PİRHA-Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin gözüne isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybeden Erdal Sarıkaya’nın anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvurunun karara bağlanması üzerine yeniden soruşturma açıldı. Yürütülen soruşturma ‘fail polislerin kimliği tespit edilemediği’ gerekçesiyle sonuçlandırılmadı. Davanın, ilerleme kaydedilmediği için 11 Haziran’da zaman aşımına uğrayacağını söyleyen Sarıkaya, “Savcılık sanık olması gereken polisleri tanık olarak dinledi. 3 polis ise kayıp. Devlet kendi polisini nasıl oluyor da bulamıyor? Yoksa o kaskı kullananlar polis değil miydi?” dedi.
Erdal Sarıkaya 11 Haziran 2013’te Taksim Meydanı’ndaki Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin gözüne isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybetmişti. Görüntüleri inceleyen bilirkişi raporunda, o gün orada gaz tüfeği kullanma yetkisi olan ve emri veren polislerin kimliği belirlenmiş ancak İstanbul Valiliği soruşturma izni vermediği için haklarında soruşturma açılamamıştı. İtiraz üzerine Bölge İdare Mahkemesi, suçun soruşturulmasının izne tabi olmadığı değerlendirmesiyle izin verilmeme kararını kaldırmış ancak sorumluluğu bulunan polisler hakkında aradan geçen 8 yıla rağmen soruşturma açılmamıştı.
Daha sonra Erdal Sarıkaya 9 Kasım 2017 günü Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Mahkeme başvuruyu 17 Mart 2021’de karara bağladı ve polislerin yargılanmasına karar verdi. Kararın ardından yeniden açılan soruşturma da ise ‘sanık’ olması gereken polisler ‘tanık ‘ olarak dinlendi.
Savcılığa ifade vermesi gereken 8 polisten 3’ü olayda kendilerinin sorumluluğunun olmadığını ve yaşananları görmediklerini iddia etti. 2 üst düzey polis ise henüz ifade vermezken, bilirkişi raporunda o gün orada bulunan ve gaz tüfeği kullanma yetkisi olan kask numaraları belli 3 polis ise kayıp. Savcılık kask numaraları belli olan 3 polisi İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü’ne sordu ancak verilen yazılı yanıtta polislerin ‘kimliklerinin belirlenemediği’ söylendi.
“ŞÜPHELİ OLMASI GEREKEN POLİSLER TANIK OLARAK DİNLENDİ”
Davanın bilerek zaman aşımına uğratılmaya çalışıldığını söyleyen Erdal Sarıkaya, “Davanın zaman aşımına uğramasına 10 gün var. Benim şikayetçi olduğum polislerin normalde ‘şüpheli’ olarak dinlenmesi lazım ancak savcılık onları ‘tanık’ olarak dinledi. Onlar da biz görmedik, duymadık, bilmiyoruz deyip geçtiler. 10 gün kaldığının bilinmesine rağmen savcılık makamı etkin bir soruşturma yürütmüyor. Davanın zamanaşımına uğraması için yapılıyor bu hamleler” dedi.
“NASIL OLUYOR DA DEVLET POLİSİNİ BULAMIYOR?”
Her yerde kamera olduğunu ve devletin yaptığı tüm işlemlerin kayıt altına alındığını belirten Sarıkaya sözlerine şu şekilde devam etti:
“Emniyet nasıl olurda kask numaraları belli olan polislerini bulamaz. Bu bir sorundur. Her yerde kamera var. Devletin her şeyi kayıt altına alınıyor. Devlet zan altında kalmamak için her şeyi kayıt altına almak zorunda. Bu kaskları o gün kim kullandı? Onları kullanan yoksa polis değil miydi? Resmi görevi olmayan sivil kişiler mi o gün o kaskları, gaz fişeklerini kullandı? Resmi olarak görevli olan polisler bulunamıyorsa benim aklıma bu soru geliyor. Devlet tetikçi mi tutuyor kendisine? Emniyet birimlerinin arasına özel birimler mi yerleştiriliyor? Dışarıdan halka karşı yaptıkları saldırılarda gayri resmi kişiler mi kullanılıyor? Bu 3 polisin bulunmaması devleti ve emniyeti zan altında bırakıyor. Eğer polis değillerse bunlar kim ve bunları kim kullanıyor? Bunların da açıklanması gerekiyor. İçişleri Bakanlığı açıklama yapmalı bununla ilgili. Ortada tuhaf bir durum var.”
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.