PİRHA- 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne dair konuşan önceki dönem Akdeniz Belediye Başkanı olan ve yerine kayyum atanan Yüksel Mutlu, kadınların güçlü bir direnişi olduğunu vurgulayarak, “Mücadeleyi bütün hanelere, sokaklara, mahallelere kadın sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, kanaat önderleri aracılığıyla yaymalıyız” şeklinde konuştu.
Bugün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Dünyanın ve Türkiye’nin birçok merkezinde kadınlar alanlarda.
Önceki dönem Akdeniz Belediye Başkanı olan ve yerine kayyım atanan Yüksel Mutlu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’ne ilişkin PİRHA’ya konuştu.
Kadın mücadelesinin ciddi bir mirasının varlığına dikkat çeken Mutlu, “Bugün bu kadarını başarabiliyorsak bizden önceki kadınların verdiği mücadele sayesinde olduğunu belirtmem gerekir” dedi.
Kadınların dünyanın her yerine yayılmış durumda evrensel bir şiddetle karşı karşıya olduğunu belirten Mutlu, “İnsanlık ailesinin yarısı kadınlara zulmediyor, hakaret ediyor, şiddet uyguluyor, öldürüyor, yok etmeye çalışıyor ve kadını hayatın dışına itmeye çalışıyor. O zaman bize düşen şey, bu zulme bu egemenlik biçimine karşı mücadele vermektir” diye konuştu.
Mutlu, AKP hükümetinin bunca yıllık politikalarına rağmen sokağa çıkmayı başarabilen kadınlar olduğunu ifade edip, bu durumu 1980 askeri darbesinden sonra ilk sokağa çıkmayı başaran kadınları hatırlatarak, “Kadınların öncü rolünün buradan anlaşılması gerekiyor. Siz 80 sonrası o atalet, baskı, zulüm politikaları, işkenceler, cezaevlerinde yaşananlara benzer bir durum yaşanıyor ve sokağa çıkmayı başaran yine kadınlar oluyor. Bu anlamıyla kadınların bu duruşunu güçlü bir direnişi söz konusu” diye belirtti.
“KADINLAR 100 GÜNDÜR CEZAEVLERİNDE AÇLIK GREVİNDELER “
Pandemi koşullarında kadınların ciddi bir şekilde istihdamdan edildiğinin altını çizen Mutlu, şunları aktardı:
“Kadınlar daha çok ekonomik şiddete uğradı. Pandemi koşullarında ilk işten çıkarılanlar kadınlar oldu. Şiddetin ekonomik boyutunu görmezden gelemeyiz. Kadınlar bununla da mücadele ediyor. Kadınlar yoksunlukla da mücadele ediyor.
Öte yandan kadınlar 100 gündür cezaevlerinde açlık grevindeler. Bu 8 Mart’ı cezaevlerinde pandemi koşullarında, bütün bu baskı politikaları cezaevlerinde daha ağır hak ihlalleri şeklinde yaşanırken kadınlar bir yandan da siyasi talepleri ve tecride karşı da mücadele ediyor. Buna karşı bu 8 Mart’ta toplumun bir bütünü, buna karşı ilgi ile yaklaşması gerekiyor. Yani toplumun gündemine cezaevindeki kadınların açlık grevinin oturması gerekiyor.”
“AKP-MHP FAŞİZMİNE KARŞI KADINLARIN GÜÇLÜ BİR DURUŞU VAR”
AKP iktidarının imza attığı İstanbul Sözleşmesi’ni şimdi ortadan kaldırmaya çalıştığını söyleyen Mutlu, “Neden? Çünkü kadın özgürlüğünden korkuyor. Çünkü kadının mücadelesinin yükselmesinden örgütlemesinden ve topluma buna anlatmasından korkuyor. Dolayısıyla bugün mücadele ettiğimiz AKP-MHP faşizmine karşı kadınların güçlü bir duruşu var ve bu duruşu daha da büyütmek mümkün. Mücadeleyi bütün hanelere, sokaklara, mahallelere kadın sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, kanaat önderleri aracılığıyla yaymalıyız” şeklinde konuştu.
“KADINLAR MÜCADELESİNİ BÜYÜTÜYOR”
Mutlu, her günün 8 Mart ruhu ile karşılanması gerektiğini ifade ederek, şunları ekledi:
“Kadınlar her günü 8 Mart ruhu ile mücadele ederek büyütmek zorundalar. Kadına yönelik şiddeti görünür hale getirip yan yana koymaz isek ve Türkiye’nin de altına imza attığı uluslararası sözleşmelerle birlikte mücadeleyi büyütmez, sahip çıkmazsak, o zaman İstanbul Sözleşmesi’ni iptal eder. Bugün 8 Mart’larda olduğu gibi kadınların bu mücadeleyi yukarı çıkaracaklarını inanıyorum. Bu iktidara karşı kadınların verdiği mücadelenin hiçbir şekilde sönümlenmeyeceğini ve yukarı doğru çıkacağına inanıyor.”
Diren KESER/MERSİN
Yoruma kapalı.