Bundan dolayıdır ki geliştirdiği bu felsefenin özü barışı getirir, barışık yaşamaktır” ifadelerini kullandı.
“ALEVİLER OLDUĞU SÜRECE ÜLKEYE İKİLİK SOKMAK ZORDUR”
Dede Erdoğan Temiz, “Neden Aleviliğin özüne zarar verilmek isteniyor?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“Bugüne kadar dışardan gelen tepkiler Alevilere pek zarar veremedi. Ne kadar asimilasyon olsa da bu eğitim yoluyla olsun, başka nedenlerle olsun Alevileri birbirinden koparmadı. Çünkü inançlarındaki o öz onları hep birleştirdi. Ne kadar farklılığımız olsa da örneğin bir kısmımız Yavuz’un zulmünden kaçarak dağlara çekilmiş, bir kısmımız ormanlara çekilmiş, bir kısmımız farklı yönlere gitmiş ama dedelerimiz o insanları, taliplerini bularak o özündeki doğruyu, gerçeği, insanlığı, barışı, anlatmışlardır, her yerde anlatılmıştır. Hiçbir dede hiçbir zaman sen kötü ol, sen hırsızlık yap dememiştir. Tam tersine insan ol, insana değer ver, doğanın içinde yaşıyorsun doğaya değer ver demiştir. Bundan dolayıdır ki o Aleviliğin özünden saptıramamışlardır. Fakat günümüzde ne yazık ki Aleviliği içten bölme amaçlanmaktadır, bunun özünde o yatıyor.”
“ALEVİLERİ İÇTEN BÖLMEYİ AMAÇLAYAN KESİMLER VAR”
Dede Erdoğan Temiz, Aleviliği yok etmeyi amaçlayan kesimlere de işaret etti. Günümüz asimilasyon politikalarının sinsi yöntemlerle yürütüldüğünü söyleyen Temiz, şunları söyledi:
“Şimdi Alevi gibi görünüp de Aleviliğin özünü yok etmeye, varlığını sindirmeye çalışan belli bir grup var. Bu grup çeşitli yollarla geliyor. Ya devlet tarafından geliyor ya da farklı inançlardan da geliyor. Örneğin bu İran kaynaklı da olabilir, başka bir kaynakta da olabilir. Kendilerine benzetmek istiyorlar. Neden? Biz bütün inançlara saygı gösteriyoruz. Bizim beklediğimiz şudur: Bizim inancımıza saygı gösterin. Aleviliği ben yaşıyorum, ne yapacağıma ben karar veririm. Bir başkası benim yerime karar vermesin. Örneğin cemimi ben yaparım, ibadet yerim cemevidir. Biz bundan 60 yıl önce de cemevlerinde cemimizi yapardık, o zaman da bu güzellikleri yaşardık, yaşattık öyle yetiştik. Bugün de öyle yaşamak istiyoruz. Yani birileri kalkıp ta kendilerine benzetmeye çalışırsa o zaman bu Alevilik olmaz. O nedenle gri pasaportlu olsun, başka nedenle olsun bu tip Alevi olmayan, ya da Alevi olsa da dede olmayan insanları, dedeymiş gibi göstererek belli yerlere gönderip oradaki toplumu dönüştürmeye çalışmasınlar.
Eskiden Yunanistan’da Sofistler vardı. Onların görevi, çok iyi konuşarak karşısındakini kandırmaktı. Çok iyi yetişmiş yetenekli insanları, cemevlerine, derneklere göndererek Alevileri içten bölmeyi amaçlayan bir kuruluş, saldırı var. Açıkçası bunu doğru bulmuyorum. Zaten Avrupa’daki Aleviler artık bunu öğrendiler. Buna karşı önlem almalarında yarar görüyorum.
“ALEVİLER ALEVİLİĞİ YAŞAMALI”
Bize düşen görev bizi biz yapan o özelliklerden hiçbir zaman vazgeçmeyelim. Örneğin; cemde kapıdan içeri giren herkes bir ‘kardeştir’ diyoruz. Küçüğüyle, kadınıyla, erkeğiyle oraya herkes girebilir. Sırf Aleviler değil. Sünniler de, Hıristiyanlar da geliyor, cemlerimizi görüyorlar. Cemi gördükten sonra lokmalarımızı yiyor ve şunu söylüyorlar: ‘Biz Alevileri böyle bilmiyorduk’. Onun için Aleviler, Aleviliği yaşamalı, kendileri anlatmalı. Gelin görün, insanız, biz de inanıyoruz. Bunu anlatmak gerekiyor. Ancak bu şekilde kendimizi koruyabiliriz. Birbirimize sımsıkı sarılarak, inancımızı yaşatarak koruyabiliriz.”
“CEMLERİN ÖZÜNÜ TAKİP ETMELİYİZ”
Dede Erdoğan Temiz, son olarak Aleviliğin nasıl korunması gerektiği konusunda şu bilgileri paylaştı:
“Geçmişte dedelerimiz cemleri nasıl yapıyorlardı? Onları takip ederek, o cemlerdeki o özü, o felsefeyi, o inancı, o insanlığı, o barışı, o rızalık almayı bugün de uygulayarak eğer devam edersek bu dış etkenler, içimize giren o ayrılıklar sanıyorum ki bizi fazla etkilemeyecektir. Onun için buna dikkat etmek gerekiyor.”
Cebrail ARSLAN/ AYDIN-AKBÜK
Yoruma kapalı.