PİRHA – Yası Muharrem ile ilgili açıklamalarda bulunan Seyit Sabun Ocağı Analarından Zehra İncesu, “Kerbela hala devam ediyor.Yezidi ve Nemrudi zihniyetin karşısında biz kadınlar olarak mücadelemizi sürdürmeye, Hüseyni duruşu ve Zeynep Ana duruşunu sergilemeye devam edeceğiz. Böyle ant ettik” dedi.
Alevilerin matem ayı olarak bilinen Muharrem ayı bütün Aleviler için yas ayıdır. Kurban Bayramı’ndan 20 gün sonra başlayan Muharrem ayı, 680’de Kerbela’da Yezit tarafından katledilen İmam Hüseyin ve 71 kişi için tutulan oruç aslında bir yas ibadetidir ve İmam Hüseyin şahsında bütün mazlumlara adanır. Yası Muharrem günleri vesilesi ile Seyit Sabun Ocağı Analarından Zehra İncesu PİRHA’ya açıklamalarda bulundu.
Aleviler için kutsal olan Muharrem ayı içerisindeyiz. Bu ayda Aleviler yas orucu tutuyorlar. Yas-ı Muharrem ile ilgili genel düşüncelerinizi kısaca anlatır mısınız?
Yüreklerimiz yanıyor. Ben bir kadın olarak onların Kerbela’da yaşadıklarını düşündükçe yüreğim sızlıyor. Kendimi tutamıyorum. Elimde değil. Yani o canlar Kerbela’da şehit edilirken onların yanındaki kadın analarımızın feryat figanları çok derinden etkileyici. Çok zor şartlarda yaşadılar. Zalimin zulmüne karşı gelmek için direndiler, mücadele ettiler, çok çaba sarf ettiler ama katledildiler sonuçta. Her zaman için zalim zalimliğini yapıyor. Bugün yaşamış olduğumuz koşullarda hala Kerbela’yı yaşamıyor değiliz, yaşıyoruz. Maraş, Çorum, Sivas, Suruç, Roboski’de yaşanalar hala Kerbela’dır. İnsanları katlettiler bile bile. Kerbela hala devam ediyor. Biz kadınlar olarak mücadelemizi, Hüseyni duruşu, Zeynep Ana duruşunu, Yezidi ve Nemrudi zihniyet karşısında sürdürmeye devam edeceğiz. Böyle ant ettik.
Kerbela’da bir Hüseyni duruş vardı. Bugün de Kerbela’ların var olduğundan bahsettiniz. Bugün de Hüseyni duruş devam ediyor diyebilir miyiz?
Devam ediyor desek yanlış olur. Yezid’in karşısında toplum suskun durumda şu anda. Karşı duran kesim var. Yok değil. Varız ama azınlıkta olduğumuz için bir şeyler yapamıyoruz. Bunun için çalışmak lazım.
Ana Fatma ve Masum-u paklar orucu da var Muharrem’den önce tutuluyor. Ana Fatma kadınlar için, Masum-u paklar çocuklar için tutulan oruçlardır. Bunları nasıl değerlendirirsiniz?
Fatma Ana İmam Hüseyin’in annesi, Kerbela’da yaşanacakları biliyordu aslında. Daha çocukları doğmadan Kerbela’da yaşanacakları bildiği için Fatma Anamız, çocukları doğduğundan bugüne Fatma Ana’nın orucunu tutuyor. Biz Aleviler de Fatma ananın orucunu tutuyor. Fatma Ananın tutmuş olduğu oruçları onun niyetine devam ettiriyoruz.
Zeynep Ana Kerbela’dan sağ kurtulduğunda gittiği yerlerde Kerbela’da yaşanan katliamı anlatıyor ve o söylemler bugüne kadar geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zeynep Ana’nın duruşu çok önemli bir duruş. Zeynep Ana’nın duruşunu Yezid’in ve Nemrut’un karşısında şu anda kadınlar devam ettiriyorsa, bu elde ettikleri özgürlük mücadelelerinin en büyük sebeplerinden birisi Zeynep Anamızdır. Bunu üzerine basa basa söylüyorum, şu andaki dik duruşlu kadınlarımızın erkek egemen toplumun içerisinde kadınların dik duruşunun sebebi Zeynep Anamızdır. Kubbe-i rahman kadındır diyoruz. Aslında biz kadını toplum olarak çok önemsiyoruz. Biz Kızılbaşlar çok daha farklı bakıyoruz. Zeynep Anamızın o duruşu, Zeynep Anamızın o katliamdan sonraki Yezid’e karşı verdiği mücadele, söylemleriyle, yiğit duruşuyla, Hüseyni duruş şekliyle Zeynep Anamız yiğitçe bir mücadele vermiştir. Zeynep Ananın duruşunu sergilemek için çaba sarf ediyoruz ama ne kadar sergileyebiliriz, ne kadar sergileyemeyiz orasını bilemiyorum.
Alevilik inancında Muharrem ayında yapılan ve yapılamayan şeyler vardır, yasaklanan şeyler vardır. Bunlar nelerdir, biraz bahsedebilir misiniz?
Toplum olarak yapılamaması gereken şeyleri önemsiyoruz. Banyo yapmıyoruz, aynaya bakmıyoruz, su içmiyoruz, yemeklerimiz yaparken soğanın başını asla kesmiyor, bıçak bile kullanmıyoruz. Mümkün olduğunca bıçak kullanmadan elle yapabileceğimiz yemekler yapıyoruz. Annelerimizden böyle gördük. Bundan sonra da bunu çocuklarımıza böyle öğretmeye devam edeceğiz.
Bıçak kullanmıyoruz, su içmiyoruz dediniz. Bunları niçin kullanılmıyor acaba?
Bıçak kullanmıyoruz, İmam Hüseyin’i bıçakla katlettiler, başını kestiler. Başını bedeninden ayırdılaro yüzden bıçak kullanmıyoruz. Suyu da daha bebek çocuklarımız bile ‘Su su’ diye inlerken su vermedikleri için, susuz Hakk’a yürüdükleri için su içmiyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Bizim için yıllardır dilden dile gelen yolumuzu şu anda Alevi toplumu içinde bilmeyen canlarımız var. Bunun için gerçekten çok üzülüyorum. Ama ne yapabiliriz; biz kadınlar çocuklarımızı yetiştirirken yolumuzu çocuklarımıza öğretelim. Bu yolumuzun devam için, bizim için gelecek nesiller için çok önemli. Benim 15 yaşında bir kızım var. Ben evime girerken eşiğine niyaz olarak girdiğimde kızım ‘Anne sen ne yapıyorsun?’ dedi. ‘Kızım’ dedim ‘Annemler böyle yapıyorlardı. Biz eşiğe niyaz oluyoruz. Biz evden çıktığımız zaman evin sahibi var. O yüzden eşiğe niyaz olup gidiyoruz’ dedim.
Nesillerimizi anneler yetiştiriyor. Şu anki kız çocuklarımız ileriki zamanlarda anne olacakları için çocuklarını öyle yetiştirmeleri için biz kız çocuklarımızın üzerinde duruyoruz. Annelerimize rica ediyorum Alevilik yolunu çocuklarına öğretsinler. Yolumuz her şeyden uludur. Yolumuz hiçbir şeye benzemez, yol her şeyden üstündür ben öyle bakıyorum. O yüzden rica ediyorum annelerimizden lütfen çocuklarına öğretsinler. Yas-ı muharrem orucunun ne olduğunu, imam Hüseyin’in ne olduğunu, Fatma Ananın ne olduğunu, masum-u pakları, Zeynep Anamızı öncesini sonrasını mutlaka anlatsınlar çocuklarına.
MUSTAFA YÜKSEL-SUAYABAK / ADANA
Yoruma kapalı.