PİRHA- HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, “Yezit, aynı zamanda, bir İslam halifesidir. Yani ‘Yezit’e lanet’ derken kimi lanetlediğimizi de bilelim. Diyanetin sahiplendiği, uyguladığı İslam Muaviye İslam’ıdır; bunun adını da çok net koyalım.” dedi.
HABERİN VİDEOSU
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu meclisteki genel kurul konuşmasında, 10 Ekim Ankara Gar katliamına, Diyanete, Suriye’de başlatılan operasyona, Alevilere ve çevre sorunlarına ilişkin konuştu.
10 Ekim Ankara Gar katliamı sırasında orada bulunduğunu söyleyen Kenanoğlu, “Nasıl acılar yaşandığını, neler yaşandığını yakından bilen ve iki gün boyunca da Adli Tıpta görev yapan birisiyim. Dolayısıyla orada yaşanılan ve poşetlerle gelen cesetlerin ve o ailelerin yaşadıklarının tarifi mümkün değil. Bütün acılı ailelerin acısını paylaştığımızı ve yaşamını yitiren canları da saygıyla andığımızı ifade ediyor ve katliamcıları da lanetliyorum.” dedi.
MUAVİYE İSLAMI
Konuşmasına şöyle devam etti:
“Bu katliamı IŞİD’in düzenlediği artık tartışılmaz bir gerçek ama netice itibarıyla IŞİD militanları, kilometrelerce uzaktan elini kolunu sallayarak hiçbir arama noktasına uğramadan -hani siz bir ilden başka bir ile giderken kaç kez aracınız durduruluyor ve arama noktalarında aranıyorsunuz gerek trafik polislerince gerekse asayiş güvenlik görevlilerince- Antep’ten yola çıkıyorlar Ankara’ya kadar geliyorlar hiçbir aramaya tabi tutulmadan ve Ankara’da da elini kolunu sallayarak garın orada kendileri patlatarak 103 canımızın katledilmesine, 500 insanımızın da yaralanmasına neden oluyorlar. Bunları gündeme getirdiğimizde de konu başka türlü tartışılıyor. 10 Ekim 680, aynı zamanda Hazreti Hüseyin’in Kerbela’da katledildiği bir gün. Hazreti Hüseyin’i katleden zihniyet siyasal İslamcıların atası olan Muaviye ve Muaviye’nin sistemini yürüten oğlu Yezit’tir. Bir kere bunu çok net bir tanımlayalım, yani Yezit’in kim olduğunu bilelim. Yezit, aynı zamanda, bir İslam halifesidir; bunu da bilelim. Yani ‘Yezit’e lanet’ derken kimi lanetlediğimizi de bilelim. Hazreti Hüseyin Kerbela’da Muaviye İslamı’nı reddetmiş birisidir ve orada çok meşhur bir sözü vardır. Atasının İslam’ını, babasının, dedesinin İslam’ını değiştirenlere, onu siyasallaştırıp bir yönetim tarzı olarak ortaya koyanlara karşı o İslam’la vedalaşmak gerektiğini söyleyen, Muaviye İslam’ını o anlamıyla reddeden birisidir. Muaviye İslamı şu anda Diyanetin İslamıdır. Diyanetin sahiplendiği, uyguladığı İslam Muaviye İslam’ıdır; bunun adını da çok net koyalım.”
“ROJAVA AYNI ZAMANDA ALEVİ BÖLGESİDİR”
Suriye’ye yönelik operasyona da değinen Kenanoğlu, “Suriye’den, Rojava’dan, buradaki savaştan ve Kürtlere yönelik hedeften bahsediliyor, ben başka bir boyutuna dikkat çekmek istiyorum. Evet, orada Kürtlerin siyasal statüsüne yönelik bir saldırı var ama Rojava bölgesi, aynı zamanda bir Alevi yerleşim bölgesidir.” dedi.
Afrin’de Alevilerin yoğunluklu yaşadığına değinen Kenanoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de Aleviler okul müdürü bile olamazken bu meclisin 7 bin 800 tane personeli içerisinde bir elin parmakları, iki elin parmakları kadar Alevi çalışan kalmadığı bir yerde Afrin’de kantonun eş başkanı bir Alevi idi. Peki, ne oldu? Buraya gittiniz, burayı ÖSO çetelerine teslim ettiniz; o bölgede, Afrin bölgesinin dağlarında, köylerinde yaşayan Alevilerin dağlarını, taşlarını, ormanlarını talan ettiler onlar ve burada İYİ PARTİ’nin ve CHP’nin Balıkesir milletvekili bu kürsüden söyledi. 50 bin ton zeytin türevi çalındı ve bunlar Türkiye üzerinden yurt dışına satıldı. Bir kısım zeytin ağaçları yakıldı. Bu insanların yurtları böyle talan edildi, oradaki Alevilerin yurtları böyle talan edildi. Şimdi, siz Türkiye’de Alevilere yaşam hakkı vermeyeceksiniz ama gidip Suriye’de Alevileri koruyacaksınız, öyle mi? Bırakın bu işleri ya kimse size inanmaz bu konuda. Şimdi, bu anlamıyla samimi olun.”
“TOPRAĞIMIZI, SUYUMUZU YOK EDİYORLAR”
Kenanoğlu ayrıca Türkiye’de yapılmak istenen enerji santrallerine değindi ve bunların getireceği zararların ortadan kaldırılmasını talep etti:
“JES’ler konusunda şunu söyleyeyim: Jeotermal enerji santralleri, atom enerji santralleri, hidroelektrik santralleri bizim toprağımızı, suyumuzu, dağımızı, taşımızı, ormanımızı yok ediyor. Vatanseverlik sizin siyasi hedeflerinize evet demek değildir. Vatanseverlik bu vatanın dağına, taşına, toprağına, suyuna sahip çıkmak demektir ve biz de bu anlamıyla Cumhuriyet Halk Partisi’nin verdiği önergeyi gönlümüzün rahatlığıyla, içimiz yanmadan çok rahatlıkla evet diyoruz ve bunun araştırılmasını talep ediyoruz ve bunun neticesinde buranın getireceği, bu uygulamanın getireceği zararların da ortadan kaldırılmasını talep ediyoruz, destekliyoruz.”
(HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.