PİRHA – Araştırmacı Yazar Ali Yıldırım, “Alevi’den cumhurbaşkanı olmaz” şeklinde yazı yazan köşe yazarlarına tepki göstererek, “Bu kadar ayrımcı, eşitsiz, nefret söylemi içeren bir değerlendirmenin kabul edilebilir bir yanının olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Haberin videosu
Sevilay Yükselir ve Rıza Zelyut’un, “Alevi’den cumhurbaşkanı olmaz” şeklinde yazdıkları yazılarla ilgili tartışmalar sürüyor.
Konuya ilişkin PİRHA’ya konuşan Araştırmacı Yazar Ali Yıldırım “Ayrımcı, eşitsiz, nefret söylemi içeren bir değerlendirme. Politik analiz altında yapılan bir değerlendirmenin kabul edilebilir bir yanının olduğunu düşünmüyorum” diyerek tepki gösterdi.
Yıldırım, konuya ilişkin tepkisini şu şekilde dile getirdi:
“Bu yılın başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olabilirim açıklamasının ardından Alevi kökenli 2 yazardan bu konuda değerlendirmeler, itirazlar yükseldi. Bunlardan bir tanesi Sevilay Yükselir, diğeri ise Rıza Zelyut’tu.
Bu iki yazar da Alevi’den asla cumhurbaşkanı olmaz, olmamalıdır. Cumhurbaşkanını olmayı bir tarafa bırakın, cumhurbaşkanı adayı dahi olmaz, görüşünü çeşitli gerekçelerle şekillendiriyorlar. Peki, bir insanın salt Alevi olduğu için Alevi kökenli olduğu için cumhurbaşkanı olamayacağına, adayı olmaması gerektiğini söylemenin ne anlamı olabilir?
Bu kadar ayrımcı, eşitsiz, nefret söylemi içeren bir değerlendirmenin kabul edilebilir bir yanının olduğunu düşünmüyorum.”
“ÖTEKİLEŞTİRME KAMUSAL ALANDA VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR”
“Burada mesele esas olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun kişisel durumu, şahsiyeti, değil” diye konuşan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yani söz konusu edilenin Alevi olması, Alevi kökenli bir siyasetçi olması. Bu konuda siyaseten ya da kamu yönetiminde zaten çok sorunlu bir durumda bulunuyoruz. Şöyle ki; 81 ilde bir tek Alevi kökenli vali bulunmuyor. Yine aynı şekilde 81 ilde bir tek İl emniyet müdürü söz konusu değil. Hadi diyeceksiniz ki bunlar siyasi kadrolar o anlamda yok diyeceksiniz. Peki, Türkiye’de 170 üniversite var. Bu 170 üniversitenin 1 tanesinin bile rektörünün Alevi olmamasını nasıl açıklayacağız? Şu çok net açık ortada ki; Alevilere yönelik açık bir ayrımcılık, açık bir ötekileştirme tüm kamusal alanda varlığını sürdürüyor.”
“BİR SİYASİNİN ELEŞTİRİLECEĞİ YÖNLERİ KÖKENİ, DİLİ, DİNİ DEĞİLDİR”
Yıldırım, “Bir siyasinin eleştireceğiniz yönleri onun kökeni, dili, ya da dini değildir. Sizin eleştiri noktalarınız o siyasetçinin siyasi görüşleri olabilir. O görüşler nedeniyle o siyasetçiye yönelik eleştiriler sunabilirsiniz. Ama onun dışına çıkarak o siyasetçiye dair din, dil, inanç gibi bir takım gerekçeleri, o alanda aranmaması gereken gerekçeleri söylüyorsanız, o zaman bütünü ile ayrımcılık alanında at koşturuyorsunuz demektir” diye konuştu.
“KILIÇDAROĞLU’NU KORUMAK ADINA SÖYLEMELERİ DAHA DA VAHİM”
“Bunları söyleyenlerin Kılıçdaroğlu’nu korumak adına, Alevileri korumak adına, onu düşünerek söylediğini ifade etmesi işi daha da vahim kılmakta” diyen Yıldırım şunları kaydetti:
“Bu gerekçe ile söyleyenler başka şeyleri de söylüyorlar. Diyorlar ki Türk halkının % 70’i sağcıdır. O zaman bir gün sol iktidar, sol seçenek bizim bir halkçı devrimci seçenek üretmemiz mümkün değil. O zaman gidip teslim olalım gibisinden başka bir tabloyu da önümüze çıkarıyorlar.
Yani tüm bunlar aslında Aleviler, ya da sol değerlere sahip çıkıyormuş gibi onların ezilmesine, onların yanında mağdur olmamasına yönelik sözlermiş gibi. Ama hizmet ettiği alan tam tersidir.”
“ALEVİ OLMAK MAZLUMUN YANINDA ZALİMİN KARŞISINDA OLMAKTIR”
Haklıya, hakka inanan, halkçı, devrimci bir çizgi, demokrat, eşitlikçi bir çizgi izlemenin kaçınılmaz hale geldiğini ifade eden Ali Yıldırım, “Solcu olmak, Alevi olmak, bir defo değil, tam tersine bu toprakların haklılığını kadimden beri mazlumun yanında, zalimin karşısında olma, insan olma potansiyelini ifade etmektedir” dedi.
“AYRIMCILIK TARİHİN ÇÖP SEPETİNE GİDECEKTİR”
Yazar Ali Yıldırım, “Solculuğumuzla, Aleviliğimizle bu anlamda utanacak değiliz. Tam tersine insana, insani değerlere sahip çıkıyoruz. Bu anlamda bütün insanların da bizimle aynı değerleri paylaşması gerekiyor. Yani eşitlik, kardeşlik, özgürlük değerlerine sahip çıkarak bir seçenek üretmekten başka çaremiz yok. Ayrımcılık, eşitsizlik, hukuksuzluk, elbette tarihin çöp sepetine gidecektir. Geriye yalnızca umut yalnızca haklının yanında olma tavrı kalıyor” ifadelerini kullandı.
Cebrail ARSLAN/ANKARA
Yoruma kapalı.