PİRHA- Suruç Katliamı’n 5’inci yıl dönümü dolayısıyla 20 Temmuz’da Ankara’da yapmak istediği anmaya dönük gerçekleşen polis müdahalesine ilişkin Ankara’daki gençlik örgütleri açıklama yaptı. Gençler, “5 yıldır, Suruç için adalet mücadelesi veriyoruz. 5 yıldır ‘’Suruç için adalet, herkes için adalet’’ diyoruz, demeye de devam edeceğiz” ifadelerini kullandılar.
Ankara’daki gençlik örgütleri, Suruç katliamın 5’inci yıl dönümü dolayısıyla 20 Temmuz’da kentte yapmak istediği anmaya dönük gerçekleşen polis müdahalesine ilişkin basın toplantısı yaptı. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’nde yapılan açıklamaya Suruç Katliamında yaşamını yitiren 33 kişinin fotoğrafları açıldı.
Gençlik örgütleri adına açıklama yapan Doğa Emek Ünlü, Suruç Katliamı’nın 5. yıl anmasına polisin işkence ile saldırdığını ve 4 arkadaşlarının yüz felci, kırık, kas yırtılması vb. gibi şüpheler ile şehir hastanesine sevk edildiğini ifade ederek, şunları ifade etti:
“20 Temmuz günü Ankara’da Gama İş Merkezi önünde yaşanan polisin insanlık dışı müdahalesini teşhir ediyoruz. Karşılaştığımız öfkenin kaynağını iyi biliyoruz. Öfkelerinin kaynağı korkudur. Tahtlarının sallanmasının korkusudur. Korkuları Gezi’dir. Korkuları hep beraber bir ağızdan “Suruç için adalet, herkes için adalet” sloganını haykırmamızdır, inadımızdır, inancımızdır, kararlılığımızdır. 20 Temmuz günü bir daha gördük ki devletin bu denli vahşi saldırısı, katliamın faili olduğunun kanıtıdır. Korkuyorlar, korkmakta da haklılar, korkularını gerçeğe çevireceğiz. Buradan bir kez daha söylüyoruz; katliamların, Suruç’un, 33 arkadaşımızın hesabını soracağız.”
Ünlü, 20 Temmuz günü Güvenpark’ta okunamayan metni paylaştı. Metinde şunlar belirtildi:
“Bundan tam 5 yıl önce 20 Temmuz 2015’te Suruç’un Amara Kültür Merkezi’nde katil IŞİD çetelerinin canlı bomba saldırısıyla 33 devrimciyi, 33 yoldaşımızı kaybettik. ‘’Ha düştü ha düşecek’’ diye dört gözle beklenirken katil IŞİD çetelerine karşı halkların ve enternasyonalist devrimcilerin tarihi bir direniş ve zaferiyle özgürleşen Kobani’ye, ‘’Beraber Savunduk, Beraber İnşa Edeceğiz’’ diyerek yola çıkan 33 Düş yolcusu organize biçimde katledildi. Bu katliamla hedeflenen halklar arasında kurulan köprünün kendisiydi. Hazımsızlık; bu coğrafyada yaşayan halkların kardeşleşmesineydi. Tahammülsüzlük; Gezi Direnişinin çocuklarının Kobanili çocuklarla buluşmasınaydı. Onların kanla çizdikleri sınırlarına, halklar arasındaki barış ve dayanışma sınırsızlığıyla dayanan 33’ler; devlet eliyle, IŞİD işbirliği ile katledildi.
“KATİLLERİMİZİ İYİ TANIYORUZ”
Amed, Suruç, Ankara, Sultanahmet, Havalimanı, Reina, Antep…
Siyasi açmaz ve krizler içinde; Gezi’yle büyüyen, 7 Haziran’a yansımış direniş dalgasıyla sarsılan iktidarlarını korumak için baskı, zor, saldırganlık ve kan kaçınılmazdı. Kürt halkını inkar-imha politikalarının ve devrimci-demokratik hareketlere baskıların yanı sıra katliamlar serisi ile tüm toplumun üzerinde korku iklimi yaratılmaya çalışıldı. Bu direniş dalgasıyla kendi sonlarının geleceğine dair korkularını topluma yaymaya çalıştılar, korktukça saldırganlığı artırdılar. ‘’Öfkeli çocukları’’nı sahaya sürdüler. Katledildik, katlettiler. Kendi içlerinde çatlaklar ve ayrılıklar yaşayınca bugün dönüp 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 arasındaki tarihler için o zamanın defterleri açılırsa kimilerimiz insan yüzüne çıkamaz diyor, Davutoğlu. Bilin ki biz o defteri hiç kapatmadık ve o defterde ne yazıyor biliyoruz. Suruç’ta, Ankara’da nasıl organize ve planlı bir biçimde katledildik, biliyoruz. Ve katillerimizi iyi tanıyoruz.
“5 YILDIR ‘’SURUÇ İÇİN ADALET, HERKES İÇİN ADALET’’ DİYORUZ”
5 yıldır, Suruç için adalet mücadelesi veriyoruz. 5 yıldır “Suruç için adalet, herkes için adalet’’ diyoruz. Hrant Dink’ten Tahir Elçi’ye, Soma’dan Çorlu Tren Katliamı’na, Şule Çet’ten Hande Kader’e, Gezi şehitlerinden Sibel Ünli’ye, Roboski’den Ankara Katliamı’na, Beyazıt Katliamı’ndan Gülistan Doku’ya herkes için adalet talebini haykırıyoruz. Adaleti de; Suruç ilçe emniyet müdürüne 7500 tl ceza verdiğiniz, Berkin Elvan’ın katillerini akladığınız, kadın katillerine iyi hal indirimi verdiğiniz, Sivas’ta katledenleri salıverdiğiniz mahkemelerinizden beklemiyoruz. Berkin’i anan üniversite öğrencilerine tutuklama çıkardığınız; Suruç aile, avukat ve gazilerini ceza dosyalarıyla yıldırmaya çalıştığınız; göz göre göre Mustafa’yı, Helin’i ve İbrahim’i katleden devletinizden ve mahkemelerinizden bir beklentimiz yok.
“ADALET SOKAKTA KAZANILIR, KAZANACAĞIZ”
Adalet sokakta kazanılır, kazanacağız. Bu topraklarda kalpleri adalet için atan milyonlarız. Bugün adalet talebi; işçiler, emekçiler, kadınlar, LGBTİQ+’lar, gençler, doğa ve hayvanlar için en önemli talep haline gelmişken ‘’Herkes için Adalet’’ sloganını yükseltmeye daha güçlü devam edeceğiz. 5 yıldır kampüslerden, sokaklara ve meydanlara adalet mücadelemizi büyütüyoruz. 33 Düş yolcusunu anmak istediğimiz Suruç Katliamı’nın yıldönümlerinde karşımıza envanterlerinde baskı ve zor araçlarıyla çıkanlar karşılarında kol kola birlik, sıkılı yumruk, kararlılık ve hesap sorma bilincini buldular. Bugün, dünden farklı değil. ‘’Katillerden hesabı gençlik soracak’’ sözü de yalnızca bir slogan değil. Unutmayacağız ve affetmeyeceğiz. Suruç’un hesabını soracağız.”
“SURUÇ DİRENİŞTİR”
Polis şiddeti sonucu yüzünde geçici felçlik oluşan Şamil Parlak ise, şunları ifade etti:
“Sesimizi duyuran basın emekçilerine, saldırı günü yanımızda bulunan HDP Milletvekili Hüseyin Kaçmaz’a dayanışmaları için teşekkür ediyoruz. Güvenpark’a çıkarken polisin karşımıza çıkacağını biliyorduk ve 5 yıl önce yoldaşlarımıza ne yaptılarsa bize de aynı şeyi yapacaklarını. İşkence ile gözaltına alındıktan sonra polis otobüslerinde 40’ar kişi halinde sıcak havaya rağmen maskesiz uzun bir süre bekletildik. Polis saldırısı ve işkencesi serbest bırakılana kadar devam etti. Ankara’da uzun zamandır polis, şiddet ve işkence ile her türlü etkinliği engellemeye çalışıyor. Biz de Suruç kampanyasını örgütlerken bunu göz önünde bulundurarak bu tavrı değiştirmek için Güvenpark’a çıktık. Bizim anmanın 5’inci yılında sokağa çıkabilmemiz, 5 yıl önce yaşamını yitiren yoldaşlarımızın iradesi ile ortaya çıktı. 33 düş yolcusu Kobani’ye gittiler, Kobani’de direniş vardı, 33 düş yolcusu da bize direnişi miras bıraktılar. Biz de bu direnişi devam ettiriyoruz. Ne yaparlarsa yapsınlar biz direnmeye sokağa çıkmaya örgütlenmeye devam edeceğiz. Suruç direniştir.”
İHD Genel Sekreteri Osman İşçi de, yaşananları “Son 5 yılda yaşanan hak ihlallerinin dönüm noktası” şeklinde nitelendirdi. “5 yıl boyunca çok fazla hak ihlali yaşandı” diyen İşçi, “İfade özgürlüğü ortadan kalktı, bunu uygulayanlar da cezasızlık ile ödüllendirildi. Ciddi bir şekilde soruşturması yapılmayan katliamın anmasına da saldırılar oldu her yerde. İHD olarak şiddet uygulayan kolluk güçlerinin cezalandırılması için konunun takipçisi olacağız” dedi.
Gençlik örgütleri, yaşadıkları polis şiddetine yönelik suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.