PİRHA- 17 Ekim Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü dolayısıyla İstanbul’da bir araya gelen kurum ve parti temsilcileri, mültecilerin yaşam hakkının ihlal edildiğini belirterek, yetkililere, “Türkiye, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ne koyduğu sınırlamayı kaldırmalı, zulümden kaçan herkese mültecilik statüsü tanınmalıdır. Avrupa devletleri, Türkiye’yi sınır bekçisi olarak tutma politikasına son vermeli ve kapılarını göçmenler için açmalıdır” çağrısında bulundu.
Haberin videosu;
17 Ekim Göçmenlerin Ulusötesi Mücadele Günü dolayısıyla, İstanbul’da Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi’nin çağrısıyla bir araya gelen sivil toplum örgütü ve siyasi partiler, Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde açıklama yaptı.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri ve çok sayıda kişi katıldığı açıklamayı okuyan Birlikte Yaşamak İstiyoruz İnsiyatifi üyesi Deniz Şensöz, dünyanın dört bir yanında binlerce kişinin mülteciler için sokağa çıktığını belirttti.
“HÜKÜMETLER GÖÇMENLER İÇİN 10 MİLYARLARCA DOLAR HARCANDIĞI YALANINI HER FIRSATTA TEKRARLAMAKTAN GERİ KALMIYORLAR”
Şensöz, Türkiye’nin yasal statüyü tanımamasından dolayı göçmenlerin ölüme sürüklendiğinin altını çizerek, şunları dile getirdi:
“AKP Hükümeti, bir yandan Suriye sınırına ördüğü duvarla yüz binlerce mülteciyi savaşın kaderine terk ederken, Batı sınırında Avrupa Birliği’nin sınır bekçiliğini üstlenerek Türkiye’deki mültecilerin iltica hakkını da engelliyor. Mülteciler, Avrupa Birliği (AB) ile pazarlıkta bir koz olarak kullanmaya devam ediyor. Ege Bölgesi’nde 17 bin mültecinin sınırı geçme girişimi durduruldu ve Yunanistan’ın geri ittiği 125 mülteciyi Türkiye sınır dışı etme kararı aldı. Irkçılığın yaygınlaşmasındaki asıl sorumlunun, hükümetin göçmenleri kendi kaderlerine terk eden ikiyüzlü politikaları olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Hükümet, Türkiye’de yaşayan milyonlarca göçmen ve mülteciye herhangi bir kalıcı yasal statü tanımayarak bu kesimlerin temel sosyal haklardan faydalanmasını engelleyerek onları kendi kaderlerine terk ediyor. Dahası, hükümet sözcüleri göçmenler için 10 milyarlarca dolar harcandığı yalanını her fırsatta tekrarlamaktan geri kalmıyorlar.”
“PANDEMİ SÜRECİ GÖÇMEN İŞÇİLER ÜZERİNDE DAHA DA BÜYÜK BİR YIKIM YARATMIŞ DURUMDA”
Şensöz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de yaşayan mülteciler ve göçmenler emek sömürüsünün en yoğun olduğu alanlarda çok daha düşük ücret karşılığında iş bulabilmekteler. Herhangi bir sosyal güvenceye sahip olmadan en riskli alanlarda çalışan göçmen işçilerden yüzlercesi her yıl iş cinayetlerine kurban gitmekteler. Pandemi süreci ise göçmen işçiler üzerinde daha da büyük bir yıkım yaratmış durumda. Kadın ve LGBTİ+ göçmenlerin ise göçmen oldukları için yaşadıkları cinsiyetçilik, ayrımcılık, sömürü ve maruz kaldıkları şiddet daha da arttığı halde görünmez kılınıyor, hepimizin bildiği Nadira Kadirova cinayetinde olduğu gibi üzeri örtülmeye çalışılıyor. Pandemi sürecinde artan ev içi erkek şiddetine karşı gerekli önlemler alınmıyor; aksine hükümetin İstanbul Sözleşmesini kaldırma girişimleri, cinsiyetçiliğin ve LGBTİ+ düşmanlığının bizzat iktidarın söylemleriyle körüklenmesi ve bu suçların cezasız bırakılması kadın ve LGBTİ+ göçmenlerin hayatlarını daha da korumasız hale getiriyor.”
“HİÇ KİMSE NEDENSİZ GÖÇMEZ, BÜTÜN SINIRLAR AÇILMALIDIR”
Dile getirdikleri sorunların, yalnızca Türkiye’ye özgü değil, pek çok ülkede göçmenler benzer sorunlarla karşı karşıya olduğunu söyleyen Şensöz, taleplerini şu şekilde sıraladı:
“-Savaştan kaçarak Türkiye sınırına sığınan göçmenler için sınırlar açılmalı, göçmenlerin yaşam ve sığınma hakkına saygı gösterilmelidir.
-Türkiye, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ne koyduğu sınırlamayı kaldırmalı, zulümden kaçan herkese mültecilik statüsü tanınmalıdır.
-Avrupa devletleri, Türkiye’yi sınır bekçisi olarak tutma politikasına son vermeli ve kapılarını göçmenler için açmalıdır.
-Göçmenleri Türkiye’ye hapseden AB-Türkiye arasındaki geri kabul anlaşması iptal edilmelidir.
-Göçmenlerin pazarlık aracı olarak kullanılmasına son verilmeli, hükümet göçmenleri güvensiz geçiş yollarına yönlendirmekten vazgeçmelidir.
-Tüm göçmenlerin beslenme, barınma, sağlık, eğitim, çalışma, serbest dolaşım ve yerleşim hakları tanınmalı, insani ihtiyaçları derhal karşılanmalıdır.
-Hiç kimse nedensiz göçmez, bütün sınırlar açılmalıdır.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.