Alevi Haber Ajansi

Adalet Bakanlığı’na çağrı: Tecride son verin, açlık grevleri son bulsun!-VİDEO

 PİRHA-‘Açlık Grevlerini İzleme Heyeti Marmara Bölgesi Hapishaneleri Açlık Grevi İzleme Raporu’ bir basın açıklamasıyla kamuoyuyla paylaşıldı. Rapora göre, açlık grevinde olan mahpuslar gerekli tedaviye ulaşamadıkları gibi limon, su, tuz gibi temel ihtiyaçlara da erişmede zorluk yaşıyorlar. 

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV),  Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Dayanışma Derneği (MA-TUHAYDER) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubesi’nden temsilcilerle oluşturulan Açlık Grevlerini İzleme Heyeti, İstanbul’da yaptıkları bir basın açıklamasıyla Marmara bölgesi hapishanelerinde yaşanan açlık grevlerini izleme raporlarını kamuoyuyla paylaştılar.

Heyet adına açıklama yapan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şube Başkanı Çiğdem Akbulut, 27.11.2020 tarihinde Türkiye’deki hapishanelerde bulunan siyasi mahpusların tecride karşı süresiz ve dönüşümlü açlık grevine başladıklarını hatırlattı. Akbulut, bugün itibariyle 5’er günlük süreyle dönüşümlü olarak yapılan açlık grevinin ise 166’ncı günü olduğunu belirterek 04.05.2021 – 10.05.2021 tarihleri arasında Marmara Bölgesinde bulunan Edirne F Tipi, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi, Silivri 5 Nolu L Tipi, Silivri 1 Nolu Kapalı, Bakırköy Kadın, Maltepe 1 Nolu L Tipi, Gebze Kadın, Kandıra 1 Nolu F Tipi, Kandıra 2 Nolu F Tipi, Düzce T Tipi ve Bolu F Tipi Hapishanelerine ziyaretler gerçekleştirerek raporu düzenlediklerini açıkladı.

HAZIRLANAN SORULARA GÖRE RAPOR OLUŞTURULDU

Açlık Grevi İzleme Heyeti içerisinde yer alan kurumların avukatları tarafından bölge içerisinde yer alan hapishanelere gidildiğini ve açlık grevine giren mahpuslarla Açlık Grevi İzleme Heyeti tarafından oluşturulan izlem formu çerçevesinde görüşmeler yapıldığını aktaran Akbulut şunları dile getirdi:

“Bu kapsamda mahpuslara bulundukları hapishanede toplam kaç mahpusun açlık grevine girdiği, hapishanede grev sürecinin nasıl işlediği, açlık grevindeki taleplerinin ne olduğu, idarenin açlık grevine yaklaşımının nasıl olduğu, bu süreçte idare ile açlık grevi özelinde bir görüşme yapılıp yapılmadığı, infaz koruma memurlarının açlık grevine yaklaşımlarının nasıl olduğu, bu sebeple işkence ve kötü muameleye maruz kalan mahpus olup olmadığı, açlık grevi nedeniyle disiplin soruşturması başlatılıp başlatılmadığı, başlatıldıysa disiplin cezası verilip verilmediği, sağlık çalışanları ile revir doktorunun açlık grevine yaklaşımlarının nasıl olduğu, sağlık kontrollerinin yapılıp yapılmadığı, hapishanede daha önce uzun süreli açlık grevine giren mahpusların olup olmadığı, açlık grevi süresince mahpuslara B1 vitamini, tuz, limon, şeker su gibi takviyelerin sağlanıp sağlanmadığı, dönüşüm nedeniyle açlık grevini sonlandıran mahpuslara buna uygun diyet verilip verilmediği, açlık grevine başlarken ve bu süreçte grevi ve talepleri mektup yoluyla bildirdikleri kurumlar olup olmadığı ve idarenin bu konudaki yaklaşımının nasıl olduğuna ilişkin sorular sorulmuştur.”

“PANDEMİ BAHANESİYLE AĞIRLAŞTIRILAN TECRİTE SON VERİLSİN”

Açlık Grevi İzleme Heyeti olarak toplam 26 avukat ile Marmara Bölgesinde bulunan 12 hapishanede 50 mahpus ile görüşmeler gerçekleştirdiklerini de söyleyen Akbulut şunları kaydetti:

“12 Hapishanede yaklaşık 612 mahpusun süresiz dönüşümlü açlık grevine girdiği, eyleme katılan mahpus sayısının hapishaneden hapishaneye değişiklik gösterse de mahpusların ortalama 2’şer – 3’er kişilik gruplar ile 5’er günlük açlık grevi yaptığı, tespit edilmiştir. Açlık grevine giren mahpusların yaklaşık %90’ının daha önce en az 89 günlük açlık grevine girdiği, bununla birlikte yaklaşık 100 mahpusun daha önce 100-170 gün arası açlık grevi yaptığı, ayrıca şu an açlık grevi yapan mahpusların daha önce de birden fazla kez kısa süreli dönüşümlü açlık grevine girdiği tespit edilmiştir. 27.11.2020 tarihinde süresiz dönüşümlü açlık grevine başlayan mahpuslar tarafından başlıca talebin İmralı Ada Hapishanesinde bulunan Abdullah Öcalan’a uygulanılan tecride son verilmesi, Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile düzenli görüşmeler yapabilmesinin sağlanması olduğu, bununla birlikte pandemi bahane edilerek hapishanelerde daha da ağırlaştırılan tecrit uygulamalarına son verilmesi olduğu iletilmiştir.”

“BİRÇOK HAK İHLALİ YAŞANIYOR”

Edirne F Tipi, Tekirdağ 1 Nolu F Tipi, Tekirdağ 2 Nolu F Tipi, Silivri 5 Nolu L Tipi, Silivri 1 Nolu Kapalı, Bakırköy Kadın, Maltepe 1 Nolu L Tipi, Gebze Kadın, Kandıra 1 Nolu F Tipi, Kandıra 2 Nolu F Tipi, Düzce T Tipi ve Bolu F Tipi Hapishanelerinde ki hak ihlallerine değinen Akbulut şunları ifade etti:

“Açlık grevine giren mahpuslar hakkında her dönüşüm için ayrı ayrı disiplin soruşturması başlatıldığı ve disiplin cezası verildiği, cezalara karşı itiraz edilmişse de infaz hakimlikleri ve ağır ceza mahkemeleri tarafından itirazların reddedildiği, açlık grevi yapan mahpusların psikoloğa yönlendirilmeye çalışıldığı, sağlık personelinin her gün düzenli olmasa da ara ara veya talep olduğunda sağlık kontrollerini yaptığı, açlık grevine giren mahpuslara B1 vitaminin verilmediği, limon, tuz, şeker, su gibi ihtiyaçların ise verildiği, ancak dönüşüm nedeniyle grevi bitiren mahpuslara buna uygun diyet yemeği verilmediği, bu süreçte Adalet Bakanlığı’na, Sağlık Bakanlığı’na, Meclis İnsan Hakları Komisyonuna, HDP ve CHP Cezaevi İzleme Komisyonlarına, İHD, CİSST ve CPT’ye mektup yazdıkları, İHD ve CİSST’e yazılan mektuplara idare tarafından el konulduğu tarafımıza aktarılmıştır.”

“ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE UYULSUN, TECRİT KALDIRILSIN”

Açıklamasında mahpusların taleplerine de yer veren Akbulut son olarak şunları aktardı:

“Mahpusların talebi Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Sözleşmeler, Anayasa ve Ceza İnfaz Kanununda güvence altına alınan temek hak ve özgürlükler doğrultusunda Abdullah Öcalan üzerindeki hukuka aykırı tecrite son verilerek Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatları ile görüşmesinin sağlanması ve hapishanelerde pandemi bahane edilerek daha da ağırlaştırılan tecrite son verilmesidir.

Tecrit, mahpusların bedensel ve ruhsal bütünlüğünü hedef alan, uzun zamana yayılarak sonuç alınmaya çalışılan bir işkence yöntemidir. Tecrit, kime uygulanırsa uygulansın insani ve vicdani olmadığı gibi açıkça hukuka ve yasal mevzuata aykırıdır. Mahpuslar tarafından talep edilen şey uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan temel hak ve özgürlükler kapsamında kanunlarla güvence altına alınarak mahpuslara tanınan hakların uygulanmasıdır.

Bu sebeple bizler başta açlık grevinde olanların yaşam hakkının korunması ve açlık grevinin sonlandırılması için makul ve yasal mevzuata uygun taleplerinin kabulü ile tecridin kaldırılmasına, hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin son bulması için başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm ulusal ve uluslararası kamuoyu ve kurumları bu konuda duyarlı olmaya ve çözüm için derhal harekete geçmeye çağırıyoruz. “

PİRHA/İSTANBUL

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak