PİRHA- TSİP Genel Başkanı Turgut Koçak, İstanbul seçimine ilişkin PİRHA’ya konuştu. Koçak, “Biz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak İstanbul’da hesaplaşılması gerektiğini düşünen bir partiydik. Fakat demeden oyların doğrudan İmamoğlu’na verilmesini kesinlikle açık bir dille anlattık.” ifadelerini kullandı.
Yenilenen İstanbul seçimine ilişkin PİRHA’ya aktarımlarda bulunan Türkiye Sosyalist İşçi Partisi Genel Başkanı Turgut Koçak, “İptal edilen İstanbul seçimlerini anlamlı bir şekilde değerlendirmek için, 31 Mart’ta yapılan seçimlere de bakmak gerekir. Biz 31 Mart’ta yapılan seçimlerde sahadaydık. Biz şunu net bir şekilde gördük. AKP’ye oy veren yurttaşların bile AKP’den ve AKP’nin en tepesindeki insandan neredeyse nefret eder boyutuna geldiklerini, net bir şekilde gördük. Onların sözlerini burada diyemeyeceğim. Ama buna rağmen bazıları oylarını gittiler AKP’ye verdiler. Biz çözülmeyi daha o zaman gördük, bir şey daha gerçekleşti. Tabi bu seçimlerde bir tarafta dinci, gerici, faşist diktatörlük kurmak isteyen bir cumhur ittifakı vardı, diğer tarafta cumhur ittifakının yaptıklarından zarar gören, özgürlüklerini yitiren, işini yitiren, aşını yitiren milyonlar. Böyle bir gerçeğin tam da ortasında yapılmıştı bu seçim. Bu seçimleri İmamoğlu’nun kazanmasına rağmen iptal edilince, işin rengi yine hepimizin bildiği gibi çok daha net bir şekilde de değişti” ifadelerini kullandı.
“YSK’NİN ALDIĞI KARAR HUKUKİ DEĞİL”
“Zaten insanlar dinci, gerici, faşist bir sistemle hesaplaşma noktasındaydı. Onların eylemlilikleri ve coşkuları onlarla boy ölçüşmek için bir kez daha artmış oldu. YSK’nın almış olduğu kararın hukuki yanlarını şu ya da bu şekilde değerlendirmeye bile gerek görmüyorum. Çünkü hukukla uzaktan yakından bir ilgisi yok. Ve tam da o dönemden son 23 Haziran seçimlerine kadar ülkede tartışılan, konuşulan AKP yöneticilerinin ettikleri sözlere de baktığımız zaman, işi hangi boyutlara getirildiğini de net bir şekilde gördük” diye konuşan Koçak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dolayısıyla biz Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak İstanbul’da hesaplaşılması gerektiğini düşünen bir partiydik. Öyle demeden, böyle demeden, ama demeden, fakat demeden oyların doğrudan İmamoğlu’na verilmesini kesinlikle açık bir dille dile getirdik. Buna rağmen bazı kesimlerden şöyle düşünceler gelmedi değil. “Biz sosyalistiz, komünistiz o zaman bağımsız bir çizgi izleyeceğiz, seçimlere ya katılmayacağız ya da boykot edeceğiz” gibi sözler de gelmedi değil. Ben bunu anlamlı bulmam. Neden anlamlı bulmam? Eğer bizim gücümüz sistemin bizim önümüze koyduğu sandıkları tekmeleyip devirmeye gücümüz yetmiyor ise boykotun bir anlamı yoktur.”
“SEÇİMLERDE SONUÇ ALINMASINDA HDP ETKİLİ OLMUŞTUR”
Koçak, İstanbul seçiminde HDP’nin rolüne ilişkin şöyle konuştu:
“Buradan yola çıkarak, İstanbul seçimlerinde gücünü gösteren demokrasi güçleri anlamlı bir birlikteliği kendi içlerinde sağlamış ve seçimlere gitmemiş iseler de, sessiz bir şekilde bu büyük ölçüde sağlanmıştır. Burada seçimlerin sonucunu belirlemede HDP’ yi asla göz ardı etmemek lazım. Bence HDP’nin çıkışı, davranışları, tabanına seslenişi bu konuda sonucun alınması açısından oldukça yararlı oldu. Şimdi bazıları seçimin kazanılacağını düşünüyordu bu kazanmanın da işte 50-60 bin civarında bir farkla kazanılacağını düşünüyordu. Ama bizim partimizin genel sekreteri arkadaşımız bu konuda rakamda verdi. Önce şöyle dedi, hem de seçimden bir gün önce. 775.000 oy farkıyla seçim kazanılacak. Sonra arkadaşlar olur mu ya nereden çıkarıyorsun falan diye yazınca bu kez 777.000 oy farkıyla kazanacak dedi. Daha da böyle tepkiler gelince 1 milyona fark yaklaşacak göreceksiniz dedi. Yani gerçekten de biz sahada halkın tepkilerini yakından izleyen kesimler olarak bu farkın olacağını zaten biz gördük.”
“SEÇİMLERDEKİ SONUÇ DEMOKRASİ GÜÇLERİNİN ORTAK KAZANIMIDIR”
“Sadece ve sadece başka oyunlar düşünülebilir, tezgahlanabilir diye düşünüyor idik. Ama havanın da başka oyunlar tezgâhlanması için uygun olmadığını da gördük. Yani sonuçta ne oldu? Seçimler oldu şimdiye kadar olan seçimlerde gecenin geç saatlerine kadar açıklanmamasına karşın, daha saat 19:30 bile olmadan Binali Yıldırım rakibinin kazandığını, kendisini kutladığını söyledi. Demek ki neymiş? Demokrasi güçleri birlikte davranır iseler zafer kazanılırmış. Ayrıca eğer seçime girenlerin kendi oylarına sahip çıkmaları da sağlıklı bir şekilde yapılır ise, sahada hile yapılamazmış, seçim sonuçları da böyle bir şekilde bitermiş. İnsanlar bunu da gördü” diyen Koçak, seçimin demokrasi güçlerinin ortak kazanımı olduğu şöyle dile getirdi:
“Dolayısıyla bu saatten sonra bir şöyle bir şey demiyoruz. İmamoğlu geldi, bütün sorunları çözülecek, ülkede demokrasi oturacak böyle demiyoruz. Ama bunu bir kazanım olarak görüyoruz. Demokrasi güçlerinin bir kazanımı olarak görüyoruz. Dolayısıyla biz sosyalistler olarak tabii ki işimize devam edeceğiz, tabii ki sorunu emek sermaye çelişkisi bazında çözüleceğini söylüyoruz. Ama bu şu demek değildir. Hayat ağacı yeşildir, kuram ağacı gridir. Eğer hayat ağacına aksi gelen bir davranışla devrimci mücadeleyi sürdürür isen hayat ağacınız sana yanıtı, seni bu mücadelenin dışında bırakmasıdır. Dolayısıyla Türkiye Sosyalist işçi Partisi olarak kendine siyaseten öğreti sel olarak güvenen bir partiyiz. İmamoğlu’nu desteklemek bizim komünistliğimiz konusunda bize herhangi bir kayıp getirmez.”
“CUMHUR İTTİFAKININ ÇÖKÜŞÜ, YAKINDIR”
Koçak, “Ne yaptığınızı biliyoruz, nerede duracağımızı biliyoruz, nereye yürüdüğümüzü biliyoruz. Dolayısıyla bu seçimler bence Türkiye gerçeğinde yeni bir çığırın açılmasına gelmiş dayanmıştır. Bakın yakın bir zamanda göreceğiz. Cumhur ittifakı çözülecektir, AKP’nin bundan sonra yapacağı hiçbir şey yoktur. Buradan bir tehlikeye işaret etmek isterim. Sermaye kesimleri de bu konuda dayatmalar da bulunuyor geniş bir koalisyon isteği. Yani bu geniş koalisyon isteğini de televizyondan izliyoruz. İnsanlar şöyle ifade ediyorlar. Artık herkes kucaklaşmalıdır, herkes şunu yapmalıdır, herkes bunu yapmalıdır, diye yorumlar olduğuna tanık oluyoruz. Evet, kucaklaşmak gerektiğini biz de savunuyoruz. Ama bu kucaklaşmanın kiminle yapılacağı çok ama çok önemlidir Türkiye’de yapılan seçimleri değerlendirirken bir tarafta Binali Yıldırım, bir tarafta sisi var diyenlerin, gerçeği ile bizlerin gerçekleri asla örtüşmez. Dolayısıyla Türkiye’ye bugüne kadar gelenler proje olarak gelmişler, geldikleri gibi de gidecekler. Dolayısıyla onlar 2023 yılını kendileri için çok önemli bir milat sayıyor idiler, 2023 yılına da varamayacaklar” dedi.
“BÜYÜK KOALİSYON SÖYLEMİ AKP’NİN KURTARILMA PROJESİDİR”
“Benim son söyleyeceğim şudur. Niye ben büyük koalisyon lafına kanılmamalıdır onun üzerinde durmak istiyorum. Büyük koalisyondan istenilen şey şudur. Bugün ki AKP yönetiminin de kurtarılmasıdır. Bugün ki AKP yönetimi Türkiye’de yaptıklarına baktığımız zaman ekonomik olarak, sosyal olarak, eğitimde olarak Türkiye’yi öyle bir öyle bir geri noktaya getirmiş, çakmıştır ki bu koalisyon aynı zamanda şu anlama gelecektir. Bu çakılan politik çizginin büyük koalisyonda devamı anlamına da gelecektir” diyerek aktarımlarda bulunan Koçak, sözlerini şöyle tamamladı:
“Dolayısıyla bu tehlikeye biz döne, döne işaret ediyoruz. “Gitmeleri gerekenler gitmeli” dipten gelen bu dalga, sönümlenmeden kıyılara çarpıp sermaye sistemine dağıtacak bir yöne evrilmelidir diyor, teşekkür ediyorum.”
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.