PİRHA – Esenler Ana Fatma Cemevi, 2 Temmuz Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı.
Esenler Ana Fatma Cemevi, ‘Sivas’ın ışığı sönmeyecek, Sivas’ı unutma unutturma’ şiarıyla Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenleri andı.
Esenler 4 Yol Meydanı’nda bir araya gelen kitle ‘Sivas’ın ışı sönmeyecek’ pankartı açtı.
Yapılan açıklamada, “Yıl 1993, günlerden 2 Temmuz. Pir Sultan Abdal’ı anma etkinliklerinin 2. günüydü. Cuma namazından sonra camiden çıkan gerici yobazlar anmanın yapıldığı yer olan Kültür Merkezi’ne doğru ‘Yaşasın Şeriat’ , ‘Sivas Aziz’e mezar olacak.’ sloganları eşliğinde ilerleyerek orada bulunan halka saldırdılar. Ayrıca Pir Sultan Abdal heykelini de parçalayarak yerlerde sürüklediler. Daha sonra gittikçe inanılmaz bir şekilde çoğalan faşist güruh şehir dışından Pir Sultan Abdal’ı anmak için gelen aydınların kaldığı Sivas Madımak Oteli’ne yöneldiler. Bu katiller daha önceden burada bulunan kaldırım taşlarını Madımak Oteli’ne fırlatıyorlardı. Tıpkı asırlar önce Pir Sultan Abdal’ı taşladıkları gibi. Zaten ellerinde hazır bulunan benzin bidonlarıyla birlikte Madımak Oteli’ne doğru yürüyen katliamcı güruh oteli ateşe verdi” denildi.
Açıklama şöyle devam etti:
“SİVAS’TA YANAN SEMAHLARIMIZ, DEYİŞLERİMİZDİ”
“Dava sürecinde ise, bazı sanıklar yurtdışına kaçmış ve hâlâ yakalanmamıştır. Kırmızı bültenle aranan dönemin Sivas Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak 2011 yılında Sivas’ da öldüğü ortaya çıkmıştır. Yine 2011 yılında Sivas katliamının firari sanığı Vahit Kaynar’ın Polonya’da yakalandıktan sonra kefaletle serbest bırakılmasının ardından dava duruşmalarına gelmediği ve Almanya’ya döndüğü ortaya çıkmıştır. Sanıklara verilen idam cezaları uygulanmamıştır. Diğer sanıklara verilen verilen 3-5 yıllık cezalar Alevi toplumunun kanayan yarasını sarmamıştır. Bu kadar örgütlü planlı programlı yapılan bu katliama dönemin DGM Başsavcısı Nusret Demiral ‘ Olayda örgüt yok, tahrik var.’ demiştir. İddianamede ise, bu katilleri Aziz Nesin’in galeyana getirdiği söylenerek cezalar hafifletilmeye çalışılmıştır. Sivas Katliamı’yla Aziz Nesin’in bir alakası yoktur. Bilime, ilericiliğe, demokrasiye karşı olan yobazların gerçekleştirdiği katliamdır, Sivas Katliamı. Orada yanan deyişlerimizdi, orada yanan semahlarımızdı. Bizler deyişlerimizi söylemeye, semahlarımızı dönmeye devam edeceğiz.
“PİR SULTANLARIN, İMAM HÜSEYİNLERİN İZİNDEN GİTMEYE DEVAM EDECEĞİZ”
Alevi halkı, Kerbela’dan günümüze kadar sürekli katledilmiş, yok sayılmış ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılmıştır. Bugün hâlâ Alevi halkının evleri işaretlenmektedir, Alevi halkının ibadethanesi olan cemevlerine saldırı düzenlenmektedir. Katliamlar Alevi halkının asla kabuk bağlamayacak bir yarasıdır. Bizler bu katliamlara, asimilasyon politikalarına ve yok sayılmaya asla boyun eğmeyeceğiz. Buradan Sivas Katliamı nezdinde Dersim, Muğla- Ortaca, Malatya, Çorum, Maraş ve Gazi Katliamları’nda şehit düşen canlarımızı saygıyla anıyoruz. İmam Hüseyinlerin, Pir Sultanların, Seyyid Nesimilerin, Fazlıların, Hallac-ı Mansurların, Baba İshakların, Şah Velilerin, Baba Zünnunların, Şah Kalender Çelebilerin, Hamdullah Çelebilerin izinden gitmeye devam edeceğiz.
“MADIMAK UTANÇ MÜZESİ OLMALIDIR”
Bugün Bilim ve Kültür Merkezi olarak kullanılan Madımak Oteli Utanç Müzesi olmalıdır. Firarda olan katiller için gerekli çalışmalar başlatılıp yakalanması sağlanmalıdır. Zaman aşımına uğrayan Sivas Katliamı Dosyası tekrar açılmalıdır. Kültür Merkezi’nde anı köşesine şehit düşen canlarımızın isminin bulunduğu listeye katillerin isimleri de yazılmıştır. Bu isimler listeden çıkartılmalıdır.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.