PİRHA- Zorunlu din dersine karı başlattığı hukuk mücadelesini kazanan Halil Konaklı, “Sadece Alevilerle ilgili bir sorun olduğunu düşünmüyorum bu konunun. Aslında bu çocuk hakları ihlali. Alevilerin ya da diğer inanç gruplarının düşüncesine, inançlarına karışmaktan ya da kendi inançlarını dikte etmekten ziyade aslında temel bir insan hakkı sorunu” dedi.
Halil Konaklı, İstanbul Beylikdüzü’nde bulunan Bizimkent ilkokul 4’üncü sınıfına giden çocuğunun zorunlu din dersine girmemesi için hukuk mücadelesi başlatmıştı. Okul açıldıktan hemen sonra okula ve milli eğitim müdürlüğüne dilekçe veren Konaklı, ikisinden de olumsuz yanıt gelmesinden sonra İdare Mahkemesi’ne yürütmeyi durdurma davası açmıştı.
Geçtiğimiz günlerde hukuk mücadelesini kazanan Konaklı, mahkeme sürecinde yaşadıklarını anlattı.
BUGÜNDEN KAZANIMLAR ELDE ETMEK LAZIM
“Ortada devletin uyguladığı zorunlu din dersi denen bir ‘zorbalık’ var ve buna bir şekilde boyun eğmemiz gerekiyor.’ Zorunlu din dersi kaldırılsın’ diyenler, mahkeme kararlarını örnek gösterip eylemler yapanlar çok yalnız, dava açan insanlar nedense az” diyen Konaklı, bugünden mücadele edip kazanımlar elde etmek gerektiğini düşünerek böyle bir mücadeleye girdiğini kaydetti.
MAHKEME SÜRECİ AĞIR İLERLEDİ
Mücadelesine ilk olarak çocuğunun okuduğu okula ve ilçe milli eğitim müdürlüğüne dilekçe verdiğini bunun sonucunda da olumsuz yanıt aldıklarını belirten Konaklı, Bölge İdare Mahkemesine yürütmeyi durdurma davası açtıklarını söyledi. Normal koşullarda idare mahkemesinin 2 ay içerisinde yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerektiğini ancak mahkemenin bu kararı vermediğini ifade eden Konaklı, sürecin sürüncemeli ilerlediğine vurgu yaparak şunları kaydetti:
“Ben işin uzadığını gördüğüm anda müdahale etme gereği hissettim ve dilekçe verdim İdare Mahkemesi’ne. ‘Süreç neden uzuyor bir an önce karar verin?’ dedim. Hemen ertesi sefer bana yazı geldi. ‘Davalının yani İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün savunmasını bekliyoruz’ denildi. Bir ay geçti, iki ay geçti savunma gelmedi. Milli Eğitim Müdürlüğü savunma yapmadı, yapma gereği duymadı ya da diyeceği bir şey yok bu konuda. Benim düşüncem bu yönde diyeceği bir şey yok ya da umursamıyor. ‘Güç, nasıl olsa devlet, her şey bizim elimizde her şeyi yaparız. Bize kimse bir şey yapamaz, istediğimizi uygularız’ mantığı vardı biraz. Tekrar dilekçe verdik ve tekrar aynı cevap geldi. Süreç böyle uzadı daha sonra ara karar geldi. Bize ret kararı verdiler biz de bir üst mahkemeye taşıdık. Bir üst mahkemeden de ret cevabı gelince tekrardan 12. İdare Mahkemesi’ne döndü. Orası sürdürecekti davayı. Tabi bu arada Milli Eğitim de hemen bize bir yazı yazdı ‘davayı kaybettiniz’ diye. Ama bu Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ne kadar bu konularda hazırlıksız ya da umursamaz olduğunu gösteriyor. Çünkü onlara ve bize de gelen yazı davanın bittiği değil sadece yürütmeyi durdurma talebinin reddedildiğine dair bir yazıydı.”
Dava sürecinin bittiğini Mayıs sonu Haziran başı gibi öğrendiklerini dile getiren Konaklı, evrakı incelediğinde mahkeme sürecinin Mart ayının sonunda bittiğini fark ettiğini ve davayı kazandıklarını ekledi.
Kazandıkları dava sonucunda çocuğunun bundan sonraki tüm eğitim hayatı boyunca din dersinden muaf olduğunu belirten Konaklı, “Çocuğum ilkokulu bitirdi şu an ortaokula geçti. Bakalım yazılacağı okul bu konuda nasıl bir tavır sergileyecek ayak direyecek mi, uygulayacak mı ya da ‘bize böyle bir yazı gelmedi Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından, yönetmelik çıkmadı, genelge yok’ vs. diyebilirler. Onu da yaşadığımız süreçte göreceğiz. Ona göre de mücadele şeklimizi belirleyeceğiz” dedi.
DİN DERSİNE KARŞI DAVA AÇMAK ZORUNLU OLMALI
Bugüne kadar zorunlu din dersine karşı verilen mücadelenin yeterli olmadığına dikkat çeken Konaklı, Alevi derneklerinin yönetimine ve üyelerine okuyan çocukları varsa eğer din dersine karşı dava açmanın zorunlu olması gerektiğini kaydetti.
ÇOCUK HAKKI İHLALİ
Bu sorunun sadece Alevilerle ilgili olmadığını da belirten Konaklı, “Aslında bu, çocuk hakları ihlali. Alevilerin ya da diğer inanç gruplarının düşüncesine, inançlarına karışmaktan ya da kendi inançlarını dikte etmekten ziyade aslında temel bir insan hakkı sorunu” dedi.
HAYATI YAŞADIĞIMIZ ANDA DEĞİŞTİRMEK LAZIM
Henüz soyut düşünceyi algılayamamış çocuklara zorunlu din dersi vermenin onlarda travmalar yaratacağını ve buna kimsenin hakkı olmadığını dile getiren Konaklı, “Bence bu sorun herkesin sorunu. Zorunlu din dersi sadece Aleviler için değil herkes için kaldırılmalı. Din sadece özel hayatta olmalı bence. Ama eğitim hayatında düşündüğümüz zaman bütün kesimler bütün çocuklar için zorunlu olmaktan kaldırılmalı hatta tamamen kaldırılmalı. Yani ‘gelecek güzel günler olacak bunun adına devrim mi derler ne derler, işte ondan sonra her şey düzelecek ya da bu hükümet gidecek daha demokratik bir hükümet gelecek. Ondan sonra her şey düzelecek’ gibi bakmamak lazım. Bütün kazanımları günümüzde yapmak lazım. Yani hayatı bugünden yaşadığımız anda değiştirmek lazım. Zaten davayı açmamın nedenlerinden biri de hiçbir şeyi gelecek güzel günlere bırakmamak, şimdiden yaşamak” diye konuştu.
Suay ABAK/İSTANBUL
Yoruma kapalı.